28 Temmuz 2015 Salı

Soul Surfer / Dalgalara Karşı / Film Yorumu

Dalgalara Karşı, trajik bir kazanın ardından yeniden şampiyon olmak için azimle ve hırsla tüm güçlüklerin üstesinden gelen genç sörfçü Bethany Hamilton’ın gerçek hikayesini konu alıyor...
grilady
 FİLM YORUMU : Filmin bir biyografi filmi olması zaten izlenmesi için iyi bir sebep ... Ama bazen öyle sıkıcı ve kötü çekilmiş biyografiler çıkıyor ki karşımıza , ister istemez ön yargıyla yaklaşabiliyoruz ...
Bu film için de , televizyonda gördüğümde önce konusunu okudum , açıklamada Biyografi ibaresini görünce hemen kanal değiştirdim ve diğer film kanallarına bakmaya devam ettim. Ama elle tutulur bir film olmadığı için tekrar bir göz gezdirmek için aynı kanala geldim ve Dalgalara Karşı filmine kelimenin tam anlamıyla kitlendim kaldım ... 
 Köpekbalıkları , başlı başına ilgi alanım zaten.. 
Bu film de amatör bir sporcunun köpekbalığı saldırına uğraması , kolunu kaybetmesi bundan sonraki yaşam hikayesini konu alıyor ...


Tüm hayatı sörf olan birinin , tek kollu olarak yaşamaya devam etmesinin zorluklarını , herşeye rağmen tutkusundan vazgeçmemesini ve sörfe tek kolu ile devam etmesini izleyeceksiniz bu filmde. Aynı zamanda eminim büyük dalgaların üzerinde kayan sörf aşıklarını görünce , hayatımızda böyle bir tutku olup olmadığını sorgulayacaksınız . Ve malesef ki , bir çoğumuz tek düzeliği bir yaşam biçimi olarak kabullendiğimizden mürevellit , böyle bir duyguyu anlayamayacaksınız, anlayamayacağım ...


Filme tekrar dönecek olursak ; görsel efektler , oyuncular , mekan harkülade ...
Tek kolun köpek balığı tarafından ısırılması ve sonraki sahneler de oldukça başarılı ...

 KISACASI ; Bu filmi izleyin , kesinlikle zaman kaybı olmayacak ...
Ve cesaret veren bir hayat hikayesi olduğundan dolayı muhtemelen ufkunuzu açacak ve sizi yeni meraklara ve hobilere sevkedecek ...


Hippiler


gri lady,grileydi,hippi kültürü,KÜLTÜR

Hippi ' ler ABD ' de 60 ' lı yılların sonunda ortaya çıkmış , 70 ' li yıllara hakim olmuş şahane bir topluluktur.Vietnam savaşına tepki göstermeye başlamaları ile oluşturulan topluluk , kurallı bir dünyaya , savaşa , kendi oluşturmadıkları bir düzene dahil olmaya  ve kısıtlayıcı toplum kurallarına karşı çıkmışlardır.

Genelde hippi denildiğinde aklıma kirli saçlar , salaş kıyafetler , kaliteli müzik , özgür cinsellik , meteliksiz ama mutlu görünen insan topluluğu gelir ...

Öyledirler de ...
HİPPİ RESİMLERİ,HİPPİLER,GRİ,GRİNİN ELLİ TONU,BLOGER
HİPPİES BOY

Genelde vejetaryan olan toplum , basit sebzeler , meyveler üreterek geçimini sağlar...
Zaten para onlar için önemsizdir ...

Günümüzde cinselliğin özgürleşmesinde Hippi ' lerin katkısı yadsınamayacak kadar fazladır. Özgürleşme alanındaki bakış açıları cinsel kimliklerine de yansımış , özgür seks biçimini hayatlarına rahatça uyarlamışlardır ...

Hippi ' ler ; içten olmaları , özgün dünya görüşleri ve buna olan inançları , yaşam şekilleri , hayat felsefeleri  ve getirdikleri özgürlük başkaldırısıyla tarihin bize kattığı önemli bir topluluktır.
Annelerimizin genelde bizi yermek için kullandığı ' hippi gibi oldun  ' vb tanımlamaları , savundukları dünya görüşünün hala yadırganıyor ve anlaşılmıyor olduğunun en basit göstergesidir.

HİPPİES FAMİLY
Herşeye rağmen , 80 ' li yıllardan sonra özgünlüğünü koruyan ama yavaş yavaş nufusu azalan bu toplumun var olmuş olması mutluluk verici ...

