3 Mayıs 2017 Çarşamba

Bin Muhteşem Güneş Kitap Yorumu


Her zaman çok satan ve tavsiye edilen kitaplara karşı sebebini açıklayamadığım bir ön yargım olmuştur. Kitap alırken mutlaka okuyucu yorumlarına bakar ama olumlu yorumları dikkate alıp ta çok beklenti içine girmem...

Facebook'ta üye olduğum bir kitap sayfasında okuyucuların defalarca tavsiye ettiği bir kitaptı Bin Muhteşem Güneş .

Ve yeni bir kitap arayışındayken bu sefer tavsiyeleri dikkate almaya karar verdim ve geçtiğimiz hafta aldım şu meşhur iz bırakan kitabı ...


Bu kitabın uzun zamandır yapamadığı şeyi başardığım ve iki çocuklu ve işi başından aşkın bir anne olarak bir hafta gibi bir sürede bitirebildiğim için beklentimi karşıladığını itiraf etmeliyim.

(Çok şükür) Ülkemizde tanık olmak zorunda kalmadığımız savaş zamanlarının insan hayatındaki etkilerini gördüm. Şükrettim sakin geçen çocukluğuma ve hayatıma ..

Ülkemde konuçlanmış mültecileri düşündüm ...
Dilenenleri , hayata tutunmaya çalışanları ,çoluk çocuk tek gözlü odalarda yaşamak zorunda kalanları ...


Bu kitap sayesinde onların neler çekmiş olabileceklerini anladım , bir kitaptan ne kadar anlaşılabilecekse ; aileni , evini , çocuklarını ,arkadaşlarını kaybetmenin acısını !

Aşkın ne kadar güzel bir duygu olduğunu , hayatınızın kontrolü bir başkasının elinde olduğunda nasıl da alt üst olabileceğini ...

Kısacası ben bu kitabı epey ders çıkartmış olarak bitirdim.

Daha önce okuduğum aşklı , sahili , kahkahalı kitaplar gibi neşeme neşe katmadı belki ama çok daha iyi bir şey yaptı ;
Beni şükretmeye , sabretmeye ve güzellikleri farketmeye yöneltti !

Henüz okumadıysanız keyifle okuyacağınızı düşünüyorum.


Bin Muhteşem Güneş
Halit Hüseyni tarafından yazılan roman
Bin Muhteşem Güneş, Afgan-Amerikalı yazar Halit Hüseyni'nin yazmış olduğu ve 2007 yılında yayınlanan roman. Vikipedi
İlk Yayınlanma Tarihi22 Mayıs 2007
Özgün diliEnglish
TürlerRoman, Kurgu
x

12 Mart 2017 Pazar

Oslo 31 Ağustos


Evlenip çocuk yapmak istiyorum.
Dünyayı dolaşmak, bir ev almak

Romantik tatillere gitmek, 
Gün boyu sadece dondurma yemek istiyorum

Başka ülkelerde yaşamak.
İdeal kiloma inip orada kalmak.

Harika bir roman yazmak.
Eski arkadaşlarla haberleşmek.

Bir ağaç dikmek istiyorum.
Nefis bir akşam yemeği hazırlamak.

Kendimi başarılı hissetmek.
Buz banyosu yapmak, 
Yunuslarla yüzmek.

Gerçek bir doğum günü partisi vermek.

Yüz yaşına kadar yaşamak.
Ölene dek evli kalmak.

Bir şişede coşkulu bir mesaj yollayıp,
Aynı derecede ilginç bir cevap almak.

Tüm korkularımın üstesinden gelmek.
Bütün gün bulutları izleyerek yatmak.

Antikalarla dolu eski bir ev almak.
Bir maratonu sonuna dek koşmak.

Harika bir kitap okuyup, güzel cümleleri hayatım boyunca hatırlamak.


Hislerimi yansıtan harika resimler yapmak.

Bir duvarı sevdiğim resimlerle ve sözcüklerle kaplamak.

Sevdiğim dizilerin tüm sezonlarına sahip olmak.

Önemli bir konuya dikkat çekip,insanların beni dinlemesini sağlamak.

Paraşütle atlamak, 
Helikopter kullanmak,
Çırılçıplak yüzmek.

Her gün aradığım türden iyi işi bulmak.

Romantik ve eşsiz bir evlenme teklifi almak. 
Gece açık havada uyumak.

Besseggen Dağı'na tırmanmak, 
Bir filmde ya da ulusal tiyatroda rol almak.

Piyangoda milyon kazanmak.
Faydalı işler yapmak.

Ve sevilmek istiyorum.

Oslo, 31. August (2011), Joachim Trier

9 Mart 2017 Perşembe

En Son Ne Zaman Dua Ettin ?


