17 Eylül 2015 Perşembe

Uyanış !






Öyleyse nereye gittiğimizi sorgulamalıyız ...
Her neye inanıyorsak.























Mutlu Günler :)
























15 Eylül 2015 Salı

Planlar , Planlar ...

İster kısa , ister uzun olsun her tatil öncesi yapmaktan keyif aldığım bir şey varsa o da ; plan yapmaktır ...
Özellikle kısa süreli kalabileceğim bir yere seyahat etmeyi planlıyorsam zamanın verimli geçirilmesi çok önemli oluyor.
Tabi bir de motivasyon sağlama olayı var ki , tatil öncesi gideceğin günü beklemek ve yapabileceklerine dair hayaller kurmak bile mutluluk kaynağı  ...!


Seyahat için arabaya kurulup , hareket etmek bile başlı başına huzur ve mutluluk getiriyor mesela bana ...


Hele ki güneşli günler görebilecek kadar şanslıysak , ilk hedefim güzel bir bisiklet turu yapabilmek sahilde ...


Tatilin tadı tuzu aile ve arkadaşlar olmadan olmaz elbet ...


Herşey iyi giderse onlarla bol bol vakit geçirip , keyifli gezintiler yapabilmeyi diliyorum ...


Bol bol doğada olup , belkide denize girebilmek ;


Tam olarak yukarıdaki gibi özverili olamasam da , sizler için de bol bol fotoğraf çekmek istiyorum ...

Hadi İnşallah :!:

14 Eylül 2015 Pazartesi

Çok Şükür !

Başımızı sokacağımız , penceresinde dört mevsimi izleyebildiğimiz , tek bir hareketle pencereyi açıp , görünmeyen mucizeyi ; havayı içimize çekebildiğimiz için ...


İstediğimiz zaman , ne yaşamışsak yaşayalım , kendi kararımıza bağlı olarak gülümseyebildiğimiz , gülümsedikçe başka insanların da gülümsemesine vesile olabildiğimiz için ...


Aile olabilmeyi hayal ettiğimiz için, aile olduğumuz için ...


Ve en önemlisi sağlıklı hayatlar sürebildiğimiz için ...

Çok Şükür ...Bin Şükür !


Hani derler ya ; Bir musibet bin nasihatten iyidir ' diye ...
Gerçekten de öyleymiş. Hafta sonu minik oğluma araba çarpması gibi üzücü bir olay yaşadıktan sonra anladım ki , dikkatimizi bile çekmeyen ama her gün defalarca şükretmemiz gereken ne kadar da çok nimetler bahşedilmiş bizlere ...
En basiti ; ciddi hasar almadan kurtulduk çok şükür ama ; bir geceyi bile evden ayrı geçirmek zorunda olmak ' evde olmanın ' kıymetini öğretti bize ...
Görünmez kaza denen şeyin her an başımıza gelebileceğini öğretti ...
Oysa gelmediğinde , her şey yolunda gittiğinde şükretmek aklımıza bile gelmezdi  ...
Şükredecek ne kadar çok şey varmış ta , görmüyormuşuz , bencillik ediyormuşuz onu öğretti ...
Ailece evde birlikte huzurlu vakit geçirebilmenin büyük bir şans olduğunu öğretti ...
Ve sağlık ; 
Her şeyi bırakın da  , eğer ciddi olarak hayatımızı etkileyen sorunlarımız yok ise ne kadar da büyük bir bahşedilmiş listesindeyiz düşünün ...
Bunun için hastanede bir gece geçirmek ve kafamızı kendi penceremizden çıkarıp , insanların hayatlarına göz gezdirmek fazlasıyla yetti ...

11 Eylül 2015 Cuma

Farkında Mısınız ?

Özgürce hareket ettirebildiğimiz bedenimiz varken sevdiklerimize neden çok az sarılırız sizce ?


 Dokunmayız ... ?