Hippi'lerden bize kalan harika müzikler , rengarenk stilleri ve hala hemen heryerde kullanmaya devam ettiğimiz özgün tarzları var ...

Tabii bir de , onlar gibi yaşamayı dileyen ama günümüz şartlarında buna cesaret edemeyen Hippi ruhlu insanlarımız ...


27 Temmuz 2015 Pazartesi

Melek Bir Yandan , Şeytan Bir Yandan ...

Bir hayat felsefesi ki benimkisi ; ikilem arasında kaldığım , yönümü belirlemede kararsızlıklarım yüzünden bir sağa bir sola yol yalpaladığım ve hangi yöne gitmem konusunda bir türlü karara varamadığım ...
Bazen çok okumanın ve her konuda fikir sahibi olabilme tutkumun bir geri dönüşümü olduğunu düşünüyorum bu kafa karışıklığımın...
Bir yanda hayatıma dair sonsuz yaşama sevinci ve deli dolu hayallerim , ideallerim ...
Bir yanda inancım...

En kötüsü de ikisini buluşturabildiğim bir orta yolu henüz keşfedememiş olmam ...

' İnandığın şeyi sorgula , öğren ve inandığın gibi yaşa ' görüşümü geliştirmemle başladı herşey ...
Bıraktım okuduğum aşk kitaplarını , onlarca best seller serilerini bir yana ...
Madem inanıyorum dedim, inandığım kitabı bile okumamışken , başkalarından öğrendiklerimi benimsemek ve uygulamak mantıksız , ben okumalıyım , ben deneyimlemeliyim bilgi eylemini dedim ve Kuran'ın mealini okumaya başladım...
Hala okuma aşamasındayken bunun kolay ve keyifli olduğunu söyleyemeyeceğim malesef...
Kafam karıştı , ne kadar da yüzeysel bir inanca sahip olduğumu anladım...
Okumaya devam ettim , hala da okumaya gayret etmeye çalışıyorum ama sanki eskisi gibi değilim...
Çünkü inandığımı söylediğim ve kabul ettiğim,  varlığına tüm kalbimle inandığım Allah için nasıl da hiçbir şey yapmıyormuşum onu gördüm...

Ama tüm bunların yanında beni ben yapan özelliklerim ile çelişmeye başladı herşey;
Yapmak istediklerim ve yapmak zorunda olduğumu hissettiklerim ....

İşte başlığın konusu tam da bu ; melek bir yandan , şeytan bir yandan ...
Ve ben iksinin mücadelesini tarafsızca izliyor gibiyim...

24 Temmuz 2015 Cuma

Yürüyerek Dünya Turu

En Yavaş Dünya Turu Seyyahları

1. Dave Kunst



John & Dave Kuntz | Afganistan
John & Dave Kunst | Afganistan

Dave Kunst Dünya çevresini yürüyerek kateden ilk tanınmış seyyahtır. Dave, kardeşi John ile birlikte, 1970 yılının Haziran ayında Avrupa, Kuzey Amerika, Asya, Ortadoğu ve Avrupa yönünde yıllarca sürecek bir yolculuğa çıkar.
Maalesef John Kunst Afganistan’da bir takım haydutlar tarafından vurularak öldürülür. Dave bunun üzerine yolculuğunu diğer kardeşi Pete ile tamamlar.
Dave, 4 yıl süren yürüyerek seyahat sırasında 23.255 km yolu yürümeyi başarmıştır. Dave’in seyahati hakkında kapsamlı bilgi için http://home.earthlink.net/~earthwalker1/

2. Steven Newman



newman
Steven Newman | Tek başına yürüyerek Dünya turu

1954 doğumlu Steven Guiness rekorlar kitabında tek başına yürüyerek Dünya turu yapan ilk kişi olarak yer alır.  1983 yılının Nisan ayından 1987 yılının Nisan ayına kadar geçen 4 sene boyunca  Steven 20 ülke geçerek toplamda 24.140 km yol yürümeyi başarmıştır.
1987’de bitirdiği Dünya turu ardından Japonya, Güney Kore ve Tayvan’ı baştan başa yürümüş ve Japonya’nın Shikoku Adası’nda bulunan 1450 km’lik Henro Hac yolunu da yürüyerek geçmiştir.