En Son Ne Zaman Dua Ettin ?
Gece yatmadan önce mi ?
Sabah uyandığında  ?
Ya da olmasını çok istediğin şu büyük dileklerin için az önce mi ?

Sebebi ne olursa olsun dua edebilmeli , bunu her gün yapmalıyız. 
Her an aklımıza ne gelirse gelsin , büyük küçük istek demeden o an Allah ' a el açmalı ve isteğimizi söylemeliyiz. 

Çünkü Peygamberimiz s.a.v. ne diyor  ;

Dua ederken çok isteyin çünkü vereceği hiçbir şey Allah'a ağır gelmez. '

Dua etmek bir çoğumuz ve itiraf etmem gerekirse benim için de malesef bir alışkanlık değil , başım sıkıştığında başvurduğum bir iletişim şekli . 
Ola ki işlerim tıkırında ve bir derdim yok , işte o zaman çoğu gün benim için dua etme de yok !

Ama okudukça , araştırdıkça anlıyorum ki bu da şeytanın bizler üzerindeki etkili oyunlarından biri . 
Bizler dua ettiğimizde kazanan taraf olduğumuz için o da bize bunu unutturarak kaybedenlerden olmamızı sağlıyor .


40. Sure (Mü'min Suresi), 60. AyetRabbiniz şöyle dedi: "Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir."

Sizce dua etmemizi bu nedenle  unutturuyor olabilir mi  şeytan denilen baş düşman ?

Oysa Allahu-Teala duayı geri ççevirmez ve üç şekilde mutlaka kabul eder ;

1.Hemen, yani duâyı yaparken peşin kabul eder. 2.Kabul eder; ama hemen vermez,
3.Duamızın karşılığını dünyada vermez sevap olarak ahirette verir.


Her türlü kazanan taraftayken bu konuda daha istekli ve istikrarlı olabilirmişim diyorum ben kendime üzülerek .
Ve bundan sonrası için dua etmek konusunda fırsat kollamaya ve vereceği hiçbir şeyin kendisine ağır gelmeyeceği Allah ' tan , olacağına inanmadığım ne dileğim varsa hepsini bir bir isteyeceğim ...

Sabırla ve acele etmeden , çünkü  Allah yarattığı kullarını çok iyi tanıyor .

17. Sure (İsrâ Suresi), 11. Ayetİnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir.

Bu konuda uygulayacağım ve sizlere de tavsiye etmek istediğim uygulama bir dua defteri edinmek olacak ...

Yazmanın çok faydalı bir terapi olduğunu biliyorsunuz . Günlük yazıyoruz ,  hedef listeleri yazıyoruz , alışveriş listeleri yazıyoruz , beğendiğimiz özlü sözleri bile yazıyoruz defterlere - facebooklara ...

Peki neden dualarımızı yazmayalım ?

Hem bu şekilde dileklerimizi daha somut hale getirebilir ve aynı zaman da da daha çok isteme ve dua etme alışkanlığı geliştirebiliriz .




Günün Sözü

' İnsanoğlu için iki vadi dolusu mal olsaydı , muhakkak ki bir üçüncüyü isterdi... İnsanoğlunun aç gözünü ancak toprak doyurur. Beni seven kardeşlerim dünya malına kapılıp gitmesin.Cennette ben onlara en benzersiz nimetleri kendi ellerimle sunacağım . ! 
Hz. Muhammed S.a.v.

8 Mart 2017 Çarşamba

Robin Sharma'dan Baş Döndürücü Bir Hayat İçin 60 Öneri


1- Her gün egzersiz yapın.
(Günde 30 dakika tempolu yürüyüş bile bir şeydir.)

2- Şükretmeyi hayatınıza ciddi biçimde katın.


3- İşinizi hobi olarak görün.


4- En iyisini umun, en kötüsüne hazırlanın.


5- Günlük tutun.


6- Benjamin Franklin'in hayatını okuyun.

(Kendisi eski ABD başkanlarından biri ve gerçekten motive edici bir yaşam öyküsüne sahip.) 

7- Haftanızı planlayın.


8- Hayatınızdaki en öncelikli 5 şeyi bilin.


9- Dikkat dağıtıcı şeylere kanmayın.
 (İşiniz varken Facebook'a dalmayın. Her hadi çıkıyoruz diyenin peşinden işi gücü bırakıp eğlenceye çıkmayın.)

10- Çok su için.


11- Yaptığınız işi her gün geliştirin.


12- Kendinize bir akıl hocası bulun.

13- Bir koçla çalışın.

14- Her gün sabah 5'te uyanın.

