9 Temmuz 2014 Çarşamba

AMA BEN ....

Burasını ağlama duvarı olarak kullanmak yapmak isteyeceğim son şeylerden biridir herhalde..
Ama ben oğlumu çok özledim...
Neden yanımda olmadığı , ya da benim neden gitmiyor oluşumun sebepleri bir yana , elde kalan tek gerçek duygu var sadece...
O da özlediğim gerçeği...
Hepsi bu .!.
Bunun üstüne daha ne söyleyeyim ki...


KAVANOZ KRALLIĞI / PART 1 ///

Evett , bir heyecan ile yapmaya karar verdiğim bir projede ilk aşamayı katetmenin sevinci ile sizlere neler yaptığımı göstermek ve fikirlerinizi almak istiyorum..

İhtiyacım olan malzemeleri satın aldıktan hemen sonra , malum Ramazan ayı olduğu için , iş çıkışı yemek yapmak şart oluyor , fazla oyalanmadan eve gittim..
Tabi ki telaşeden boyama malzemelerini alıp , boyanacak obje almadığım için ufak bir ' ne boyamalıyım ' krizine girdim eve gidince  ..
Sonrasında da aşağıda göreceğiniz minik vazolarımı kurban seçtim ilk deneme için..


Ponpon fırça ile yapılan boyama işlemi çok eğlenceli ve hızlı geldi bana..
Tahmin ettiğim kadar zahmetli ya da sıkıcı olmadı vazolarımı boyamak..
Zira  sıkılsaydım , hiç bir amaç onları bitirmeye zorlayamazdı beni...

kavanoz nasıl boyanır

Ortaya çıkan ilk deneme sonucu resimlerdeki gibi..
Ne düşündüğünüzü merak ettiğimi önemle belirtmek istiyor , bu konuda fikir ve tavsiyelerinizi en özelinden talep ediyorum..
dekupaj teknikleri


Ee malumunuz , bir krallık kolay oluşmuyor ..
Hele bu bir de KAVANOZ KRALLIĞI ise , durum daha da zor :))

8 Temmuz 2014 Salı

Julie & Julia

 2009 Yapımı , gerçek hikayeler ve iki ayrı kitabın birleştirilerek vizyona yansımış halini izledim geçtiğimiz hafta sonu..
Film ;  iki farklı kadının hayatını ve azimle hayatlarının akışını nasıl değiştirdiklerinden bahsediyor temel olarak..
Julia ;  yemek yapmayı tutku haline getirmiş ve bu uğurda çıkarmak istediği yemek kitabı için tam 8 sene çalışmış , azimli bir kadındır..
Julie ise , eşinin işi sebebi ile yeni bir eve ve işe sahip olmuş , hayatı iş ve ev arasında sıkıcı ve umutsuzca geçen biridir...

Eşinin fikir vererek , yemek kitabına hayranı olduğu Julia ' anın kitabındaki tüm tarifleri deneyerek oluşturacağı ' blog yazma fikri ' onu hayata bağlar...
Gece gündüz bu amaç uğruna çalışmaya ve her akşam bloğuna yazmaya devam eder..


Aslında filmin bu kısmı oldukça bizden..
Hangi bloger istemez ki yazdıkları ülke sınırları aşsın ve blogu sayesinde gerçekten mutlu oluğu işi yapabilsin..??
Eminim hiç birimiz hayır demezdik..


Filmdeki Julia isimli bakımlı teyzeden pek hoşlanmasam da ; ( çünkü her halta abartılı bir şekilde kahkaha atıp durdu film boyunca..) genel olarak sonunu merak ederek izlediğim bir film olduğunu söyleyebilirim..
Tekrar izler miyim ?
Hayır ama , izlemeyenler için keyifli vakit geçirtebilir..


Filmin en tatmin edici yanı ise , JULİE & JULİA isimli kadınların ve başarılarının gerçek olduğu...

