9 Şubat 2016 Salı

Yaşayan Evler

Güzel bir eve sahip olmanın , onu istediğimiz şekle getirebilmemizin yolu çoğu zaman paradan geçse de - bu harika evler oluşturmak için yeterli değildir !


Paranız ile güzel eşyalar satın alabilirsiniz evet , hemde en iyilerinden.
Ama bu sizi ' yaşayan bir ev ' sahibi yapmaz ...
Daha çok mağazanın içinde bulunan demo katologlar gibi bir şey olur eve gelen mobilyalar .


Evi ' ev ' yapacak sizin ufak dokunuşlarınızdır .
Bu dokunuşlar olmadan , size ait birşeyler eklemeden ben evin bir ruhu olabileceğine malesef inanmıyorum .


O yüzden huzur bulacağınız bir eve sahip olmak için olmazsa olmazınız para değil , fikirlerdir !


Bir çerçeve , elde öreceğiniz ufak bir koltuk şalı ya da karma karışık bir karakalem resim ...


Sizi yansıtacak ve tarz olacak bir ev için sadece hayal gücünüzü kullanmanıza ihtiyacınız var .


Daha mutlu bir ev ortamı için ihtiyacınız olan şey ' fikir '...


 Örnek resimlerde yakalayacağınız ufak dekorasyon fikirleri size göz kırpacakatır .


Lütfen sadece bakın ...


İlham her yerde ...













çocuk odadı dekorasyonları

yastıklar,örgü


evde yap,dıy,kendin yap el işleri,grşlady








8 Şubat 2016 Pazartesi

Böğürtlen Kışı Kitap Yorumu

GRİ LADY , KİTAP YORUMU

Herkese Merhaba :)
Öncelikle huzurlu , mutlu bir hafta diliyorum herkese ...
Uzun zaman oldu kitap yorumu yazmayalı .
Ve inanın çokkk uzun zaman oldu beni böyle heyecanlandıran ve sayfaların ellerimin arasından su gibi akıp gittiği bir kitap okumayalı .


Sarah Jio !
Belki de okuyucu kitlesinin % 70 ' i Türk okuyuculardan olan şu muhteşem kadın !
Muhteşem evet .Hayal dünyasını kelimelerine yansıtıp on binlerce okurun  beğenisini kazanan kitaplar yazabilmek benim için fazlasıyla muhteşemlik içeriyor .


Yazar çok popüler evet ama benim onun kitaplarıyla buluşmam epey geç oldu .
Ben yine her zamanki gibi ön yargılı davranıp - sırf iyi reklamı olduğu için bu kadar çok sattıklarını düşündüğüm Sarah Jio kitaplarını okumayı düşünmemiştim.
Ama hepiniz biliyorsunuz yeni bir işe giriştim son zamanlarda ...
İkinci el ve sıfır kitaplar sattığım bir instagram hesabım var artık ve oradan benimle iletişime geçenlerin en çok sorduğu kitaplar Sarah ' ın kitapları olduğundan artık okumam farz olmuştu.


Fazla uzatmadan gelelim kitap hakkındaki düşüncelerime ;
İki günde bitirdim bu kitabı.
Hikaye daha ilk sayfadan öyle sarıp - sarmalıyor ki insanı zaten gerekli vaktiniz varsa tek oturuşta bile bitirebilirsiniz.
Anlatım dili , betimlemeleri , karakter analizleri ...
Her biri içinize işliyor ve kitap bittikten sonra sanki bir roman okumuş değil de , yakın bir arkadaşınızın anlattıklarını dinlemişsiniz gibi hissediyorsunuz .


Ve kitabın en etkileyici kısmı ;
Kitaba başlarken anlatılanlar öylesine kalbimi kırdı ki ...
Okurken içim burkuldu , müdahale etmek , olayların akışını değiştirmek istedim.
Ve yazar öyle güzel bir son yazmış ki , okurken oluşturduğu gizli yaraları da muhteşem bir şekilde sarmış olmuş .

