Hepimizin ünvanları oldu hayatında,
Eş, sevgili, en iyi arkadaş, bir öğrenci ya da önemli bir pozisyonda yönetici...
Bunlar insan oğlunun sınıflandırma alışkanlıklarından kalma masum tanımlamaların bazıları. Peki hayatınızdaki olmasını istediğiniz asıl ünvanınız nedir?
Bir hayalperest mi?
Bir seyahat ederek nefes aldığını hisseden
gezgin mi?
Ya da kendini iyiliklere adamış bir mutluluk perisi olmak mı?
Benimkini söyleyeyim,
An Kovalayıcısı!
Ben hep mutluluğun sebeplere bağlı olarak geldiğini düşünmüştüm...
Daha büyük eve taşındığımızda, istediğimiz arabayı aldığımızda ya da maaşıma zam geldiğinde gerçekten mutlu olabilecektim.
Ama oldu mu? Hayır!
Hayallerime ulaştığımda o anın tadını çıkarmak yerine yeni yeni planlar kurarken buldum kendimi. Yaşadığım o anın bir zamanlar mutluluğum için bir basamak olduğunu unutarak, şükretmeden hep daha fazlasına kenetledim kalbimi. Ve Mutluluk benim için hep ulaşılması gereken bir hedef oldu.
Tabi ki yanılıyordum !
Şimdilerde ise garip bir An Kovalayıcısı oluverdim....
Nasıl mı?
Dışarı çıktığımda uzun sıcak günlerin ardından tenime değen serinletici rüzgarı hissettiğime şükrederek mesela.
Daha önce hiç ilgimi çekmemiştir yere düşmeye başlayan yapraklar...
Ne kadar güzel olduklarını farkettim...
Şükrettim farkedebildiğime...
Sonbaharın gelmek üzere olduğunu, aslında ne kadar şanslı olduğumuzu farkettim hissedebildiğimiz için dört mevsimi birden...
Kısacası ben fark edebilmeyi farkettim.
Şükretmeyi...
Mutluluğun sebeplere bağlı olmadığını ,
Mutluluğun tam da bu anda olduğunu...
Bir baksanıza etrafınıza , hayat farkedilmeyi bekleyen güzelliklerle dolu 🎀
Üstelik bunları görebilmek için özel bir güce de ihtiyacımız yok...
Görmek gibi sinirli bir özelliğimiz zaten doğuştan var...
Şükürler Olsun 💕