25 Haziran 2020 Perşembe

Öğretmenim Mori ' yle Salı Buluşmaları - Alıntılar

Sorun şu Mitch ; çoğu zaman gerçekten ne kadar çok birbirimize benzediğimize inanmak istemiyoruz. Beyazlar ve siyahlar, Katolikler ve Protestanlar, erkekler ve kadınlar. Eğer birbirimize bu kadar benzediğimizi görebilseydik, bu dünyada tek bir büyük insan ailesi olarak mutlu ve huzur içinde yaşayabilmek için çok daha fazla çaba gösterirdik ve bu aileyi bir arada tutmak için, kendi ailemizmiş gibi özen gösterirdik.


Eğer sürekli yaşlanmaya karşı savaşırsan mutsuz olursun, çünkü nasılsa yaşlanmaktan kaçış yok.

Eğer hep yirmi iki yaşında kalsan, hep yirmi iki yaşında olduğun kadar cahil olursun. Yaşlanmak sadece çürümek demek değildir bildiğin gibi. Büyümektir.


Eğer başkalarının size güvenmesini istiyorsanız, sizin de onlara güvenebileceğiniz duygusuna sahip olmalısınız, karanlıkta olsa dahi. Düşerken bile.

"Nerede yaşarsak yaşayalım, birer ademoğlu olarak en büyük hatamız,uzak görüşlü olmamamızdır..."

‘Doğrusu ölmeyi öğrenince yaşamalı öğrenmiş oluyorsun’
Hastalığa yakalanmadan önce ölüm konusunda bu kadar kafa yorup yormadığını sordum.
‘Hayır’ dedi gülümseyerek. ‘Bende herkes gibiydim. Çoşkulu bir anımda,’hayatta tanıyabileceğini en sağlıklı yaşlı adam ben olacağım’demiştim bir dostuma.
.. ‘daha önce söylediğim gibi hiç kimse bir gün gelip de öleceğine inanmaz.’
..’çünkü’ diye devam etti Mori, ‘birçoğumuz adeta uyurgezer gibi dolaşıyoruz etrafta. Yaşamı tam anlamıyla tanımıyoruz, çünkü hayatı uyur uyanık yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeyleri otomatik olarak yaparak yaşıyoruz’


Bir çok insan anlamsız bir yaşamın peşinden koşar.önemli olduğunu düşündükleri bir şeyi yaparken dahi yarı uykuda gibi bir halleri var. Bu yanlış şeylerin peşinde olduklarındandır. Yaşama anlam kazandırmanın tek yolu kendini insanları sevmeye, içinde bulunduğun topluma adamak, sana anlam ve hedef veren bir şeye hasretmektir


"Sahip olduğun şeyleri başkalarına sunarak saygı kazanırsın"


*Eğer hayatın anlamını bulduysan geriye gitmek istemezsin.İleriye gitmek istersin.Daha da yapmak, daha da görmek istersin.*

Bu ülkede neye ihtiyacımız olduğu ile ne istediğimiz arasında büyük bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Yemeğe ihtiyacınız var çikolatalı dondurma istiyorsunuz. Kendinize karşı dürüst olmalısınız. En son model spor arabaya en büyük eve ihyacınız yok. Doğrusu bu gibi şeylerde tatmin bulamazsınız. En çok nasıl tatmin buluruz biliyor musun? İnsanlara sunabileceğiniz neye sahipseniz onu vererek. Kendinden bir parçayı insanlara sunarak saygın olabilirsin.

23 Haziran 2020 Salı

İşte Benim Hayatım ...

İsmimi değiştirdim , bilenler biliyor tabi hala kim olduğumu neler yaşadığımı :)

Bloğu 2014 yılında ilk açtığımda öyle heyecanlıyımdım ki ...
Evde internet yoktu tabi o zamanlar ve sabah ofise erken gelip hemen pc başına geçip , heyecanla blog yazar öyle işime başardım .



Şimdilerdeyse epey büyüdüm dostlar . Tamm 29 yaşında iki erkek çocuk annesi bir yetişkin oldum . Hatta ve hatta bu süreçte bir de boşandım :)

Boşanmanın ardından 7 , fiilen ayrılığın üzerinden de yaklaşık 10 ay geçti . 
Artık o ilk başlarda zihnimdeki sisler aralandı , eski eşe şans verip vermeme gündemi tamamen kapandı ve yeni hayatın yolları açıldı önümde .

Böyle durumlarda insanı en çok yoran kararsızlıkları ve ne istediğine karar verememesiymiş bunu da anlamış oldum . Ve aldığım kararla , dik duruşumla kendimle bir defa daha gurur duyup , iki çocuklu ve özgür hayatıma , işime , hobilerime , aileme odaklanmaya , kendimi geliştirmeye karar verdim .

Şimdiki ruh halimi özetleyen bir cümle kurmam gerekirse ' gelecek heyecan verici ' ...

Bu süreçte dua etmeyi öğrendim .Esmaül Hüsna ' lar ile gerçekleşen dileklerime şahit oldum . Yalnız kaldım , hayatım boyunca sevilmemekten , yalnız olmaktan , değer görememekten korktum . İki erkek çocuğun sorumluluklarına sıkışıp hayatımı bu adanmışlıkla , sadece bununla geçirecek olmaktan korktum ama geçti ... Zaten olumsuz düşünceler hep geçer . Yeter ki yerine koyabileceğimiz güzellikleri görmek isteyelim .