Kısaca ;
Bu kitap önce kalbinizi kıracak ve harika sonu ile size çok çok iyi gelecek !
Hala okumadıysanız , mutlaka okuyun .

4 Şubat 2016 Perşembe

Merhaba Küçük Lokmalarım !

Bir laf vardır , büyük lokma yut - büyük söz söyleme diye... Bende tam tersi - küçük lokma yut büyük söz söyleme hali vardı .

Ben hep o küçük lokmaları yuttum bu yaşıma kadar :)

Bir bakıyorsun ' Asla Yapmam ' dediğiniz şeylerin baş rolündesiniz . Kaç tane Asla'mın baş rolünde oynadım bir bilseniz !

Ama bir yandan yapmam dediklerimin eninde sonunda başıma geliyor olması garip ama kendimi önemli hissettiriyor bana .
 Ben milyarlaca insanın içinde yaşayan herhangi biri olarak , cılız sesimden yankılanan değer yargılarım - kınamalarım - fikirlerimin bir önemi var ...
 Önemi var ki yanlış şeyler çıktığında kelimelerimden , o kelimelerin bir bedeli var .

Müjde Gri Lady ! Demek ki sahipsiz değilsin. Demek ki cılız sesin çokkk uzaklara ulaşıyor da , söylediklerinin karşılığı tekrar gelip sana ulaşıyor !


Ayıplamak , kınamak , küçük görmek ...
Bunların her biri sonrasında bize misliyle dönecek kötü davranışlar . Ama insanız işte , herhangi bir yerde karşımıza çıkan olay hakkında yorum yapmaktan da alamıyoruz kendimizi .

Mesela benim yaşadıklarım ;

Büyük Söz 1 : Lisedeyken evlilik ve evlenme yaşı hakkında pek ahkam keserdim arkadaşlarıma - aileme ...
Ben hayatımı yaşamadan , gezip tozmadan ve hele de 27 - 28 yaşına gelmeden ASLA evlenmeyeceğim derdim.
Erken yaşta evlenenleri de uzaydan gelmişler gibi yadırgar - kezban bulurdum !

SONUÇ :  Lise 2 ' nin bittiği yaz tatilinde tanıştığım o motorlu - asi gençle lise biter bitmez ve üniversite için hali hazırda dersaneye gidiyorken evlendim :)
Üniversiteye evli biri olarak başladım .


Büyük Söz 2 : ' Hadi erken evlenirler anlarım ! Aşık olmuştur benim gibi. Ama kardeşim , evlenir evlenmez çocuk yapmak ta nedir yaa ? İnsan bir evliliğin tadını çıkarır dimi ?

SONUÇ : Üniversite'nin 2. yılı ve ben okul sebebi ile dersler - ev - dersler şeklinde yaşıyorum.
Ve düşündük ... Şimdi okul bitecek ve çalışmaya başlayacağım . Birkaç yıl sonra illa ki bir bebeğimizin olmasını isteyeceğiz . Hazır şimdi çalışamıyorken bir de bebek yapalım . O arada bebek doğar  - biraz büyür. Okul da bitmiş olur . Oh mis , rahat rahat çalışma hayatına geçiş yapabilirim !


Büyük Söz 3 : ' Ben asla büyüklerimiz evliliğinde olduğu gibi kavga etmeyeceğim. Kızgın olsam bile alacağım eşimi karşıma , sakin sakin konuşacağım. Asla dırdırcı bir eş olmayacağım!

SONUÇ : ' Ama sadece yüksek sesle konuşuyorum kiii , hem kendini anlatma çabası ne zamandır dırdır diye adlandırılıyor :) '


Büyük Söz 4 : Ben üniversite mezunuyum . Çağrı merkezi gibi dandik yerlerde ne işim var !

SONUÇ : Okul bitti , deli gibi iş arıyororum , bebeğimize annem bakacak ama ben yeni mezun olduğum için çalışacak bir iş bulamıyorum. Ne oldu sizce ?
Evet , bir çağrı merkezinde işe başladım. Kısa sürdü ama olsun - gerekli ders alındı mı ? Evet alındı !