3. Rosie Swale-Pope



Rosie
Rosie Swale-Pope

2003 yılında, 57 yaşında iken, Rosie Swale-Pope Dünya çevresini yürüyerek turlamayı bir adım öne taşıyarak koşmuştur.
Kansere karşı farkındalık yaratmak ve bazı yardım kuruluşlarına yardım toplamak için Rosie Dünya üzerinde bulunan en maceralı ve belki de en tehlikeli rotayı seçmiştir: Rusya, Alaska, Kanada, Mainland ABD, Grönland, İzlanda ve UK.
Yolculuğu boyunca 50 çiftten fazla ayakkabı kullanmış ve yardım kuruluşları için 250,000 pound’tan fazla paranın toplanmasına yardımcı olmuştur.

4. Ffyona Campbell



Ffyona Campbel
Ffyona Campbell

“Yürüyerek Dünya Turu yapan ilk kadın” ünvanını kazandıktan sonra seyahatinin ABD ayağında bulunan bir kaç kilometrede hile yaptığı ortaya çıkınca Ffyona’dan geri alınmıştır.
Yine de ABD, Avusturalya, Afrika ve Avrupa’yı kapsayan 11 yıllık seyahatinde toplamda yaklaşık 32.200 km yürüdüğü için listede yerini almıştır.
ABD’de eksik kalan bölümü tamamlamış olsa da rekorunu geri alamamış olan Ffyona 95 günde 5150 km yürüyerek Avusturalya’yı en hızlı geçen kişi rekorunu elinde tutmaktadır.

5. George Meegan



George Meegan | Dünya Turu sırasında dinlenirken
George Meegan | Dünya Turu sırasında dinlenirken

Alaska’nın en kuzeyinde bulunan Tierra Del Fuego’dan yola çıkan George Meegan 2.425 günde 30.610 km yolu yürüyerek seyahat etmiştir. (1977-1983)
George Meegan, kesintisiz en uzun yürüyüş, tamamen kuzey yarıküreyi kapsayan ilk ve tek kişi ve yürüyerek katedilmiş en fazla enlem derecesi rekorlarını kırmıştır. Bunların yanında yürüyerek seyahati boyunca geçtiği ülke ve kıtalardan dolayı dört farklı rekora da sahiptir.

6. Karl Bushby



Karl Bushby | Peru
Karl Bushby | Peru

1998 yılında başlayan yürüyerek yolculuğu için Karl’ın planı Güney Amerika’nın en alt noktasından başlayarak kuzeyde Alaska’ya ulaşıp batıya yönelerek uçsuz bucaksız Siberya’yı geçip Avrupa üzerinden İngiltere’ye 14 yılda 57.940 km yol yürüyerek ulaşmaktı.
Yürüyerek seyahat planı Rusya’ya ulaştıktan sonra bir çok kez Rusya ile arasında sorun olan vize sıkıntısı ve sponsor desteklerini kaybetmesi sebebiyle şu anda askıya alınmıştır.

Karl Bushby’nin yürüyerek seyahat girişimi çoğunlukla dernek yararına veya küresel meselelere dikkat çekmek amacıyla başlatılan ve halen devam etmekte olan 20 girişimden birisidir. Diğerleri de “Hawk” McGinnis, Gary Hause, Jean Béliveau ve Daren Wendell ile William Bryan Schlackman’dir.

                                                                                                                                            -ALINTIDIR-

21 Temmuz 2015 Salı

Merhaba Eski Aşklarım , Merhaba Çocukluğum ...

Bayram tatilini çocukluğumun rüyası , en güzel anılarımı biriktirdiğim Enez , Yeniceköy'de geçirdim...
Bu kez daha kalabalık olmamızdan mütevellit çok çok eğlendik binlerce kez şükür ...

Çocukluğumun yazlarının sadece burada birer haftasını geçirmiş olmama rağmen bana yıllarca gülümseyerek hatırlayacağım , içimi ısıtan anılar biriktirdi bu köy bana  ...
Bu kez gittiğimde tabi herşey çok farklıydı , ben evli ve çocuk sahibi biri olmuşken , tanıdığım ufacık çocuklar artık sevgilileriyle evlilik planları yapar olmuş ...
Eski arkadaşlarımı gördüm , ilk sevgilimi , çocukluk hayallerimi ...
Hala yaşıyor ve tekrar karşılaşabiliyor olmanın sevincini hissettim içimde , ve zamanın nasılda hızla tükendiğinin farkındalığını ...