 15- Daha az yemek yiyin.

16- Kendinize daha çok kahraman/idol bulun.

17- Birinin kahramanı/idolü olun.

18- Tanımadığınız insanlara gülümseyin.


19- Tanıdığınız en etik insan olun.

20- Mükemmelden daha azıyla yetinmeyin.

21- Hayatın basit zevklerinin tadını çıkarın.

22- Gelirinizin en azından %10'unu her ay biriktirin.

23- Sanat galerilerinde zaman geçirin.

24- Koruluklarda yürüyün.

25- Size yardımcı olan insanlara teşekkür mesajları yazın.

26- Size yanlış yapan insanları affedin.

27- Liderlik etkili olmakla ilgilidir, unvan ve övgülerle değil.

28- Sevdiğiniz insanlarla hayatınız boyunca hep hatırlayacağınız anlar yaratın.

29- 5 çok iyi arkadaş edinin.

30- Hayret verici biçimde nazik olun.

31- Televizyonu fişten çıkarın.

32- Televizyonu satın.

33- Her gün bir şeyler okuyun.


34- Haberlerden kaçının.


35- Sahip olduğunuz şeylerden memnun olun.

36- Hayallerinizin peşinden gidin.

37- Kendinize özgü, sahici olun.

38- Hırslı olun.


39- Özür dilemeniz gerektiğini bildiğinizde özür dileyin.

40- Yaptığı iyi bir şey için bir başkasını kutlamak için fırsatı kaçırmayın.

41- Bir vizyonunuz olsun.
(Hayatınızın nasıl olmasını istediğiniz hakkında bir görüşünüz olsun.)
42- Güçlü noktalarınızı bilin.

43- Bir işteki eksikliği değil iyiyi görmeye odaklanın.

44- Sabırlı olun.

45- Vazgeçmeyin.

46- Kendi pisliğinizi toparlayın.
(Fiziksel olarak olmasının yanı sıra, yaptığınız hatalar manasında da.)

47- Güzel kelimeler kullanın.


48- Daha fazla seyahat edin.

49- "As You Think"'i okuyun

50- Ebeveynlerinize saygı duyun, onlara değer verin.

51- Taksicilere bahşiş verin.

52- İyi bir takım arkadaşı olun.


53- Eleştriler karşısında enerjinizi yitirmeyin.

54- Dağlarda vakit geçirin.


55- En önem verdiğiniz 5 değerinizi bilin.

56- Çok meşgul olmaktan sonuç almaya yönelin.

57- Yenilikçi olun ve bunu hep yapın.


58- Daha az konuşun. Daha çok dinleyin.

59- Tanıdığınız en iyi insan olun.

60- Hayatınızı önemli görün ve o hale getirin.


Alıntıdır

https://gundelikmuhabbetler.blogspot.com.tr/2013/01/robin-sharmadan-bas-dondurucu-bir-hayat.html

3 Mart 2017 Cuma

Bir An !

' Hayat kısa . Sanırım sadece öldüğümüzde anlayacağız bunu . '
                                                                                             
   Steve Jobs


Bugün kitaplığımda kalem ararken yırtılmış , eski ve kapağı olmayan bir not defteri geçti elime.
Anı biriktirmeyi her zaman sevmişimdir .
Ve elime geçen bu defter sahip olduğum en güzel anılardan biri olan okul yıllarıma götürdü beni . 

Yıl 2006 ve yer kız meslek lisesi...

4 iyi arkadaş ve birlikte neredeyse her gün bir şeyler karaladığımız bir not defteri !

Okudum , okudum ...

Ne cahil , ne de masummuşuz.

En büyük dertleri sınavdan iyi not alabilmek olan ve bir gün annelerimizden izin alabilirsek hayali hep birlikte Adalara gitmek olan genç kızlarmışız.

Biz o Adalar maceramızı birlikte hiç yaşayamadık .Ama o yırtık defter şahit olmuş hayallerimize , dertlerimize , güldüğümüz onca saçma sapan şeylere ...

Ve ben bugün anladım ki gerçekten de hayat çok kısa .
Zaman çok hızlı akarken hepimiz uyuşmuş gibi hayat mücadelemizde savruluyoruz. 
Farkında bile değiliz geçen zamanın  zamanın bize kattıklarının ve pek tabii götürdüklerinin .

İşte tek bir an bana 10 yıl önce kim olduğumu hatırlattı .
Kendi kelimelerimin bana nasıl da yabancı geldiğini görünce şaşırdım.

Ve evet konunun özüne gelecek olursam galiba Steve haklı. ' Hayat Kısa ' 

.Yanı başımda ikinci bebeğim uyurken yazıyorum tüm bunları ve ben kendimi o tahta sıralarda oturan kızdan hiç ama hiç farklı görmezken aradan 10 yıl geçmiş olmasına hayretle şaşıyorum ...