Büyük Söz 5 - 6 -7 ...  : Ben asla hayatı çocuk ve eşinden ibaret olan biri olmak istemiyorum. Herkesin tek bir şansı var hayatta . Dünyaya bir kere geliyoruz ve onu bir erkek ve çocuk yetişmek için harcamak istemiyorum. Hayallerim var . Yapmak istediklerim var ...
Ve ben asla ev hanımı bir anne olmak istemiyorum. Çalışmak benim için nefes almak gibi !


Tek çocuk ideal . Ne gerek var kendini sıkıntıya sokmaya ... Hem kardeşleri görüyoruz bu devirde , hepsi birbirinden nefret eder halde . İyi arkadaşı olsun yeter !

SONUÇ :  :)
Valla güzel günler göreceğiz , güneşli günler demek istiyorum :)

Henüz deneyimlemedim bu sözlerimi ama , sanırım hayatımızın yarısı kınamakla - diğer yarısı da kınadıklarımızı yaşamakla geçiyor .

GRİLADY,grilady

Sizin de var mı başınıza gelen böyle asla yapmam dedikleriniz ama çoktann yaşamış olduğunuz olaylar ?
Yoksa bana özel mi ?
Yorumlarsanız daha az suçlu hissedeceğim galiba kendimi :)
Merakla fikirlerinizi bekliyorum. .Çok çok sevgiler :)

Bu arada kelimelerimize dikkat  !!  :)


3 Şubat 2016 Çarşamba

Umutsuzluğa Kapılma !



Bazen bir şeyi çok isteriz.
Tüm kalbimizle ...

O kadar çok içten isteriz ki olması için dilekler diler - dualar ederiz. 
Ama aynı zamanda çok ta sabırsızızdır malesef. Dua ettik , evet tamam . Anında bir işaret , bir netice umarız. Biraz vakit geçince de  ;

' Ee ama kabul olmadı ' 
' Allah benim duamı kabul etmedi ' 
' Boşuna o kadar dua ettim vs. vs . 

Sizin de iç sesiniz benzer şeyler fısıldıyor mu kulağınıza ?
Benimki fısıldıyor. 

O yüzden bir hatırlatma yapmak istiyorum iç sesime bugün ;

“Kullarım sana beni soracak olursa, (bilsinler ki) ben, şüphesiz onlara çok yakınım. Bana dua edenin duasını kabul ederim.” (Bakara Suresi, ayet: 186) diye vaadeden yaratıcım varken ,

“Bana dua edin, sizlere icabet edeyim.”(Mü’min Suresi, ayet: 69). diye dualarımızı duyan , icabet edeceğini bildiren bir Allah varken ey sevgili iç sesim , sen kim oluyorsun da bana duamın kabul edilmediğini fısıldıyorsun !!!





Ne demiş Hz. Peygamber , “Dua kapılarının kendisine açıldığı kimseye yani, dua nasip olan kimseye, rahmet kapıları da açılır.” ...
Hani bizim 'Vermeyi istemeseydi , istemeyi vermezdi ' diye tanımladığımız hadise ...



Ve sanki neler söyleyeceğimizi bilir gibi eklemiş Peygamberimiz ; 

“Herhangi biriniz acele etmedikçe, duası kabul olunur.(Kul acele ederek); “ Rabbime (kaç defa) dua ettim de duamı kabul etmedi.” der”

“Rabbiniz, ikramı bol ve hayâ sahibi bir Rabb’dir. Ellerini kendisine uzatan kulunun ellerini boş çevirmekten utanır.”



Şimdi sen utan ey iç sesim !
Umutsuzluğu fısıldadığın için.
Beni Allah'ın vaadlerinden bi haber sanıp - inancımı kırmaya çalıştığın için ...
Ve en önemlisi dua etmemi engellemeye çalıştığın için !
Oysa ; 
"... Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez" (Yusuf Suresi, 87) bizler ümitsizlerden değiliz  ....



2 Şubat 2016 Salı

Teşekürler Tanrım !