Bir an 15-16 yaşlarıma dönebilmeyi istedim. O zamanki yaşlar ; şimdiki bilinç ve özgürlük...
Şimdiki ben olsam ve tekrar ilk gençlik yıllarıma dönebilsem şunu farkettim ki , daha dolu yaşardım , daha korkusuz ...
Zaten deli doluydum ama bunu kimsenin dizginlemesine izin vermezdim bu kez...
Daha çok severdim , daha çok gezerdim ...
Arkadaşlarıma daha fazla sarılırdım dört elle ...
Aile olabilme nimetine erişmeden önce , köklü dostluklar kurabilmek ve arkadaş olmanın güzelliklerini yaşardım doyasıya ...

Ve tekrar tekrar giderdim yine , bana hayatımın en güzel anılarını kurdurtan bu köye ...
Elimde çocuğum , yanımda eşimle...

AİLE,FAMİLY TUMBLR


14 Temmuz 2015 Salı

Hadi Kalk Gidelim ...

 ÖZGÜRCE , ZAMANI DURDURARAK ...


ISSIZLIĞIN ORTASINA , DOĞANIN KALBİNE ...



ÇOK BİR ŞEY İSTEMİYORUM ...

BİR KAMP VE BİRAZ ATEŞ ...



DOĞA VE HUZUR ...


BELKİ ARKADAŞLARLA HOŞSOHPET , BİR KAÇ AKŞAMDA ...

 AMA ÇOĞU KEZ BAŞBAŞA , SAKİN VE SESSİZ ...


DOĞANIN DOKUNULMAMIŞ KALBİNE , HIRSLARIMIZI , UMUTSUZLUZLUKLARIMIZI VE GÖREVLERİMİZİ BIRAKARAK , SADECE KENDİMİZ OLMAYA , DOĞANIN DOĞALLAŞTIRACAĞI İNSANLAR OLMAYA GİDELİM.....

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Kadir Gecesi Nedir ??

Bugün gibi önemli günlerdin sabah saatlerinden itibaren genelde kutlama , tebrik mesajları yağar telefonlarımıza ...
Facebbok'tan resimli kutlamalar , günün anlam ve önemini arz eden tweetler alır başını gider ...
Hatta dayanamaz bir tane de siz paylaşırsınız...
Duyarız ki , KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR ' , ' DUALARIN KABUL OLUNDUĞU GÜNDÜR ' ama neden ???

Araştırma ve okuma yoksunluğumuz bizi sürüsünü takip eden zavallı koyunlara dönüştürüyor gün geçtikçe. İç güdüsel olarak bir bütünün parçası olmayı kabul ediyoruz ama ne yöne gittiğimizi , neden böyle yaptığımızı hiç düşünmüyor , sorgulamıyor ve ne yazık ki öğrenmeye de çabalamıyoruz ...
Tüm bu gurubun için de ben de varım ... Önemli bir gün olduğunu bildiğim bu Kadir Gecesi ' nin neden önemli olduğunu ve bir Müslüman olarak nasıl geçirmem gerektiğini araştırdım...
Anladığım kadarını sizlerle de paylaşmak istedim...

Kadir Gecesi , Allah tarafından , Cebrail A.s.'ın vasıtasıyla Hz. Muhammet Mustafa (s.a.v.) 'ya Kuranı'ı Kerimin vahyedilmeye başlandığı gecedir.

Kadir Gecesinden Kuran'ı Kerim'de aşağıdaki ayetlerde olduğu gibi bahsedilmiştir..