Dekupaj Resimleri

Kavanoz Krallığı ' mı kurduğum ikinci günün sabahından herkese merhaba :)
Gelecekteki tasarımlarımda kullanmak üzere özenle seçtiğim bir kaç dekupaj resmini sizlerle de paylaşmaktan onur duyarım ;

Çiçekli Dekupaj




























7 Temmuz 2014 Pazartesi

KAVANOZ KRALLIĞIMA HOŞ GELDİNİZ

Güzel , huzurlu ve bol dinlenilmiş bir hafta sonundan sonra , bu yeni hafta hepimize hemencecik geçen , eğlenceli ve mutlu bir hafta  olsun inş....:)
Çok ama çok heyecanlı olduğumu öncelikle belirtmek istiyorum çünkü , sakin geçen hafta sonumda bol bol düşünme ve yeni planlar yapma fırsatı buldum..
Ne mi yapacağım ????
Başlıktan da ipucu verdiğim üzere , yeni bir 'KAVANOZ KRALLIĞI' projesine atılıyorum yüksek müsadenizle..
Tasarım okuduğumdan ötürü , geliştirdiğim ' el yatkınlığı ' olayını unutmadığımı varsayarak işten ayırabildiğim zamanları artık daha verimli geçirmeye ve üretkenliğimi geri kazanmaya karar verdim..
Ve yaptığım işlemleri ve aldığım sonuçları da sizlerle buradan paylaşmaya da başlayacağım tabii aynı zamanda..

Şimdilik yapacağım ilk işlem iş çıkışı kavanoz krallığımın temelini oluşturacak malzeme ve tabi ki güzel güzel cam kavanozlar almak olacak..
Büyük projeme bu akşam başlayabilmeyi umut ediyor , sizlere kocaman musmutlu ve heyecanlı bir hafta geçirmenizi diliyorum..

4 Temmuz 2014 Cuma

CUMA GÜNÜ BİTER , HAFTA BİTER..

Zaman su misali akıp giderken , sadece içinden kontrolsüzce akıp gittiğimi hissediyorum yoğun olarak..
Hepsi bu !

Pazartesi sendromu yaşamaya çalışırken kendi çapımda , hooop bir bakmışım Cuma gelmiş..
Gönlümün sultanı gün gelmiş...
Ertesi gününde tatil gelmiş...
İyi ki de gelmiş.. :)
hafta sonu nereye gidilir ?
Hafta Sonu Planları
Gelelim hafta sonu planlarıma ;
Öncelikle her şey yolunda giderse eğer ; güzel bir kahvaltı yapabilmeyi umuyorum , en güzelinden..
Sonrasında ise durum gidişatı hava durumu ile doğru orantılı değişecek sanırım..


Ama şöyle bir niyetim var ki sevgili ziyaretçilerim , her nerede olursam olayım ; evde yada dışarıda farklı bir yerde , bu hafta sonu tek planım çokk mutlu olmak ve çocuklar gibi eğleneceğim bir hafta sonu geçirmek...
Umarım her şey yolunda gider, güzel günler geçiririz hep birlikte..
Aynı gök yüzünü paylaştığımız bu koca gezegende aslında hepimiz bir' iz...
Her birimiz en az diğerimiz kadar mutlu , neşeli ve süprizlerle dolu günler geçirmeyi hakediyoruz..
Ve hafta sonuna sihirli bir kapı açan bu mesai saatlerimin son dakikalarında sizlere harika bir hafta sonu tatili diliyor , hepinizi kucaklıyorum..
İyi ki varsınız :)
öpücük
Öptümm :)

3 Temmuz 2014 Perşembe

GÖÇEBE / THE HOST

Dün akşam 2013 yapımı bir film izledim ve hali hazırda hayal gücüne hayran olduğum Stephenie MEYER ' e bir kez daha oluşturduğu dünyaya hayran kaldım..
Alacakaranlık serisinden sonra ne kendisini ne de diğer kitaplarını takip etmediğimden ' Göçebe ' nin bir kitaptan uyarlama olduğunu filmi izledikten hemen sonra öğrendim...
Filmi izlediğim için , kitabını okumayacağım ama siz fantastik kitapları seviyorsanız öncelikle kitabını alıp , okuyun derim..
Zira konu bir hayli enteresan..