Teşekkür etmek istiyorum sana bugün ,
Beni daha iyi bir insan olabilmem için gizli mesajlar gönderdiğin için örneğin ...

Yeni doğan güne gözlerimi bir kez daha açtırdığın için.
Hatalarım var ve de bir sürü günahım .
Tüm bunlara rağmen beni hala çok sevdiğin için , koruduğun için ve dularımı kabul ettiğin için !

Biliyordum zaten ' Sen Merhametlilerin En Merhametlisisin '
Merhametinle beni kuşattığın için teşekkür ederim !

Ara sıra başıma gelen aksiliklere şikayet ediyorum
Beni Affet .
Tüm bu olanlar sana daha yakın olabilmek içinmiş şimdi anlıyorum.
O yüzden çok teşekkür ederim sana daha çok dua etmemi sağladığın için.

Bana harika bir aile verdiğin için teşekkürler Allah'ım.
Yaşamak gerçekten çok güzel.
Bunu her an seni içten içe hissetmeye başladığımda daha çok anladım.

İçimdeki kötümser sesi susturduğun için Teşekkürler Allah ' ım...
Sen yapmasaydın ben asla yapamazdım ...

Belki de sevemezdim seni bu kadar derinden.
Çünkü iç sesler beni öyle meşgul ediyordu ki ,
Hayallerle , yapılacaklarla , geçmişle , gelecekle ...
Benim şah damarımdan yakın Yaratıcımı göremeyeceğim kadar meşgul ediyordu hemde !

Teşekkürler Allah 'ım .
Teşekkürler
Teşekkürler

Sonsuz teşekkürler seni hissedebilmeme izin verdiğin için !
Teşekkürler her zaman , her işimde bana yettiğin için .

Ben günümü , geleceğimi , yaşayacaklarımı sana emanet ediyorum.
Biliyorum ki sen kullarına en güzelini layık görensin ...

1 Şubat 2016 Pazartesi

İsim ve Karakter İlişkisi


Herkese Şubat ayının ve haftanın ilk gününden merhaba :)
İsimlerin kişiliklerin üzerinde etkili olduğuna dair bilgileri belki siz de benim gibi zaman zaman duymuşsunuzdur.
İsmin kişiliği etkilediği hatta kaderi etkilediği düşünülür.
Taşıdığımız isme göre sanatsal ya da bilişsel yeteneklerimiz , zaaflarımız vs hakkında ayrıntılı tahminler oluşturulabilir.
Evet oluşturulur oluşturulmasına ama acaba gerçekten söylendiği gibi bu işin bir aslı astarı var mıdır diye ayrıntılı bir araştırma yaptım.
Ve sonuç ; gerçekten de çok ilginç bilgiler edindim.
Özellikle isim uzmanları adı altında bu işi ticarete dönüştürmüş kişilerin değil de , sizin - benim gibi insanların bu konudaki paylaşım ve yorumları beni çok etkiledi.
Çok çok ünlü bir kadın forumunda bu konuya benzer farklı farklı başlıkları incelediğimde bazı isimler hakkında hep aynı yorumlar yapılmış ve bu yorumlar onlarca kişi tarafından da , sonraki sayfalarda onaylanmış.
Şimdi kısaca bazı isimler ve o isimlerin toplumda çizdiği kişilik özelliklerinden bahsetmek istiyorum sizlere ...


Okuduğum forumdan direkt alıntılıyorum sizin için ...