Hem huzuru tek başımızayken bile bulabilecekken , bu arayış neden ?


 Sadece betonların arasından uzaklaşıp , öze , doğaya dönmek yüzümüzü ...


 Bu bile yeterli bir adım ' huzur ' u hissedebilmek için ...


 Hayatın içinde bir karmaşa rüzgarında savruluyoruz sadece ...


 Dokunamıyoruz ...


 Hissedemiyoruz ...


 En saf duygularımızı harekete geçirip , mutluluğu hissedebilmek için parmağımızı bile kıpırdatmazken ; 


 Sadece bekliyoruz ...


Her şey elimizin altına serilmişken ; 

Huzuru , mutluluğu bile geleceğe atfedip , nedenlere bağlarken ;

Farkında mısınız , nasıl da yaşamıyoruz ...  !

Ben mutluluğun bir seçim olduğunu idrak ettiğim kısa bir sürede,  artık sebeplere ihtiyacımızın olmadığını çok iyi anladım. Nefes alabiliyor , dokunabiliyorken ve etrafımızda sevdiğimiz insanlar ve bizi sevgisiyle - merhametiyle kuşatmış Yüce bir Yaratıcımız varken ; bizler zaten mutlu insanlarız ...

Sadece Mutsuzluk bulutlarının altına salanmış , bizi aydınlatmayı bekleyen güneşi görmüyoruz , o kadar ...!

Güneşi görebildiğimiz bir hafta sonu diliyorum ...

10 Eylül 2015 Perşembe

Ya Sonra ?



Eğitimimiz başladı ?
Amaç : Başarılı bir eğitim hayatı ...

Ya sonra ?
İyi bir üniversite ...

Ya sonra ?
İyi bir meslek ve güzel bir iş ...

Ya sonra ?

İyi bir maaş ve rahat bir yaşam ...

Ya sonra ?

Zamanı gelince doğru insanla kurulacak güzel bir yuva ...

Ya sonra ?

E tabi bir bebek te isteriz şimdi ...

Ya sonra ?

Onun büyümesi , eğitime başlaması ...

Ya sonra ?

Bu araya hayaller , görülmek istenilen ülkeler de sıkıştırılabilir mesela ...

 Sonra ?

Güzel bir evlat , mutlu yuva , severek çalışılan bir iş ...

Ya sonra ?

Yaşlanırız işte , çocuklar evlenir belki ...

Peki sonra ???

Sonrası ne olacak daha ...

Koca bir Hiç ...


Yani ; sonucunu bildiğimiz bir Hiç'lik için yaşıyoruz ;
Bencilce , ölmeyecek ve yaşlanmayacakmışız gibi ...

Doğum ve Ölüm arasına nasılda aciz anılar dolduruyoruz değil mi ?

En kötüsü de , mutluluğu şartlara bağlayıp , peşinden koşarken her saniyenin ömrümüzden eksildiğini hiç hatırlamıyoruz ...!


9 Eylül 2015 Çarşamba

Bir Ölür Bin Diriliriz !!!!


Ellerimizde bayraklar  , döküldük sokaklara ...
Hem ağladım , hem yürüdüm ...

Hem gurur duydum böyle asil evlatların olduğu bir Vatanda yaşadığım için , hem de lanet ettim korkakça , adice askerimizin karşısına çıkmaya cesareti olmayan bu şerefsizler için ...!

Vatan söz konusu olunca nasılda Bir olabileceğimiz gördüm dün ...
Yazık , keşke gencecik canlarımızın kanı toprağa bulaşmadan anlasaydık bunları  .

Askerim , sen bu Vatan uğruna şehit oldun ya , 
Annen , annemiz , evladın evladımızdır !

Uğruna canını koyduğun dava ,  hepimizin devasıdır!
Sen Allah 'ın en Yüce Makamında , görevini tamamlamışken , bizler için mücadele devam ediyor ...
Ta ki , bu topraklarda bölücülük niyeti olan tek bir canlı kalmayana dek ...
Ta ki ; kanınızın her damlasının bin mislinin intikamı alınana , yaptıklarının bedelini ödetene dek !