FİLMİN TANITIMI : Dünya bir uzaylı türünün istilasına uğramış ve maalesef insanlık virütik biçimde yayılan bu çok güçlü türe yenik düşmüştür. İnsan bedenlerine hiçbir zarar vermeden bilinçlerini ve ruhlarını ele geçiren ve Wanderer denilen bu tür bir şekilde dünyaya da barışı getirmiştir. İstila sonrası bedeni ve zihni ele geçirilmeden kalan bir avuç insan grubu yakalanmadan yaşamaya çalışmaktadır. Melanie Stryder'dan bu insanlardan biriyken Jared Hower adında hala 'insan' olan bir genç ile karşılaşır ve ikili çok geçmeden aşık olur. Güvenli bölgede olmadıkları için Melanie bir şekilde yakalanır ve istilacıların eline geçer. Bedeni ve zihni artık ele geçirilmiştir. Melanie'nin güçlü duygularını ve iradesini kullanarak yeryüzünde yaşayan son insanların yerini tespit etmeye çalışan güçler, genç kıza tam anlamıyla hakim olabilmişler midir? 
Alacakaranlık serisiyle dünyayı sallayan Stephenie Meyer'ın romanından bilim-kurgu ve gerilim sinemasının başarılı yönetmeni Andrew Niccol tarafından uyarlanarak beyazperdeye aktarılan filmin başrolünü ise genç oyuncu Saoirse Ronan üstleniyor.

Filmin başlarında ; ne oluyor , kızın içinde iki ses var ve kim hangisi oluyor pek anlayamıyorsunuz ama bir saniye dahi gözlerinizi de ayıramıyorsunuz aynı zamanda..
Hayal gücü ile yaratılan bu dünya ekrana o kadar iyi yansıtılmış ki , ilerideki yüzyıllarda hikayenin gerçek olabileceği ihtimali ile sarsılıyorsunuz.

Ben bu filmi çok ama çok ilginç buldum ve çok beğendim..
İzlemenizi tavsiye ediyor , sonrasında yorumlarınızı bekliyorum :)
Sevgilerimle...

2 Temmuz 2014 Çarşamba

Mia ' nın Yeni Hali

Daha önce bir kaç kez bahsettim size kedim Mia ile hayatımızı , Mia 'nın bizi ısırıp - yeme çalışmalarını vs..
İşte ilk kez , dün akşam Mia bizi çok şaşırttı ; çünkü bizi bir kere bile ısırmaya çalışmadı..

Her zamankinden farklı olarak , ( genelde kuru mama ve yumurta yer kendileri ) konserve mama aldık Mia ' ya..
Neredeyse 400 grm.lık mamanın yarısını yedi ve salona , yanımıza geldi tekrar..
Geldi yine ayaklarımın altında dolanmaya başladı..' evet şimdi başlıyoruz işte , gelsin ısırıklar ' derken , baktım bizim kız sadece yalıyor ...:)
Dedik herhalde mamasını çok beğendi ve kendince bir teşekkür ediyor ama bu durum gece boyunca değişmedi...
Ve bu zamana kadar , yaklaşık 3 aylık oldu , bizi ısırmaya çalışmasının sebebi sadece içgüdüsel mi ? yoksa mamasını beğenmeyip aç kalmasından mıdır ? bilemedik..


Aynı konserve mamanın , kuzu etlisi , tavşan etlisi , ciğerlisi , tavuklusu , artık daha nesi varsa alıp , Mia üzerinde küçük bir deney yapacağım..
Eğer bizi ısırmaya çalışmıyorsa anlarız ki , bizim kız mamasını sevmediği için bizi yemeye çalışıyormuş..:)
Şaka bir yana eğer , doymadığı için böyle davranıyorsa vicdan azabından ölürüm:(
Ama bir yandan da yol yakınken bir hata varsa ortada , bunu da anlamış ve önlemini almış olacağız..


Şunu da söylemeden edemeyeceğim ki ; ısırmayan bir kedi ne güzelmiş öyle..
Biz tv izlerken , o da koltuğun bir kösesinde miskin miskin takılıyordu..
Mia ' yı böyle görmeye alışkın olmadığımız için bu halini çok sevdik..
Ve anladık ki   Mia ;sen ısırmadığında çok ama çok daha şeker bir kedi oluyorsun..

1 Temmuz 2014 Salı

AŞK HER YERDE -- RACHEL GİBSON

İşte tam da aradığım gibi bir aşk kitabının da son sayfalarını üzülerek bitirdim ve kitaplığımın en güzel köşesine kaldırdım..
Çok kısa sürede bitti ve okuduğum sürece elimden bırakamadım bu kitabı...
Rachel Gibson ' ın diğer kitaplarında olduğu gibi ' Aşk Her Yerde ' de de sizi içine alan ve her sahnesini gözünüzde canlandırabileceğiniz başarılı bir kurgu var siz karşılayan...
Kitabın konusu ise şöyle ;