Eda, Naz, Ece- bu isimler kaprisli olurlar
Baran-başına buyruk 
Efe- asi
içinde Ğ olanlar asabi
Oya- bu isimde olanların da evlilikleri problemli olur...
Arda- ardalar genellikle mızmız çocuklar olurlar
Ömer Faruk isimliler zeki oluyor
İlkerler yakışıklı ve başarılı,
Ayşeler sinir bozucu ve iğneleyici
Esralar çok sabırsız
Tuğbalar çok güzel ama kaprisli
Mineler sosyetik
Cemler dalgacı ve asi
Duygular hareketli ve neşeli
Zeynep inatçı,başına buyruk
Ömerler efendı ve zekı
İbrahım ler cınssel durtusu olanlar
Esra sabırsız cok konusan
Dılek evlılıgınde problemlerı olan
İlknur Agırbaslı
Göktuğ cokk hareketlı 
Emre'ler yaramaz
Ahmet'ler başarılı
Esra'lar geveze
Elif'ler sakin, narin 
Ayşe'ler bilmiş 
Hatice'ler çok sorumluluk yüklenen, becerikli
Enes'ler zeki ve hareketli
Furkan'lar yaramaz hareketli
Kaan'lar yakışıklı
Hülya'lar güzel
Betül'ler ağır ve zeki
Kerem'ler hareketli
Fatma'lar saf
Nermin'ler gamsız,bencil ama şirin
Rabia'lar ağırbaşlı, insana yakın
Meryem'ler cıvıl cıvıl
Muharrem'ler yumuşak huylu
Yasemin'ler evcimen ve sempatik
Ali'ler dilli
Nagihanlar ağzına geleni söylermiş.azcık patavatsız olurlarmış
Buse,Dilara,ılayda isimliler başarılı ve hanımefendi 
Edalar çalışkan
Kağanlar akıllı ve çalışkanlarmış
Ayşegüller başarılı
Yasin ismi olan çocukların yaramaz
Enesler de çok yaramz oluyorlar 
Mertler söz dinlemiyor
Muhammetler çok efendi,
Sercanlar alaycı
Kaanlar çok efendi ve tam bir beyefendi
Can olanlar çok yaramaz
Hakan lar çok efendi oluyor
Yusuf lar çok yakışıklı olur, ama bir o kadar da yaramaz,
Gülsahlar narin, cit kirildim, utangac, cabuk alinan
Nisalar güzel, kibar ama cabuk kirilganlar
Nazanlar cok zeki, caliskan ve güzeller
Kübralar zeki ama kibirli
Semalar güzel akilli ama yerinde duramayanlar



Bir kaç ta tecrübe alıntılar ; 


' adım özlem anlamı hasret demek..gerçektende hayatım boyunca hep bir şeylere özlem duymuşumdur..bu yüzden kimse çocuğuna özlem adı koymasın:KK50: '

' oğlumun ismi kemal efe... aman yarabbim ne sinir ne dediğim dedik bi çocuk... bide efeler şımarık olur derler o da tam isabet. '

 'oğlumun adı HAKAN ; çok akıllı beyenfendi bir çocuk,gezmeye gitsek oturur yanımızda,
hiç öyle oraya buraya uzanıp ellemez,çocuklar hoplasa zıplasa onlara kızar çok ayıp yaramazlık yapmayın der..
görenler ay bu çocuk çok akıllı böyle napıyorsunuz buna böyle der takılırlar '


' öğretmenim,öğrencilerimin isimlerine bakarak bu yorumları yapmıştım ben de,sizinle de paylaşayım,
emreler zeki ve yaramaz,
tuğçeler,süslü hafif saf.(ders çalışan ama belli bir başarının ötesine geçemeyen)
ezgiler ,akılları biraz havada,gezme tozma,karşı cins gibi...
elifler hem hanım efendi hem inatçı '

 BATUlar çok yaramaz oluyor '

