İnsan ;
Ne şanslı bir varlık değil mi ?
Yaratılmışların en üstünü ...
Ona öyle üstün bir özellik bahşedilmiş ki ,
Bu iç güdülerin çok ötesinde ...
Cılız bedeni diğer yaratılmışların bazılarından narin ama bu üstün güç onu her şeyden değerli kılmış , dünyanın ev sahibi yapmıştır .
O Akıl sahibidir .
Diğer canlılara verilmeyen özellikler insana verilmiştir...
Bkz. ' Biz gerçekten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. '(İsra Suresi ,70.Ayet.)
Akıllı , düşünebilen , görebilen ve hissedebilen varlık ;
Ey İnsan ...
Gözlerimiz nasıl da kör değil mi ?
Cenneti vaadeden bir yaratıcının , cennetten bir bahçe gibi yarattığı bir dünyada yaşıyoruz ...
'Göklerin ve yerin yaratıcısı O’dur. Bir şeyin olmasını hükme bağladığında ona sadece: “Ol!” der, o da hemen oluverir.' (Bakara-117)
Onun nimetleriyle yaşayıp , O nu hissetmiyor , hatırlamıyoruz ...
Ve Diyor ki Kuran'da ;
“Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.” (Bakara, 2/7)
Bazen düşünüyorum da , gerçekten göremiyoruz , hissedemiyoruz ...
Yoksa o gözleri perdeliler bizler mi oluyoruz ?
Baksanıza şu yaratılmışlara ,
Hepsi birer sanat eseri ...
“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O’nu tesbih eder; O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur; fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. Doğrusu O Halim olandır, Bağışlayan’dır”. 2
Ama şuanda yapabilecek onlarca şey varken ,
Bunu düşünüyor ve okuyabiliyorsak sıkılmadan ;
Hala umut var demektir .
Düşünmek
ve
Hissedebilmek için ...
25. Resulüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlerle müjdele. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyve rızık olarak yedirilirse, her defasında: “Bu bizim daha önce de dünyada iken yediğimiz şeydir.” derler. Bunlar söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Orada ebedî olarak kalacaklardır.
26. Şüphesiz ki Allah sivrisinek veya ondan daha küçüğüyle misal getirmekten çekinmez. İman edenler böyle misallerin Rablerinden gelen bir hak olduğunu bilirler. Kâfirler ise: “Allah bu misalle ne demek istedi?” derler. Allah bu misalle bir çoğunu saptırır, bir çoğunu da hidayete erdirir. Verdiği misallerle Allah ancak fâsıkları saptırır.
27. Onlar ki, kesin söz verip bağlandıktan sonra Allah’a verdikleri sözü bozarlar. Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler. Yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara düşmüş olanlardır.
28. Allah’ı nasıl inkâr edersiniz ki, siz ölü iken sizi O diriltti. Sonra sizi öldürecek, ondan sonra da tekrar diriltecektir. Tekrar O’na döndürüleceksiniz.
29. Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan O’dur. Sonra da göğe yöneldi, onu yedi kat olarak düzenledi. O her şeyi hakkıyla bilendir.
Allah, sizin için yarattığı şeylerden gölgeler kıldı. Dağlarda da sizin için barınaklar-siperler kıldı, sizi sıcaktan koruyacak elbiseler, sizi savaşınızda (zorluklara karşı) koruyacak giyimlikler de var etti. İşte O, üzerinizdeki nimetini böyle tamamlamaktadır, umulur ki teslim olursunuz.
(NAHL SURESİ / 81)
İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır.
(İSRA SURESİ / 83)
Mülk, o gün yalnızca Allah’ındır. O, aralarında hükmedecektir. Artık iman edip salih amellerde bulunanlar; nimetlerle donatılmış cennetler içindedirler.
(HAC SURESİ / 56)