Hayat Kısa ... !


28 Şubat 2017 Salı

96 Yaşındaki Kadından Hepimizi Aydınlatacak Tavsiyeler !

1. Hayat her zaman adil gözükmeyebilir gözüne ama yine de çok güzeldir.

2. Hayat o kadar kısa ki, birisinden nefret ederek vaktini harcama

3. Mucizeleri göremiyorum deme, dışarı çık, mucizeler her yerde

5. Her tartışmayı kazanmak zorunda değilsin

6. Hayatı çok fazla sorgulama, harekete geç ve gerekeni şimdi yap

7. İlk maaşından itibaren, emeklilik için para biriktirmeye başla

8. Konu çikolata olunca direnmek gereksizdir.

9. Geçmişinle barış ki, geleceğini zehir etmesin. 

10. Çocuklarının seni ağlarken görmesinde sorun yok

11. Hayatını, başkalarının hayatı ile kıyaslama. Hangi koşullardan geçerek buraya geldiklerini bilemezsin.

12. Eğer bir ilişkin varsa ve ilişkinin bilinmemesini istiyorsan, o ilişki içinde olmamalısın.

13. Hayatta ne tutku duyuyorsan peşinden gitmeli ve bu yolda “hayır”ı cevap olarak kabul etmemelisin.

14. Yeniden çocukluğunu yaşamak tamamen sana bağlı ve kimse de sana karışamaz

15. Güzel mumlarını yak, güzel çarşaflarını ser, çeyizindeki yemek takımlarını kullan. Özel günleri bekleme, bugün gayet de özel bir gün.

16. Mor giymek için daha da yaşlanmayı bekleme, sıra dışı olmanın tam sırası

17. Çok kötü olaylardan sonra şöyle düşün: “5 yıl sonra bu olayın bir önemi olacak mı?”

18. Herkesi ve her yapılanı bağışla, affet, önemseme

19. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğünden sana ne?

20. Ne demişler, zaman her şeyin ilacı. Zaman ver.


21. Durum ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun değişecek, bunu unutma!

22. Hasta olduğunda işin sana bakmayacak, arkadaşların bakacak. Dostlarına zaman ayır.

23. Mucizelere inan.

24. Unutma, seni öldürmeyen şey seni güçlü kılar. Bu hep böyle olmuştur.

25. En iyi şeyler henüz gerçekleşmeyenler, umudunu kaybetme.

26. Ne yapacağını bilemediğinde bir kaç derin nefes al, iyi gelecektir.

27. Hayat size bir hediye, bunu unutmayın.

18 Şubat 2017 Cumartesi

Çalışan Anne ' den Ev Hanımı Anneye Dönüş

blog yazarak para kazanmak

Aslında ' Ev Hanımı ' diye bir tabiri sevmiyor , hatta kabul etmiyorum. ! Sadece arama motorlarından bana daha kolay ulaşılabilinsin diye bu tabiri yazmak durumunda kaldım. Yoksa ' Ev Hanımı ' tanımlaması bana hep ' Evinin kadını , çocuklarının anası ' cümlesini hatırlatır ve aynı klişeliği hissettirir.


Her neyse konumuza dönecek olursak bu ay itibari ile tam bir yıl olacak çalışma hayatımdan ayrılıp , evde vakit geçirmeye başlayalı ...


Bu sürede neler oldu ?


Öncelikle hamile kaldım !

Tıpkı hayal ettiğim gibi bol gezmeli tozmalı bir hamilelik geçirdim.
Hep merak duyduğum tığ işi örgü çeşitleriyle oyalandım. Bir bebek şapkası örmüşlüğüm var ki evlere şenlik ! O işlere pek yeteneğim olmadığını da böylece anlamış oldum.
Zaman zaman kitap okudum , film izledim , oğlum ve dersleriyle ilgilendim...

Şimdi ise iki aydır iki çocuklu hayatı deneyimlerken aslında asla tamamen çalışma hayatından kopmak istemediğimi anlıyorum.

Evet zamanı var , minik bebeğimin büyümesini izlemek ve ilk anlarında tabi ki yanında olmak istiyorum ama belki bir , belki iki yaşına geldiğinde tekrar o  çalışan , planlı programlı , sosyal kadın olabilmeyi diliyorum.

Evde olmaya gelirsek ; şimdilerde bebeğim küçük olduğu ve aynı zamanda ilgi isteyen , derslerinin kabus gibi üzerime çöktüğü bir çocuğum daha olmasından sebep bir uyku düzenim malesef olamıyor. Kaldı ki evde yalnız olduğum dönemlerde bile sabah en geç 9 da kalkan pimpirikli biri için çalışmıyor olmanın konforunu pek yaşayamadım.