 ' Merve'ler genelde şımarık ve başına buyruk. (genelde bu isimdekiler sevilmez)
Tuba'lar dedikoducu
Betül'ler hafif oynak (tanıdıklarım baya oynaktı gerçi :KK70: )
Esma'lar zeki ve azimli
Zeki'ler tembel
Sonu can ve han ile bitenler genelde yaramaz
ahmet ve mehmet'ler ağır başlı
fatma'lar kompleksli (yanlış anlaşılmasın şimdiye kadar 7 fatma tanıdım hepsi böyleydi)
ayşe'ler dedikoducu ve kadersiz
ece,pelin,sinem ve tuğçe isimdekiler şımarık 
Zeynep inatçı '
'2 yıl kadar bebek ve çocuk hemşireliği yapmıştım,büşra,kübra ve Merveler kadar yaramaz,terbiye almayan,sus,dur bilemeyen bebeler görmedim.Şunu yaparsan susarız derlerdi hemen yapardım,kandırdık,kandırdık diye hoplarlardı.Babam Türkçe öğretmeni,ona bu durumu anlattığımda al benden de o kadar dedi.Ders çalışmayan,aklı dışarıda olan,tenefüste sınıfa en son giren,sınıfın düzenini bozanlardı dedi.Tuğba lar aşırı kıskanç,ders çalışmayan,lüks düşkünü,dedikodu yapan gençlerdi.Erkeklerde de Yiğitler kadar yaramazı yoktu.Doktor arkadaşlar bile bu isimden soğuduklarını söylerlerdi.Heleki sonunda can da eklenmişse vay haline.Furkanlar çok yaramaz ve çok çabuk hastalanıyorlar.Tuğçeler savurgan ve kendini beğenmiş,Ayşeler süslü,Begümler hanım hanımcık oluyorlardı.Adı Gül ile başlayanlar gerçekten gülmemek için çaba sarfeden bebeler oluyordu.'

Harflerin Karaktere Etkisi 


A: Atılgan-enerjik
B: Ön sezileri kuvvetli
C: Konuşma ve yazma yetenekleri olan
Ç: Zevk sefa düşkünü
D: Üstün güçlere sahip
E: Sıkıntılardan kurtulmak için mücadele eden
F: Uysal, güvenilir
G: İnatçı kişilik, gerginlik
H: Sakin ve durağan
I: Hassas
İ: Kırılgan
J: Kaprisli ve kıskanç
K: Başarılı, unvan sahibi
L: Sanatsal yeteneğe sahip
M: Ticarete yatkınlık
N: Sağduyulu
O: Gizliliği sever
Ö: İçine kapalı
P: Kendinden emin
R: Sert yapıya sahip
S: Hayalperest
Ş: Çok üretken ve güçlü
T: Duygularını zor açabilen
U: Durgun, çok ağır hareket eden
Ü: Başarısı sürekli engellenen
V: Kendi içine dönük, umursamaz
Y: Geçmiş üzüntüleri sürekli yaşarlar
Z: Bilimsel açıdan, okumayı seven. 

Çok ilginç değil mi ?
Ben açıkçası bu konuda ön yargılı sayılabilecekken şimdi samimiyetle doğruluğuna inanıyorum. 
Tanıdığım Zeynep ' ler mesela, yukarıda yazıldığı gibi dik başlı ve özgürlüğüne düşkün olurlar ...
Eren ismindekiler yaramaz demişler - oğlumun adı ve  gerçekten de öyle sıpa :)
Bildiğim tüm Hakan ' lan ağır başlı ...

Sizin görüşlerinizi de merak ediyorum. 
Haydi sizde paylaşın bakalım bu tez gerçekten doğru mu ?
Çevrenizde isimlerle ilgili gözlemlerinizi merakla bekliyorum .
Çok çok sevgiler :)



26 Ocak 2016 Salı

İkinci Çocuk ?

AİLE OLMAK,İKİNCİ ÇOCUK,ikinci çocuk

Bu aralar çevremde benimle yaşıt arkadaşlarımın ikinci çocuk haberlerini çok sık alır oldum. Aslında 26 yaş için ikinci çocuk bana erken geliyor. Ama tabi ki kişilerin hayata bakışı , tercihleri ve ilk çocuklarının yaşı bu kararda etkili oluyor.

İkinci çocuk , ilk çocuktan sonra aileleri düşündüren ciddi bir karar. Ben de 7 yaşında bir oğlu olan genç bir anne olarak ikinci çocuk konusunda zaman zaman düşüncelere kapılıyorum.
Kardeş şart mı soruları ...
Tekrar bebekli hayata dönüş ...
İşe ara verme korkusu ..

Ev hanımlığı moodu beni hep bu fikre uzak kılan sebeplerden.