1) Biz Kur’ân’ı kadir gecesinde indirdik.
2) Kadir gecesi nedir, nereden bileceksin?
3) Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.
4) O gece melekler, yanlarında o ruh (emir) olduğu halde Rablerinin izniyle her bir emir için inerler..
5) O, tanyeri ağarıncaya kadar esenlik gecesidir. 
 İLK VAHİY
Hz.Muhammed (s.a.v.), 40 yaşına yaklaştığında toplumdan uzaklaşarak Mekke’nin kuzeyinde, Nur dağı'ndaki Hira mağarasında inzivaya çekilmeyi ve burada vakit geçirmeyi adet edinmiş, bu durum 1-2 yıl devam etmiştir. 610 yılında bir Ramazan gecesi (Kadir gecesi) hırkasına bürünüp Hira Mağarasında tefekküre daldığı bir sırada ilk vahyi almıştır. Muhammed'in 610 yılından başlayarak, vefat ettiği yıl olan 632'ye kadar aldığı vahiyler Kur'an'ı oluşturur. İlk vahiy şu şekilde anlatılır:
Muhammed, bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı fakat taş ve ağaçlardan başka bir şey göremiyordu. Bu sırada her tarafı ansızın bir nur kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Cebrail'i gördü.
Cebrail O'na: "Oku" dedi.
Muhammed: "Ben okuma bilmem" diye cevap verdi.
Cebrail, Muhammed'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıktı ve "Oku" emrini tekrarladı.
Muhammed: "Ben okuma bilmem, söyle ne okuyayım" diye cevapladı.
Cebrail emrini tekrarlayıp üçüncü defa Muhammed'i sıktıktan sonra Alak Suresi'nin ilk beş ayetini Muhammed'e vahyetti: "Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabb'in sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri öğretendir."
Meleğin arkasından Muhammed de bu ayetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine doğru hızlıca gitmeye başladı. Yolda ilerlerken gökyüzünden bir sesin: "Ey Muhammed! Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cebrail'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrail'i gördü. Korku içinde evine vardı.
Eşi Hatice'ye: "Beni örtün, çabuk beni örtün" dedi. Bir müddet dinlenip heyecanı geçtikten sonra yaşadıklarını eşi Hatice'ye anlattı, "Korkuyorum Hatice, bana bir zararın gelmesinden korkuyorum", dedi.
Hatice, O'nu şu sözlerle teselli etti: "Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah, hiçbir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen , akrabanı gözetirsin. İşini görmekten aciz kimselerin işlerini yüklenirsin, Fakire yardım edersin. Misafiri ağırlarsın"
Hatice daha sonra bu durumu Varaka bin Nevfel'e anlattı ve Muhammed'i Varaka'ya götürdü. Varaka haniflerdendi. Tevrat ve İncil'i okumuş, İbrani dilini ve eski dinleri bilen bir ihtiyardı. Varaka Muhammed'i dinledikten sonra: "Müjde sana Ey Muhammed, Allah'a yemin ederim ki sen İsa'nın haber verdiği son Peygambersin. Gördüğün melek, senden önce Yüce Allah'ın Musa ve İsa'ya göndermiş olduğu Ruhu'l-Kudüs'tür. Keşke genç olsaydım da, kavmin seni yurdundan çıkaracağı günlerde sana yardımcı olabilseydim... Hiçbir Peygamber yoktur ki, kavmi tarafından düşmanlığa uğramasın, eziyet görmesin" dedi.  - ALINTIDIR-


"Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir." (Buhari, Siyam: 71, İbni Mâce, Dua)

10 Temmuz 2015 Cuma

Kuzey ' in Cazibesi ...

İnsan tabiatının dünya üzerindeki gelir geçer konumundanmıdır bilinmez , hepimizin içinde bir kaçıp gitme , farklı yerler görebilme tutkusu yaşadığına inanıyorum...
Yaşam bizleri her ne kadar yerleşik hayata zorlasa da , dünya öyle güzel bir müze ki , tek bir bölümünü gezmek ve onu buradan ibaret saymak ona büyük bir haksızlık olur ...


Bazen öyle kareler görüyorum ki , ya da belgesellerde öyle manzaralar ve yaşam şekillerine tanık oluyorum ki , yaratıcımızın sanatına hayran kalmamak için gözlerimize perde inmesi lazım ... Ve diyorum ki, dünya böyleyse , cennet kim bilir nasıl olur...?

Dünyayı gezme fırsatını yakalayan şanslı kişilerden olabilirmiyiz bilmem , belki biraz da istemek ve niyetle alakalıdır yaşam şekillerimiz.Ama yine de dilerim hepimiz isteğimiz ülkeleri , şehirleri görme , deneyimleme şansına sahip olabilir , bu vesileyle yeni bilgiler edinerek aynı zamanda tevekkülümüzü de geliştirebiliriz.


Artık dünyanın hemen her yeri hakkında bilgilere bir kaç saniyede ulaşabilirken , resimler de bizlere görme duygumuzu biraz da olsa tatmin etme olanağını sunuyor ...


Kuzey ülkelerinin insan müdahalesine uğramamış , henüz doğal kalmış alanlarına ait fotorafları paylaşmak istiyorum sizlerle ... Resimler bile tarifsiz duygular yaşamama ve içinde bulunduğum yapay , betonlaşmış yaşama karşı içimde nefrete sebep olurken , heralde ziyaret ettikten sonra dönme isteğini aklımdan bile geçmez ...

Bir gün doğa ile başbaşa , barış içinde , huzurla yaşayabilmemiz dileklerimle...


9 Temmuz 2015 Perşembe

Said Nursi ' den Sözler ...

Tevhid
Tevhid, en ehemmiyetli ve en halavetli ve en yüksel bir vazife-i kudsiye ve bir fariza-i fıtriye ve bir ibadet-i imaniyedir.