' Korkma , Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al Sancak ' 



7 Eylül 2015 Pazartesi

Sachi ' nin Hikayesi

Küçük Sachi ' nin kardeşi olduktan bir süre sonra anne babasından onu kardeşiyle yalnız bırakmalarını istemeye başlamış.
Anne babası ise , 4 yaşındaki bütün çocuklar gibi Sachi ' nin de kardeşini kıskandığını ve ona zarar vermek isteyeceğini düşündükleri için bu isteğine hayır demişler.
Fakat Sachi hiçbir şekilde kardeşini kıskandığına dair bir davranış göstermiyormuş. Bebeğe çok iyi davranıyor ve giderek onunla yalnız kalma isteğini daha çok dile getiriyormuş.
Israrları üzerine anne babası en sonunda Sachi ' nin isteğini kabul ederler.

Ve yalnız kalır kalmaz Sachi bebeğin odasına girer , bu sırada aralıklı olan kapıdan da anne baba olacakları merak dolu gözlerle izlemeye başlarlar ...
Sachi usulca kardeşinin yatağına doğru yaklaşır ve yüzünü yüzüne yaklaştırarak ona sessizce ;

' Bebek , bana Tanrı ' nın neye benzediğini söyler misin ? Ben unutmaya başladım da .'
                                                                                                                                           ( Dan Millman )


Bizler masum insanlar olmak üzere dünyaya getirilirken , aynı topraklarda yaşadığımız insanlar nasıl bu kadar kansız ve ahlaksız olabiliyor anlamıyorum !


Kardeşlerimiz var ölen , hemde karşılarına çıkmaya götü yemeyen korkak orospu çocukları tarafından ucuzca hazırlanan pusularla ...
Allah bin belasını versin bunu yapanların , destek olanların , bahane uydurup tv.lerde aptalca , yüzsüzce , arsızca konuşanların !!!!
Bu vatan uğruna ne canlar veriliyor yazık , sebebi siyasi çıkarlar olan , planlı oyunlar olan ...
İşte bu yüzden dilim varmıyor Vatan Sağolsun demeye ... !



4 Eylül 2015 Cuma

Bugün Mutlu Olmak İçin Neye İhtiyacınız Var ?

Nedir mutluluk anlayışınız ?
Yeni bir kıyafet aldığınızda hissettikleriniz ya da hayal ettiğiniz otomobili aldığınızdaki duygular mı ?
Ya da hayatınızı geçireceğiniz insana ' evet ' dediğiniz an mı ?


Yeni bir ev , huzurlu bir yuva ya da arkadaşlarla çıkılmış bir seyahat ...
Hepsi ne kadar da şartlanmış mutluluklar öyle değil mi ?

Oysa bizler ölümlü varlıklarız . Her ne kadar bencilce yaşıyor olsak ve ölmeyecekmiş gibi hissetsek te bir gün bunu yaşayacağız ve o günün bu gün olmayacağını kim söyleyebilir  ?

İşte bu yüzden içinize dönüp iki dakika düşünmenizi rica ediyorum .

Biri size günün sonunda ruhunuzun bedeninizi sonsuza kadar terk edeceğini söyleseydi ...
İlk aklınıza ne gelirdi ?
Nelere veda etmek , kimleri bir daha göremeyecek olmanız içinizi yakardı ?

Aile ?
Arkadaşlarınız ?
Özür dilemek istedikleriniz , kavga ettikleriniz ...
Sevdiğinizi söyleyemedikleriniz ...

Hepsine birden veda etme fikrini bile aklımızda canlandıramıyoruz değil mi doğru düzgün ?
Ama bunun bir gün olacağına nasıl da eminiz değil mi ?