Ama ;


Hayata dair yeni heyecanlar da istenmiyor değil ...
Eğer güzel bir aileniz varsa yeni bir bebeğin o aileye getireceği heyecanı az çok tahmin edebiliyorum. Ve sanırım biraz da kızıyorum kendime bu konuda çok katı olduğum için ve çokkk büyük konuştuğum için.



Her konuda genelde olumluyu görmeye çalışan ben ; ikinci çocuk konusunda nedense kendimi kapana kısılacakmış gibi hissediyorum.
Daha az zaman  , daha az seyahat , daha az sosyallik ve en sevmediğim şey olan evde daha fazla zaman geçirmek ...


Hayat keşke resim karelerinde yakalanan anlardaki gibi daha özgürce ve mutlu yaşansa...
O zaman bende belki ne istediğime karar verip , o konuda niyetimi açıkça ortaya koyabilirdim.


Şimdilerde ikinci çocuk konusundaki tavrım , birinden bebek haberi geldiğinde çokk sevinme ve ' acaba biz de mi düşünsek '  ve yaklaşık bir saat sonra ' Allah korusun , benim psikolojim kaldırmaz iki çocuğu ' gel-gitleri arasında şekilleniyor ...

Tecrübeli anneler bir adım beri gelsin de aydınlatsın şu kararsız - maymun iştahlı bendeniz i  :)

24 Ocak 2016 Pazar

Hayat Güzeldir

Her ne yaşarsak yaşalım , yarının neler getireceğini kestiremediğimiz hayatlar sürüyoruz .
Bugünün kötü anılarını ya da ömrümüzün en harika gününü bir anı olarak geçmişte bırakabilip , yarına umutla bakmalıyız.

Haydi niyet edelim o vakit !
Yarın çok güzel bir gün olsun inşallah !
Yaşadığımıza şükredeceğimiz olaylar yaşayıp , mutluluğu iliklerimizde hissedelim.

Her şeyden önce eğer yarına açarsak gözlerimizi ;
Bu yeni gün için  evvela Allah ' a bol bol şükredelim...

İyi geceler ...

22 Ocak 2016 Cuma

Bu Sabah ... 22 Ocak Cuma 2016

bu sabah,sabah sabah, kar,kar tanesi

Günaydınnnnnnnn ,
Lapa lapa harika bir kar yağan günden sevgiler herkese .
Bugün bir kaç gündür ara veren o sevimli kar yağışı tekrar başlamış. İşe gitmek için dışarı çıktığımda kocaman bir kar tanesi karşıladı beni...
Gördüğüm manzara çok güzeldi.
 Şükrettim bu saatte uyumadığım , işe gidiyor olduğum için ve bu muhteşem anı yaşayabildiğim için.
Ve o yüzüme çarpan kocaman kar tanesi , akabinde istemsiz gelen şükür isteği bana kendimi çok özel ve şanslı hissettirdi.
Ve düşündüm yolda yürürken ,
Belki de bir gün değil , her gün şanslıyımdır. .  .
Bir kar tanesinden çok daha fazla hayatımdaki şükür sebepleri...
Allah'ım nasıl da kapanmış gözlerim beni sarıp sarmaladığın güzelliklere .
Nasıl şükürsüz , sensiz birine dönüşmüşüm ben böyle !

Daha dün Demii Lovato ' nun kitabında bir önerisi ilgimi çekmişti ...
Diyordu ki , ' Olaylar karşısında direnmek yerine teslim olmayı deneyin.
Ve her neye inanıyorsanız , bir tanrı , evren , karma vs . Ona sığının. Çünkü sizin üstünüzde bir yaratıcı var . Sizin bir yaratıcınız ! '
Tıpkı kişisel gelişim kitapları ile ünlü Aykut Oğut 'un  ' Evrenden isterken ' nasıl olacağıyla ilgilenmeyin. Evren sizin için hazırlar. Siz sadece isteyin ve bekleyin. Deneyimlemenin tadını çıkarın ' da kastettiği gibi ...
Tıpkı Uğur Koşar ' ın her kitabında bahsettiği ' Allah 'ı işlerinizde vekil edinin. Allah 'ım bu işimde seni vekil kılıyorum. Ben aciz bir insanın. Sen dilemezsen hiçbir şey yapamam. Sen bana yardım et. Sen bu işimde yanımda ol , hakkımdakini hayırla sonuçlandır ' dediği gibi ...
Tıpkı Cübbeli Ahmet Hoca 'nın ' Hasbiyallah - Bana Allah Yeter ' i kalben inandığımızda her işimizde Allah bize kafidir , sırtınız yere gelmez ' dediği gibi ...