Yine de iş hayatındaki stresinden daha kolay evde olmak ve çocuklarınla ilgilenip kendine vakit ayırmak.


Şimdilik evde olmanın güzelliklerine odaklanayım da , iş hayatına tekrar döndüğümde içimde kalan bir aktivite olmasın ...


Peki siz neler yapıyorsunuz çalışan ve çalışmayan anneler , yeni evliler ve genç kızlar :)

Özellikle kendiniz için sizi mutlu eden aktiviteleri yazarsanız çok sevinirim .
Sevgiler ..

10 Şubat 2017 Cuma

İki Çocukla Hayat

Herkese Merhaba ,
Bu yazıyı yazmak için biraz beklemek istedim. Yoksa paylaşmak istediklerimi minik paşa Selim 2 haftalıkken bile yazasım vardı ancak lohusalık psikolojisi ve yeni düzenimizin daha oturmadığını düşünüp ertelemek istedim.

Şu anda tam da hayalimin ortasındayım !


Geçen yıl Aralık ayında kafamın içinde uçuşmaya başlayan  ' Acaba ikinci çocuk düşünmeli miyiz ? soruları , hali hazırda çalışıyor olmam ve çalışmayı çokkk sevmem , ilk oğlumuzun 7 yaşında olması ve tabiri caizse tam da rahata alıştığımız dönemleri yaşıyor olmak derkennn tam bir yıl sonra bu hayallerin , planların meyvesinin , minik paşamızın geleceğini hiç düşünememiştim.

Ben en çok hamile kalabilmeyi , güzel bir hamilelik yaşamayı , karnım burnumda gezebilme kısmına odaklanıp , finalde sadece bir süre evinde çocuklarını eğiten mutlu bir anne olabilmeyi dilemiştim. Çok şükür ki Allah samimiyetle yapılan hiçbir duayı geri çevirmeyeceği gibi, benim de duamı geri çevirmedi Hamdolsun .,.

Gelelim işte o hayal ettiğim hayata ,

İlk olarak şunu itiraf etmeliyim ki korktuğum kadar kaoslu geçmedi ilk iki ayımız .
Başlarda biraz kıskançlık sinyalleri veren büyük oğlumuz , bizim ilgiyi daha çok ona yöneltmemiz , kardeşinin ihtiyaçlarını giderirken onu ortak etmemizle iki hafta sonunda normale döndü.Ben eskisi gibi her gün dışarı çıkamasam da evde olmaya adapte oldum . Zaten sıkılmaya vakit kalmıyor şimdilik ...

Her gün ağzımdan ' İyi ki ' kelimesi dökülüyor istemsiz ...
Tabi bir de Çok Şükür !

Minicik bir beden bizi daha çok aile yaptı çünkü.
Ben bu kez gerçekten anne oldum mesela ...

Tecrübe denen şeyin hayatı nasıl da kolaylaştırabileceğini , bir insanı nasıl rahatlatabileceğini deneyimledim.
Artık bu sayede kontrollü , daha sakin ve ne yapacağını bilen bir anneyim.

İkinci çocuk konusunda düşünen anneler varsa bu satırları okuyan , hayatınızda pişmanlık yaşamayacağınız tek karar diyebilirim.


6 Ocak 2017 Cuma

İkinci Çocuk, Annelik, Lohusalık

Birkaç gün sonra hayatımızın değiştiği günün üzerinden tam bir ay geçmiş olacak.
Evimizin minik bebeği bir aylık koca bir adam olacak yani :)
Nedense bir hevestir 40.günü bekliyorum. Şu kırk uçurma ritüelini de yaptık mı tamamdır,  üzerimden yük kalkacak gibi. Hayat daha kolaylaşacak,  bir düzen oluşturmaya başlayabileceğiz vs.

İki çocuklu hayat çok şükür ki tahminimden daha keyifli ve kolay geçiyor.
Evet eski düzenli hayatımız yok belki ama dünyalar tatlısı minik adam bizi olduğumuzdan daha çok aile yaptı, çok şükür mutluluğunuz huzurumuz da kat kat arttı sayesinde.

Eskisi gibi düzenli yazamayacağım sanırım bir süre ama her zaman sizleri sessizce okuyor olacağım.
Şimdilik bana müsaade,  sevgiler 💕


20 Aralık 2016 Salı

Yeni Dünya


Bebeğimiz doğdu...
Yeni  bir dünyamız oldu tam dört kişilik 💕

3 adam 1 kadın...