İnsan bir yolcudur. Sen burada misafirsin. Ve buradan da diğer bir yere gideceksin. Misafir olan kimse, beraberce getiremediği birşeye kalbini bağlamaz. Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. Ve keza, bu fani dünyadan da çıkacaksın. Öyle ise aziz olarak çıkmaya çalış.

İnsan ve vazifesi
Kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şeyi gayesiz, nizamsız göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz olabilirsin.

İnsan ebed için yaratılmıştır. Onun hakiki lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umur-u edebiyedir.



 Gururu birak, seni yaratani düsün, kabre girecegini bil, öyle hazirlan.
Her söyledigin HAK olsun Fakat her HAKKI söylemek senin HAKKIN degildir:
"Ömrün kisa ise;ebedi bir ömrün var,merak etme ...

Allah’i taniyan ve itaat eden, zindanda da olsa bahtiyardir… O’nu unutan, sarayda da olsa, zindandadir, bedbahttir.

Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünya da bıraktığın eserlere de kıymet verme.

İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir.

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Şükür Listesi


“Minnettarlık duyduğum şeyi kendime çekerim”
Öncelikle şükrederim hiç yoktan var olduğum için.
O’nun bendeki özüne şükrederim.
Beni özene-bezene yarattığı ve bana akıl verdiği için.
Âlemlerde kimseye vermediğini bana verdiği için; seçme özgürlüğünü!
Aklımda tasarlayabildiğim, plan yapıp-hayal kurabildiğim için.
Bana deney yapma imkânı verdiği için.
İstediğim kişi olma imkânını verdiği için.
Deneyebildiğim için.
Bana bu deneyleri yapacak bir alan, dünya ve yaşam verdiği için.
Benle birlikte gelişen yol arkadaşlarım için.
Onlar olmasaydı kendimi tanıyamazdım.



Bana yardımcı olan melekler için.
Çevremdeki binlerce çeşit hayvan için.
Biz onlarla birlikte bu yolculuğu yapıyoruz.
Kediler, kuşlar, böcekler, atlar ve diğerleri için.
Düşünebildiğim için.
Gülebildiğim için. Ağlayabildiğim için.
Kahkaha atabildiğim için, çünkü böylece her şey birden anlam kazanıyor.
Ağlayabildiğim için, çünkü böylece kirlerimden arınıyorum.
Acılarım ve sevinçlerim için, çünkü onlar benim kalbimin güçlü olmasını sağlıyorlar.
Ailem için, çünkü onlarla yalnızlığımı paylaşıyor ve kendi benliğime anlam veriyorum.
Gözlerim için, onlarla çevremi açık, berrak ve renkli görüyorum.
Yanlışlarım için şükrederim, çünkü onlar sayesinde öğreniyorum.
Kıyafetlerim için, kitaplarım için, seyrettiğim filmler için, güzel gösteriler için şükrederim.
Çocuklar için şükrederim, onlar bana hayatı sevdiriyorlar.
Yeteneklerim için şükrederim, onlar kendime saygı duymamı sağlıyorlar.
Aptallıklarım için şükrederim, onlar beni akıllı yapıyorlar.
Şükredebildiğim için şükrederim.
Bana acı veren insanlar için şükrederim, onlar sayesinde kendimi tanıyorum.
Ellerim için, kollarım için, ağzım ve burnum için şükrederim.Onlar benim harika araçlarım.
Ayaklarım için, onlar beni istediğim yere götürüyorlar.
Dostlarım için şükrederim, onlarla acıları küçültüyor, sevinçleri çoğaltıyoruz.
Bana düşmanlık yapanlar için şükrederim, onlar bana kirlerimi gösteriyorlar.
Şükrettikçe çevremde yüksek nitelikli bir alan yaratıyor ve bütün yüksek nitelikli araçları kendime çekiyorum.
Mutluluğu, gücü, sevgiyi, neşeyi yaratacak araçları kendime çekiyorum.
Şükrettikçe sağlıklı oluyorum ve gücüm artıyor.