inanış,islam,motivasyon

Hepsi farklı inanışlar , farklı kültürler ama yöntem , doğru tek değil mi ?
Bunu farkedebildiğimizde ve gerçekten inandığımızda gerçekten de sırtımız yere gelmeyecek.
O güne kadar da , farkettirene şükürler olsun minicik mucizeleri bile.
Devamı biz istersek pek yakında ...

21 Ocak 2016 Perşembe

"Yarın Hakkın divanına varınca, Süleymandan hakkın alır karınca !



Kanuni Sultan Süleyman Han bir gün seferdeyken otağın kurulduğu çadırı dayayan direği karıncalar sarmış.

Askerlerden biri de padişahın yanına gelerek "Hükümdarım, çadırın direğini karıncalar sarmış. Böyle giderse direği yiyip çadırı yıkacaklar." demiş.
Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman zamanın kadısı Ebu Suud efendiye bir name gönderir.

"Çadırımın direğini karıncalar sarınca,
Bir mahsuru olur mu karıncayı kırınca"

Böyle zarifane bir üslubu tebessüm ederek okuyan Ebus suud efendi yine zarifane bir karşılıkla cevap verir;

"Yarın Hakkın divanına varınca,
Süleymandan hakkın alır karınca"

Bu cevabı okuyan padişah hemen emir verir, karıncalara ve direğe dokunmayın, çadırın yerini değiştirin.

Ne güzel bir kıssa değil mi ? Böyle ecdadın , nasıl torunlarıyız bir düşünmek gerek . 
Daha hassas , daha duyarlı ve bize yakışır bir ' insan ' olabilmemiz dileğimle ...
Sevgilerimle.

20 Ocak 2016 Çarşamba

Günün Duası



Tanrım!
Güçlülerin yüzüne gerçeği söylemek için
ve zayıfların alkışını ve sevgisini kazanmak için
ve yalan söylememek için bana yardım et.
Eğer bana para verirsen mutluluğumu alma
ve eğer bana güçler verirsen muhakeme yeteneğimi çıkarma.
Eğer başarı verirsen alçak gönüllüğü çıkarma.
Eğer bana alçak gönüllüğü verirsen saygınlığımı çıkarma.
Görünenin diğer yüzünü tanımama yardım et.
Benim düşüncelerime katılmıyor diye bana karşı olanları hainlikle suçlayarak,
onların karşısında suçlu duruma düşmeme izin verme.
Kendimi sever gibi diğerlerini de sevmeyi
ve diğerlerini yargılıyormuş gibi kendimi de yargılamayı öğret bana.
Başarılı olduğum zaman sarhoşluğuma izin verme.
Ne de başarısız olursam olayım, umutsuzluğa düşmeme izin verme.
Daha ziyade, başarısızlığı başarının öncesindeki bir deneme olduğunu hatırlamamı sağla.
Hoşgörünün, güçlerin en büyüğü olduğunu
ve intikam arzusunun zayıflığın ilk görünüşü olduğunu öğret bana.
Eğer paradan yoksun bırakırsan, bana umudu bırak.
Ve eğer beni başarıdan yoksun bırakırsan,
başarısızlığı yenebilmek için irade gücünü bırak bana .
Eğer beni sağlık bağışından yoksun bırakırsan, inancın lütfunu bana bırak.
Eğer insanlara zarar verirsem, özür dileme gücünü ver bana .
Ve eğer insanlar bana zarar verirse, affetme ve merhamet gücünü ver bana.
Tanrım! Eğer ben seni unutursam sen beni unutma."

Mahatma Gandhi
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...