Kadın şaşkın,  daha tecrübeli ve üçüncü kez aşık olma şaşkınlığında.

En büyük erkek sabırsızlıkla eve gelip en küçük erkeğe özlemle sarılıyor 2 haftadır en taze heyecanla...

Minik adam artık 'ağbi' oldu.
Büyüdü 💕 Kardeş sevgisini tattı...

Çok şükür ' Nasıl olacak?   diye soruların hepsi geldi geçti...
En güzel hale döndü tüm oturmuş rutinler, düzenler...

Artık bir de Selim Emre 'miz var ömrümüze dahil olan.

Çok şükür, bin şükür...
Dilerim tüm isteyenler yaşar bu güzel duyguları, anları...

Tekrar görüşmek üzere, şimdilik bana müsaade.
Gazını çıkarmam gereken dünya tatlısı bir melek,  ödevlerine yardım bekleyen koca bir adam ve çekip çevirmen gereken koca bir dünyam var... 

6 Aralık 2016 Salı

Doğuma Bir Gün Kala

Herkese merhabaaaaa :)
Bu satırları yazacağım günün geldiğini görmek o kadar güzel ki, şükürler olsun hamilelik sürecim sona eriyor ve hayırlısıyla yarın sabah bebeğimizi kucağımıza almak üzere hastaneye gideceğiz...
07.12.2016 / 39+1 günlük iken dünyaya gözlerini açacak inşallah minik Emre 'miz.
Hala inanamıyorum,  daha dün bir bebeğimiz olsun diye dua edip,  hamilelik hayal ederken şimdi saatleri sayıyorum yeniden anne olabilmek için. Çok

Yarın hastaneye gideceğimizi, ameliyat hazırlıklarını Vs düşününce karnıma ağrılar giriyor :)

İnşallah çokk kolay ve güzel bir doğum olur. İnşallah bebeğimizi sağlıkla kucağımıza alabiliriz.

Hamileliği sonradan özler miyim bilmiyorum ama şu an gerçekten çokk mutluyum son gün olduğu için.
 Tekrar kendi bedenime kavuşacağım yavaş yavaş ve kucağımızda da ikinci bebeğimiz olacak 💕

Benim için dua edin.
Çok çok sevgiler :) 

24 Kasım 2016 Perşembe

Geri Sayım


Herkese merhabaaaaa :)
37 + 2 günlük hamilelikten selamlar,  sevgiler...
Nihayet ameliyat günümüz belli oldu ve geri sayıma başlayabildik. Kısmetse 7 Aralık Çarşamba günü bebeğimize kavuşmak üzere hastanede olacağız. Umuyorum ki bu tarihten önce gelmek istemez ve zaman çokkk çabuk geçer de bir an önce o güzel anları yaşayabiliriz.

Hani  diyordum ya çokk önceki postlarda,  anı yaşayalım,  tadını çıkaralım vs vs...
Hiççççç  öyle demeyle olmuyormuş bu işler. Zira ben kendi kendime daha hamile kalmadan önce söz vermiştim...
Bu kez hamileliğin tadını çıkatacaktım, ilk hamileliğimdeki gibi aceleci davranıp sıkı canlılık etmeyecektim...

Sözümü tutamadım,  hem de en başından beri!
Açıkçası doktorumun 39 +1 gün için verdiği tarihi bile geç buldum,  bana kalsa önümüzdeki hafta gayet güzel olabilirdi sezaryan tarihimiz...

Her neyse işte böyle durumlar benim cephemde,  sabırsız,  heyecanlı ve karmakarışık...

Son 13 gün kısmetse ve hiç geçmeyecek gibi geliyor bu süre bana hala...

Geçer değil mi?
Benim için dua edin lütfen,  herşey yolunda gider inşallah ve sağlıkla alabiliriz bebeğimizi kucağımıza 😇🎊

Hepinizi seviyorum,  iyi ki varsınız...


2 Kasım 2016 Çarşamba

Selam :)


Herkese Merhaba :)
34.haftadan bildiriyorum,  artık kendimi 8 aylık hamile kişisi olarak tanımlayabilirim sanırım.
İşin garip yanı geçmez dediğim 34 hafta geçti ama son 4 / 5 hafta hiççççç geçmeyecekmiş gibi geliyor. Her anne adayı acaba böyle mi hissediyor bilmiyorum.

Artık zamanımın çoğunu evde geçirmeye çalışıyorum, şükür bol gezmeli bir hamilelik geçirdim ama artık bel ağrıları vb rahatsız hisler biraz eve çekilmem yönünde beni uyarmaya başladı.
Yakında hastane çantamı hazırlayacağım ve böylece neredeyse doğum için hazır olmuş olacağım.

