Hepiniz duymuşsunuzdur okyanus kenarında telaşlı adamın hikayesini ;
Meksika ' da bir adam , gün batarken bomboş kumsalda yürüyormuş ...
O sırada uzakta gördüğü bir şey dikkatini çekmiş.
Yaklaştıkça yerlilerden biri olduğunu tahmin ettiği adamın , aceleyle sürekli yerden bir şey alıp , okyanusa fırlattığını görmüş ...
İyice yaklaştığında adamın , kıyıya vuran deniz yıldızlarını birer birer denize attığını anlamış.
Yanına yaklaşarak ;
İyi akşamlar bayım. Ne yaptığınızı sorabilir miyim ? demiş ...
' Deniz yıldılzlarını okyanusa atıyorum. Simdi sular çekildiğinden , deniz yıldızlarının hepsi karaya vurmuş. Onları denize geri atmazsam hepsi de ölecek. '
Adam ; ' Anlıyorum 'diye yanıtlamış. ' Ama kumsalda binlerce deniz yıldızı olmalı , hepsini kurtarmanız mümkün değil. Burada onlardan çok var. Üstelik bu kumsalı her yerine yetişmeniz imkansız .
' Hiçbir şeyi değiştiremezsiniz , görmüyor musunuz ? '
Adam gülümsemiş , yere eğilip eline bir deniz yıldızı daha almış ve denize attıktan sonra ' En azından birinin daha hayatını değiştirelim ' demiş . '
Bu hikayeyi neden paylaştığıma gelince ,
İnsan olarak bizler ; bu kadar naif yürekli olabiliyorken , karaya vuran minik çocuklar hakkında nasıl da duyarsızız farkında mıyız ???
Hala hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimizi düşünüyorsanız , demek ki yaşayan ölülerden farksızız!
Ve yazıma Şahan Gökbakar ' ın tamamına katıldığım sözleriyle veda etmek istiyorum ;
“Yıl 2015… Ülkemizin sahillerine ölmüş çocuklar vuruyor… Ne acı
ve ayıp İNSANLIK için. Yazık sana minik adam. Ama bil ki, kıyıya vuran
senin bedenin değil aslında. Hala din uğruna, mezhep uğruna, ideoloji
uğruna, politika uğruna yerinden yurdundan vatanından edilen, kafaları
kesilen, enselerine uykuda sıkılan, patlatılan, katledilen, nefretle yok
edilen İNSANLIK vurdu karaya senile birlikte…Tüm çirkinlikler,
vahşilikler, canilikler vurdu… Bütün musibetler, illetler vurdu karaya
senin bedeninle… Halbuki o sahilde elinde kürek ve kova, kumla oynaman
gerekirdi yaşıtların gibi. Kaleler yapman gerekirdi… Yaşaman gereken
buydu minik adam. Olmadı… Olamadı… Bu İNSANLIK seni yaşatamadı………………”
Aslında bir yokoluşun çaresiz seyirlerindeyiz.Artık mezalim çocuklara kadar ulaştıysa insanlık bitmiştir,ya da can çekişiyordur.Hiç bir şey yapamadan dişlerimizi kenetliyoruz ve ilahi adaletin tecellisini bekliyoruz.Sabırla ve ama sabır sözünün anlamına ters düşen bir sabırla.
YanıtlaSilEce Ablacım , keşke masalarımızın başında değil de en azından daha önceleri kenetenmemizi ve sesimizi çıkarmamızı sağlayacak kadar bir sesimizi duyursaydık ...
YanıtlaSilMesele ağaç değil , cinsel eşitlik değil , seçim hakkı ya da doal felaketlerden hayatını kaybeden hayvanlar değil ...
Mesele insanlığı kaybetmiş yaşayan ölüler !!!
Ve bilgisayarlarımıza başından ahkam kesip , taziye yapmaktan daha fazlasını hakediyor bu masum melekler ... :(
Bir çok yazım yanlışını da beraberinde getirmiş öfkem ve duyduğum üzüntü ...
SilKusura bakmayınız lütfen.
hikaye güzelmiş.
YanıtlaSilama dediğin gibi hepimiz bakıyoruz.
Aynen , malesef öyle...
SilBu hikayeyi daha önce okumuştum. İnançlarım doğrultusunda, çocuklar ve gençler adına belki birebir olmasa da kendi çapımda bir şeyler yapmaya çalışıyorum. En azından safımı belli etmem gerek. Ve yarın İlahi huzurda hiçbir şey yapmamanın verdiği mahcubiyetten kurtulmak için.
YanıtlaSilBelki yazı maddi kurtuluş içindi fakat ben manevi kurtuluşu ehemmiyetli bulmaktayım. Ölüm hak. Bir gün hepimizi bir yerde, bir şekilde bulacak ama ya kalplerimizin ölümü; daha yaşarken. İşte gençler ve hepimiz için en çok üzülecek şey bu.
Evet , ölü insanlar görüyoruz , ölü olduklarını bilmiyorlar ...
SilÇevremizde ne kadar da çoklar değil mi Yolcu ...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMerhabalar yazınızı çok beğendim birçok kişinin duygularna gayet net bir şekilde tercüman olmuşsunuz. Sizin içinde uygunsa bu yazınızın linkini bloğumda paylaşıp bu yazıyı okumayanları da bilgilendirmek isterim.
YanıtlaSilSevgiler,
Seray
Merhaba Seray Hanım ,
SilTabii ki paylaşabilirsiniz...
Ne güzel de söylemiş Şahan Gökbakar. Kıyıya vuran insanlık diyoruz özetle...
YanıtlaSilMalesef öyle ...
Sil