Eski bir Playboy kızı olan ve hala çok çekici ve güzel görünen bayan Duffy ' nin, yaşlı eşinin ölmesi ve ölmeden önce ona servetini ve hokey takımını bağışlamasıyla başlıyor hikaye..
Duffy baştan takımı satmayı düşünse de bir kaç sebepten ötürü takımı elinde tutmaya ve hokey hakkında bilgi sahibi olmaya karar verir.
Hokey hakkındaki bilgisizliği onu hem takım oyuncularının hem de gazetecilerin gözünde ' zengin koca avcısı bir playboy ' kızı olmaktan öteye götüremez başlarda..
Ancak Duffy artık eskisi gibi değildir ve takımı konusunda herkesi yanıltmakta kararlıdır..
Duffy hokey ve takım oyuncuları hakkında bilgi toplarken , takımın çekici ve sert kaptanı Tyson Savage ile sık sık sürtüşmeler yaşarlar..
Savage ; kendinden emin ve işinde çok iyi bir kaptandır ve takımının başına çok çekici ve harika olsa da bu iş hakkında fikri olmayan bir kadının gelmesinden rahatsızdır...
Tabi ki bu rahatsızlık böyle gitmiyor ve aralarındaki cinsel çekime karşı koyabilmek için ikisi de çok fazla mücadele ediyor kendileriyle..


İşte buradan sonrası süpriz olsun ve bu güzel kitabı okurken siz de benim yaşadığım heyecanı yaşayın istiyorum..
Özellikle sonunu çok beğendim..
Hiç beklemediğim bir son ve harika bir kapanış oldu..
Herkese tavsiye eder , iyi okumalar dilerim..

30 Haziran 2014 Pazartesi

HAZ / SEDA DİKER

Çok çok merak ederek aldım Seda Diker ' in ' HAZ ' isimli kitabını..
Kapağın arkasından okuduğum kadarı ile erotik içerikli bir kitap olduğu zaten anlaşılıyordu ama bir Türk yazarın bu konuda ne kadar cesur olabileceğini de merak ediyordum aynı zamanda..
Kitabı alma hızım ile bitirme hızım doğru orantılı oldu bu kez..
Hızlıca aldım ve bir kaç günde de bitirdim..
Düşündüğüm gibi , içerik olarak bahsedilen konular mecburi olarak belli bir sansür ile aktarılmış..
Yer yer aynı kelimenin müstehcen olanın kullanılması ' ama daha iki sayfa önce böyle yazmamıştı bunu ' izlenimine kapılmanıza sebep olsa da genel hatları ile bir Türk yazardan çıkabilecek en erotik kitaplardan biri..


Kitaba gelirsek ; genel olarak ilişkilerden ve sadece cinsellik amaçlı erkeklerden ve bu durumu nasıl lehimize çevirebileceğimizden bahsediyor..
İlgimi çeken ve doğru bulduğum bir önermesi vardı ; kadınların alt kimliklerinin olduğu ve bunları nerede ve nasıl kullanması gerektiğini mantıklı bir yol ile açıklaması ile ilgili ...
Mesela ; hepimizin içinde belli duygu durumlarımıza göre kendini gösteren kimlikler varmış...
Şefkatli olduğumuz zamanlarda ' Anne ' kimliği..
Sinirlendiğimizde ' CADI ' , mutlu ya da tutkulu olduğumuzda ' LOLİTA ' gibi..
Bunlar ve bir bu kadar daha kimlikten bahsediyor işte bu kitapta ve üç ayrı kadının aşk ve cinsel hayatları üzerinden anlatarak yapıyor bunu...
Yani anlayacağınız bu kitapta aynı zamanda üç ayrı kadının özel hayatına bir bakış atma şansınız oluyor...
Kitabın büyüsünü bozmamak adına daha fazla anlatmayacağım ve sözlerimi bu sebeple noktalayacağım şimdilik..
Benim kitap hakkındaki nacizane fikrim ise , bu anlattıklarım dışında çok fazla bilgi kalmayacak belki aklınızda ama vakit geçirmek ve kafa dağıtmak istiyorsanız bu kitabı sıkılmadan okuyabilirsiniz...
Dediğim gibi bir Türk yazara göre belkide şimdilik en cüretkar kitap ünvanını alabilir ; ' Haz ' ve belkide bu ; yeni bir ' Grinin Elli Tonu ' serisinin doğmasına zemin hazırlayabilir..
Karar sizin..
Sevgilerimle..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...