Ve yine şükrettiğim için, şükrediyorum.
Rüzgâr için, yüzümü yalayıp-geçen esintiye şükür.
Ağaçlar için. Yüce dağlar ve küçük tepeler için.
Güneşin sıcaklığı için, içimi ısıtan, aydınlatan güneş ve ay için.
Toprağa bastığımda onun yumuşaklığı için.
Bulutlar için ve masmavi gökyüzüne şükürler.
Tadabildiğim için.
Koşabildiğim ve oturabildiğim için.
Her bir eylemi yaparken hissettiğim özgürlük duygusu için.
Etrafımdaki insanlar için.
Onların yüzleri, sesleri ve orada oluşları bile anlamlı benim için.
Hepsi ayrı bir dünyanın kapılarını açıyor bana.
Hepsi bana bir şey öğretiyor.
Üzerinde rahatça dolaştığımız dünya için.
Var olduğum için bir kez daha.
Hata yapabildiğim için. Seçebildiğim için ve seçimlerimin sonuçlarını yaşadığım için.
Duygularım için. Ağladığım ve güldüğüm için şükrederim.
Özel yeteneklerim için.
Farkına vardıklarım ve varmadıklarım için.
Ve şükrederim, şükredebildiğim için...

Alıntıdır.

Sizler de şükrettiklerinizi yazarak listeye destek olabilir , toplu bir şükür listesi oluşturabiliriz...
Sevgiler...

Sözler ...

Her şey üstüne gelip , seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde ; SAKIN VAZGEÇME...
İşte orası kaderinin değişeceği noktadır... 
GRİLADY,grilady,mevlana sözleri,bloger,MEVLANA SÖZLERİ

Neden duasız bırakıyorsun dilini ? Kapıyı çalmadan açılmasını bekleyenlerden misin yoksa ?  


Ne zaman gökyüzüne bir nefes , bir dua gönderdin de , ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi ... ?
HZ MEVLANA

7 Temmuz 2015 Salı

Şükür Egzersizleri ...

Şükretmek ...
Tüm öğretilerde , dinlerde ve inançlarda , inancın ve pozitif enerjinin temel taşını oluşturur. İslamiyet dışındaki diğer inançlarda da kabul görmüş bu , teşekkür sistemi aslında inancı islamiyet olan bizler için çok daha hayata geçirilmiş bir alışkanlık olmak yerine malesef batılı kişisel gelişim kitaplarını okuyarak edinmeye çalıştığımız bir alışkanlık olmaktan öteye gidemiyor çoğu zaman ...

Aslında okuduğumuz onlarca kitapları karşılaştırsak , hepsinin ortak bir mantıktan bahsettiği ve farklı cümlelerle bizlere ısıtılarak onlarca kez yeni bilgilermiş gibi sunulduğunu görürüz. Esasında bizim inancımızın temellerini oluşturan değerleri yeni yeni keşfettikleri ve bunları bizlere yeni keşfedilmiş bilgilermiş gibi sunulmaları çok acı ...
Okumaya karşı merakımız , etnik değer ve miraslarımıza doğru yön değiştirtirilebilse aslında o kitaplarda bahsi geçen öğretilerin çok daha doğrularını bizler de yazabiliriz ...


Örneğin şükretmek ...
Mutluluğun formulleri ...
Pozitif enerjiyle dolu bir yaşam...
Çekim yasası ...
Kuantum fiziği ...
Olumlamalar ...

Temellerinin inancımızla ne kadar alakalı olduğunun dikkatinizi çektiğini umuyorum...
Okuduğum yabancı kaynaklı bir kişisel gelişim kitabında sahip olmak istediğimiz dilekler için onlara sanki sahip olmuşuz gibi şükretmemiz gerektiğini ve minnet duygusunu iliklerimize kadar hissettiğimizde tüm bunların gerçeğe dönüşeceğinden bahsediyordu...
Evet öyle , zaten bizler biliyoruz ki , Allah , şükredilen malı bollaştırır... Olacağına inanarak edilen duaları asla geri çevirmez ... Allah ' Ben Kulumun Zannı Üzereyim ' buyururken de bu batılı kitapların inanç formulünün temelinin nereye dayandığını gayet açık görebiliyoruz...
Keşke daha fazla araştırmaya meraklı , ve inandığı dinin inceliklerine meraklı bireyler olabilsek ... Bazen duyduğum suçluluk hat safalarda oluyor. Çünkü okuduğum onlarca yabancı romanlar , makaleler , denemeler varken , inandığımı iddia ettiğim dinime ağit birkaç satır bile okumamışım ...

Başlık şükür eğzersileriydi ...Şükretmenin önemine değinmek istediğim bu yazı farklı yerlere gitti...
Uzun lafın kısası , şükrettiğimiz nimetlerin çoğaltıldığını bilme gibi bir müjdemiz varken elimizde ; her güne şükrederek başlayabilmemiz dileklerimle...

grilady,GRİLADY,ŞÜKRETMEK

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Karmaşık Çarşamba ' dan Sevgiler ...