Bir sır vereyim mi  size??
Karnım büyüdü,  kilo aldım,  hareketlerim kısıtlandı amaaa ben hala minik bir bebeğimizin olacağını idrak edemiyorum :)
Tüm o minik bebek eşyaları Vs sanki bir başkasının hazırlıklarıymış ta, ben de işin bir ucundan tutuyormuş gibi hissettiklerim hala...

Ne diyeyim,  herşey çokkk güzel olsun inşallah, çok amin 😊

10 Ekim 2016 Pazartesi


Pek Yakında


Sanırım 50 gün...
Evet evet,  geçmez dediğimiz zaman geçiyormuş ta biz farkına varamıyormuşuz pek.


Hali hazırda 8. Ayına adım atmış bir hamileyim.  Hala kendimi hamile gibi hissetmediğimi söylesem?

Sanırım pek bir yavan geçiriyorum hamileliğimi...
Ne hayal ettiğim gibi naz yapabildim eşime,  ne de hamileliğin konforundan yararlanabildim.
Yaptığım tek şey her zamanki gibi bir ben olabilmek...

Sonradan pişman olur muyum bilmiyorum bu zamanlarımın kıymetini bilmediğim için ama sanırım mizaçla alakalı bir durum bu biraz. Her zamanki burnundan kıl aldırmayan,  güçlü kişiliğinden taviz vermeyen bir GRİ LADY'den başkası olamadım bu güzide dönemimde de.
Her işimi kendimi zorlayarak ta olsa yapmaya devam ediyorum...

Bunun dışında kalan son 7 haftam var muhtemelen ve hala çokkk uzun zaman varmış gibi geliyor,  inanamıyorum pek yakında ikinci bir bebeğimiz olacağına...
Dr kontrollerimde son zamanlarda Doğumhane katına çıkıp kendimi yaşayacaklarıma alıştırma çalışmalarına başladım. Doğrusu kendimi pek bir komik buluyorum son zamanlarda,  gözlerim dolu dolu hızlı adımlarla uzaklaşıyorum zira hemen akabinde...

Hamilelik psikolojisi gerçekten bir enteresan. Bazen öyle sinirli ve gergin hissediyorum ki...
Biliyorum geçecek...
Geçecek.

Ve pek yakında inşallah evimize mutluluk katacak,  bizi tekrar anne baba yapacak dünyalar güzeli bir melek katılacak aramıza...

İnşallah sağlıkla, sihatle gelsin... AMİN💕


8 Eylül 2016 Perşembe

Günün Sözü


Dua ettiğinizde çok isteyin. Çünkü vereceği hiçbir şey Allah ' a ağır gelmez.

                      ( Muhammed MUSTAFA S.A.V) 

3 Eylül 2016 Cumartesi

💕💕 Günaydın 💕💕



Huzuru en derinlerimizde hissettiğimiz,  bol bol gülümsediğimiz,  iyiliklerle dolu,  kalp kırmadığımız bir güne :
Hepimize günaydın 💕💕

Günün Notu : Bugün bir defter alın elinize ve bu günden itibaren her gün en az şükrettiğiniz beş madde yazın.  Şükrettikçe nimetini artıracağının sözünü veren bir Yaratıcımız varken ne kadar da az şükrediyoruz değil mi?  

30 Ağustos 2016 Salı

Hamilelik Psikolojisi


Hayalimin ortasındayım...
Bir bebeğimiz olacak,  isteyerek,  çok isteyerek...

Ama bir de karmakarışık bir hamilelik psikolojisi var ki sormayın gitsin!
Daha bebeğimiz doğmadan aynı biz değilmişiz gibi,  herşey artık çok çok farklı olacakmış gibi hissediyorum.
Ve biliyorum tüm bu hislerin gelip geçici,  hormonların  etkisinin zihnime yansıma hali olduğunu.

Bilmek başka,  baş edebilmek başka!

Sanırım eski ben olamamaktan endişeleniyorum zaman zaman.  Özgür hayatımın uzakta kalmasından,  eşimle iletişimimizin değişmesinden,  uzaklaşmaktan,  anne baba olmuşken  tekrar eş ve sevgili olmamaktan...

Tekrar iş hayatına dönebilecek miyim?
Kendimi geliştirmek için gerekli zamanı bulabilecek miyim?
Ya mutsuz bir ev hanımına dönüşürsem?
Ya mutsuz olup, mutsuz edersem etrafımdakileri?
 Hem sanki eşim de bu kez daha ilgisiz gibi,  ya da ben fazla mı iğneleyiciyim artık?!

Sorular,  sorular...