Herşeyi arkamızda bırakacağımız bir dünyada yaşıyoruz ...
Burada ne  kadar kalacağımız belli değil ...
Belki bir çoğumuz yaşlılık zamanlarını yaşayamadan veda edecek her şeye .

Peki mutlu olmak için neye ihtiyacımız var öyleyse ?

Yeni bir güne uyanmış olmak , bu günü yaşayabilmek yeterli bir sebep değil mi sizce de ?

grilady,mutluluk resimleri,happy day

Ömür aslında bir gündür ; o da bugündür ... !

Hadi bu günü güzel yaşayalım .
Gülümseyelim .
Sevgi dolu olalım ve kimseyi kırmayalım , affedelim , daha yardım sever olalım ...
Çünkü her şey bittiğinde ardımızda iyi anılar bırakabilmek için güzel bir gün daha hediye edildi hepimize ...

                                                                                                                                             Gri Lady

3 Eylül 2015 Perşembe

Karaya Vuran Deniz Yıldızları

Hepiniz duymuşsunuzdur okyanus kenarında telaşlı adamın hikayesini ; 


Meksika ' da bir adam , gün batarken bomboş kumsalda yürüyormuş ...
O sırada uzakta gördüğü bir şey dikkatini çekmiş. 
Yaklaştıkça yerlilerden biri olduğunu tahmin ettiği adamın , aceleyle sürekli yerden bir şey alıp , okyanusa fırlattığını görmüş ...

İyice yaklaştığında adamın , kıyıya vuran deniz yıldızlarını birer birer denize attığını anlamış.
Yanına yaklaşarak ;

İyi akşamlar bayım. Ne yaptığınızı sorabilir miyim ? demiş ...
' Deniz yıldılzlarını okyanusa atıyorum. Simdi sular çekildiğinden , deniz yıldızlarının hepsi karaya vurmuş. Onları denize geri atmazsam hepsi de ölecek. '

Adam ; ' Anlıyorum 'diye yanıtlamış. ' Ama kumsalda binlerce deniz yıldızı olmalı , hepsini kurtarmanız mümkün değil. Burada onlardan çok var. Üstelik bu kumsalı her yerine yetişmeniz imkansız .
' Hiçbir şeyi değiştiremezsiniz , görmüyor musunuz ? '

Adam gülümsemiş , yere eğilip eline bir deniz yıldızı daha almış ve denize attıktan sonra ' En azından birinin daha hayatını değiştirelim ' demiş . '
               
Bu hikayeyi neden paylaştığıma gelince ,
İnsan olarak bizler ; bu kadar naif yürekli olabiliyorken ,  karaya vuran minik çocuklar hakkında nasıl da duyarsızız farkında mıyız ???
Hala hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimizi düşünüyorsanız , demek ki yaşayan ölülerden farksızız!

Ve yazıma Şahan Gökbakar ' ın tamamına katıldığım sözleriyle veda etmek istiyorum ;
“Yıl 2015… Ülkemizin sahillerine ölmüş çocuklar vuruyor… Ne acı ve ayıp İNSANLIK için. Yazık sana minik adam. Ama bil ki, kıyıya vuran senin bedenin değil aslında. Hala din uğruna, mezhep uğruna, ideoloji uğruna, politika uğruna yerinden yurdundan vatanından edilen, kafaları kesilen, enselerine uykuda sıkılan, patlatılan, katledilen, nefretle yok edilen İNSANLIK vurdu karaya senile birlikte…Tüm çirkinlikler, vahşilikler, canilikler vurdu… Bütün musibetler, illetler vurdu karaya senin bedeninle… Halbuki o sahilde elinde kürek ve kova, kumla oynaman gerekirdi yaşıtların gibi. Kaleler yapman gerekirdi… Yaşaman gereken buydu minik adam. Olmadı… Olamadı… Bu İNSANLIK seni yaşatamadı………………” 





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...