Merhaba ,
Biraz uykusuzluk , biraz açlık , malum oruçlu insan psikolojisi ve hiç geçmeyen dakikalar ...
Bugün ağır çekim yaşıyor gibiyim... Bir an önce saat  6 olsa da evime gidip şu hayalini kurduğum harika tavuk yemeğini yapabilsem diye düşünüyorum... Önceleri , bundan önceki işlerimde boş vaktim olmasına ve internette takılmaya bayılan ben , şimdilerde sıkılıyor gibiyim. Ne kadar da az şükrettiğimi farkediyorum işte bu abuk düşüncelerin akabinde ...
Yazım dilimden de görüldüğü üzere kafam bayağı bir karışık , karman çorman bir halde fikir üreten bir beyne sahibim ...
İşte böyle , harika bir işim olduğu için şükürler olsun diyorum ve yarı kapalı gözlerimi daha fazla yormamak adına bu çorba gibi postumu burada sonlandırıyorum...
Görüşmek Üzere ..

23 Haziran 2015 Salı

Işın Kampı / Mutlaka İzleyin ....



Son zamanlarda yerimden kıpırdamadan soluksuz izlediğim filmlerden biri oldu Işın Kampı ...
Gardiyan Amy ' nin mahkum Ali ile olan diyaloğu ve arkadaşlığı , ve daha fazlası eminim sizin de çok severek izlediğiniz bir film haline getirecektir Işın Kampı ' nı ... Mutlaka izleyin ,ben bu filmle beraber çaresizliğin ne olduğunu , özgürlüğü , aşkı ve hayatın ne olduğuna dair duyguları iliklerime kadar hissettim... Ve şunu söyleyebilirim ki , bu film bende bir kalp kırıklığına sebep oldu ...


KISACA ÖZETİ ŞU CÜMLELERDE ...
Hayatında yeni bir heyecan arayan Amy (Kristen Stewart) orduya katılır, ancak umduğu gibi Irak'a değil, Guantanamo'ya gönderilir. Buradaki mahkumlardan Ali Amir ile (Peyman Moaadi) aralarında tuhaf bir dostluk başlar.  '

22 Haziran 2015 Pazartesi

Bana Dair ...

Tekrar işe başladımmmm :)
Eve hapsolup , bakımsız bakımsız dolaşıp , pc başında çalışmalar olmadı bana göre... Denedim evet ama ne istediği bilen bir birey olarak daha fazla zorlamadım kendimi bu konuda ve tekrar sahalara döndüm. Çok şükür ki , döndüm ...

Hep söylerim ve gönülden inanırım ; bir kapı kapanıyorsa eğer , bu daha iyi bir kapının açılacağı içindir. Ve yine oldu bin şükür. Yeni işim bana ve aileme inşallah mutluluk ve huzur getirir ...

Şunu hissediyorum ki , çalışırken daha yaratıcı oluyorum. Hayal kurmaya cesaretim oluyor bir nevi , sanki bu sadece çalışanlara özgü birşey miş gibi !
 Sonra zamanımı daha verimli kullanıyorum , evdeyken vakit çok anlamsız şeylerle oyalanarak geçiyor nedense ...
Hedefler dahil ediyorum hayatıma tekrar , tekrar ...
Ve şu İngilizce öğrenebilme sevdam... Hep başlangıç kısmında tekrar tekrar sekteye uğrasa da , istiyorum işte ... Ve yeniden düşlüyorum yapılacaklar listemi...
Yeni hayallere yelken açma zamanı şimdi , hayatımın rotasının yeniden belirleyip , bu kez harekete geçebilme zamanı ...

YOLCULUK BAŞLASIN ...

18 Haziran 2015 Perşembe

Oruçlu Olmak Ne De Güzel ...

Ramazan ayının ilk gününden sevgiler ...
Hava öyle güzel bir şekilde hoşgeldin dedi ki bugün Ramazan ayına , içimde bir huzur , oruçlu olabilmenin verdiği mutluluk ve Rabbi'min de bunu kolaylaştırdığı gerçeği ile serin , yağmurlu bir geçiriyoruz.
Dilerim bu güzel ayı hakkıyla geçirebilir , oruçlu olmak demenin aç kalmaktan çok daha öte olduğunun bilincinde olarak bu ayı güzel bir şekilde geçirebiliriz inşallah..
Kocaman Sevgilerimle ..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...