Hamilelik güzel evet ama madalyonun arka tarafında da belirsiz endişeler  yok değil.
İşte böyle...
Yazmazsam olmazdı,  yazıyorum ki ileride nasıl da yersiz şeylere endişe duyduğumu hatırlamış olayım...
Ve aslında tüm endişelerin,  sorunların gelip geçici olduklarını...




26 Ağustos 2016 Cuma

💕 Oğlumuzun İsmi 💕

Bir isim aradım hep hamileliğimin en başından beri...
İçimize sinecek,  kelimelerin bizde güzel hisler uyandıracağı bir isim.


Ve sonunda o an geldi...
Dün gece aşık olduğum kış mevsimine dair resimlere dalmış Pinterest'te geziniyorken soğuk temsili o sıcacık resimler oğlumuzun ismine karar vermemizi sağladı...


Artık sabırsız bekleyişimizin bir adı var... 

Seni bekliyoruz EMRE AYAZ  🎀



25 Ağustos 2016 Perşembe

An Kovalayıcısı



Hepimizin ünvanları oldu hayatında,
Eş,  sevgili, en iyi arkadaş,  bir öğrenci ya da önemli bir pozisyonda yönetici...

Bunlar insan oğlunun sınıflandırma alışkanlıklarından kalma masum tanımlamaların bazıları.  Peki hayatınızdaki olmasını istediğiniz asıl ünvanınız nedir?

Bir hayalperest mi?
Bir seyahat ederek nefes aldığını hisseden
gezgin mi?
Ya da kendini iyiliklere adamış bir mutluluk perisi olmak mı?

Benimkini söyleyeyim,
An Kovalayıcısı!

Ben hep mutluluğun sebeplere bağlı olarak  geldiğini düşünmüştüm...
Daha büyük eve taşındığımızda,  istediğimiz arabayı aldığımızda ya da maaşıma zam geldiğinde gerçekten mutlu olabilecektim.
Ama oldu mu?  Hayır!
Hayallerime ulaştığımda o anın tadını çıkarmak yerine yeni yeni planlar kurarken buldum kendimi. Yaşadığım o anın bir zamanlar mutluluğum için bir basamak olduğunu unutarak,  şükretmeden hep daha fazlasına kenetledim kalbimi. Ve Mutluluk benim için hep ulaşılması gereken bir hedef oldu.

Tabi ki yanılıyordum !

Şimdilerde ise garip bir An Kovalayıcısı oluverdim....

Nasıl mı?

Dışarı çıktığımda uzun sıcak günlerin ardından tenime değen serinletici rüzgarı hissettiğime şükrederek mesela.


Daha önce hiç ilgimi çekmemiştir yere düşmeye başlayan  yapraklar...


Ne kadar güzel olduklarını farkettim...
Şükrettim farkedebildiğime...


Sonbaharın gelmek üzere olduğunu,  aslında ne kadar şanslı olduğumuzu farkettim hissedebildiğimiz için dört mevsimi birden...


Kısacası ben fark edebilmeyi farkettim.
Şükretmeyi...
Mutluluğun sebeplere bağlı olmadığını ,
Mutluluğun tam da bu anda olduğunu...


Bir baksanıza etrafınıza ,  hayat farkedilmeyi bekleyen güzelliklerle dolu 🎀
Üstelik bunları görebilmek için özel bir güce de ihtiyacımız yok...

Görmek gibi sinirli bir özelliğimiz zaten doğuştan var...
Şükürler Olsun 💕



22 Ağustos 2016 Pazartesi

Nerede Kalmştık ?

Tam tamına 6 aylık hamile , bir zamanla hayalini kurduğu günlük hayatın içinde olan ama bunu farkedip boll bol şükretmek yerine şimdilerde bir garip hisseden Gri Lady ' den herkese selamlar .

Ne çok özledim yazmayı , paylaşmayı ...
Sizleri okumayı , yorumlarınızı yanıtlamayı ...

Bu aralar evde hayatı iyice benimsemiş biri olarak bol vaktimin olmasını filmler , belgeseller izleyerek ve çok keyif  aldığım tığ işi battaniye örme işlerimle geçiriyorum.


Ve gün sayıyorum tabi ki bir yandan , hamile kalmadan önce hamileliğin tadını çıkaracağımı ve doğum zamanını sabırsızlıkla beklemek konusunda kendimi daha ağırdan alacağıma söz vermiştim ama şimdi bir an önce zaman geçsin ve minik bebeğimizi kucağımıza alıp , dört kişilik aile hayatına bir an önce geçebilmek için sabırsızlanıyorum.

Daha sık görüşmek dileklerimle , şimdilik benden bu kadarrr :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...