İnsan boşandıktan sonra eğer maddi olanaklar çok çok gündeminde değilse direkt sevgisizlikten endişe duyuyor . Tabi aldatılma psikolojisinin de etkisi bu , ne kadar güzel olursan ol ki şükür şanslı yaratılmışım - hiç önemi olmuyor sizin için. Neyse ki bundan sonra yine , yine  , yine olumsuzlukların olacağına olan endişem bir kaç kitap okuyarak yerini umuda bıraktı . Bazı şeyleri düşünmemek , nasıl olacak , neler yaşayacağım demeden işini Allah'a bırakmak ve o teslimiyet içinde kalabilmek , işte gerçekten iç huzurun kapısını açan anahtar bundan başkası değil .

Şimdi çocuklarıma sarılarak , işimi en iyi  şekilde yaparak ve daha iyi bir insan olmaya çalışarak başlıyorum yeni hayatıma . 

Geçmişin izlerinden kalan hiçkimseyi istemiyorum yeni yaşamımda . Kötü ilişkiler içinde olmaktansa verimli geçen bir yalnızlıktan korkmuyorum artık . Kendimi seviyorum . Ailemi seviyorum. Çocuklarımla birlikte olduğum , iki güzel de kediye sahip olduğum hayatımı seviyorum .

ARTIK YENİDEN HAYAL KURABİLİYORUM BİLİYOR MUSUNUZ ?

Yeniden yaşamım için yapmak istediğim hedefler koyabiliyorum . Yeniden yamaç paraşütü için heyecanlanıyorum mesela . Çocuklarımla gezebilmek , kendime daha iyi bakmak ve kendimi geliştirmek için daha fazla okumak , yeni şeyler öğrenmek için içim kıpır kıpır oluyor .

  •         Yeniden hissediyorum ki yaşamak hala çok güzel .


4 Mart 2020 Çarşamba

Anneliğin Kalp Sızısı

Selim hafta sonu babasındaydı . Geldiğinde çok halsiz , gözlerinin altı morarmış , dudakları kurumuş ve aşırı derecede ishaldi ...

Geceyi yatak odası ve tuvalet arasında geçirdik. Dün de işteyken telefon geldi annemlerden , iyice kötü oldu hastaneye götürelim diye...

Öğle arsında izin aldım hemen utana sıkıla-annem , teyzem ve ben taksiyle hastaneye geçtik. İlk muayneden sonra 5 saat sürecek kocaman bir serum verildi , tahliller yapıldı .

Kan alınırken ve serum takılırken yanında olabildim ancak .
Sonra işten beklendiğim için kalbimin tamamını hastanede bıraktım ve koşar adım ofise geldim.

Selim (3yaşında) arkamdan 'anne sakın beni bıyakma' diye ağlarken çıktım hemde ...
Çok zordu , gerçekten zor .

Akşama çıkardılar şükür ama gece boyu şikayetleri devam etti. İlaçların etki etmesini bekliyoruz.

Şuanda ofiste masamdayım . Az önce annemle konuştuğumda babamın selimi tekrar hastaneye götürmek üzere dışarı çıktığını öğrendim .

' Az önce teyzen geldi , kapıya koştu selim - teyzeni görünce boynunu büktü ama ben annemi istiyorum ' dedi diyor ...

Çocuğun hasta , izin alman lazımdı diye ekliyor üstelik !

Herşey zorken ve bir anne olarak tabiki oğlumun yanında olmayı tercih edecekken çalışma hayatını daha önce tecrübe etmemiş annemin bu talebini de hoşgörmeye çalışıyorum ama ne kadar yapabiliyorum bilmiyorum.

Bebeğim hastanede ,
Eren okulda ,
Ben işteyim ...

Boşanmanın ardından belkide dün ilk defa gerçekten yalnız hissettim ki şükür yalnız falan da değilim. Arkamda kapı gibi ailem , her işime koşturan , ben yokken evimi bile temizleyen bir babam var , Allaha bin şükür.
Ama onların olamayacağı günler geldiğinde gerçekten bekar anne olmanın zorluklarıyla karşılaşabileceğimi dün çok iyi anladım .

Ve nötr olan duygularım yönünü aniden nefrete döndürdü beni bu hayatı yaşamak zorunda bırakan eski eş için !

Ama bugünlerde güç aldığım bir söz var : Acı çekmeden gerçekten ne kadar güçlü olduğunu bilemezsin diye ...

Şükürler olsun yalnız değilim , şükürler olsun bir işim var , şükürler olsun iki evladım var ve şükürler olsun büyüyorlar ...

Zamanın bana getireceği tüm hayırlara talibim . Rabbim kalan hayatımızı geçen kısmından hayırlı , mutlu ve huzurlu eylesin . Amin.

27 Şubat 2020 Perşembe

Pascal Campion ve Muazzam Çizimleri

Çağımızın en güzel yanı gelişen teknoloji sayesinde Dünya'nın dört bir yanından , insanlardan , yapılan işlerden haberdar olmak değil de nedir ? 

Pascal Campion ' un zihninden çıkıp , yeteği ile bize tüm dünyaya sunduğu bu harikulade çizimlere bakar mısınız ... ?

Dışarısı buz gibiyken sımsıcak bir odada olmak , dahası sevdiğiniz kişi ile mesela ...

Zevkle döşenmiş evde , rahat kanepenizde miskinlik yapıp birşeyler izlemek keyifle ...

Yağmurlu havanın keyfini çıkarıp gezip dolaşmak el-ele ...

Harika kış manzarasının içinde olmak , hemde tam göbeğinde ...

Ayaküstü yapılan o sohbetin keyfi mesela ...

Kitaplarla dolu sımsıcak bir ev ...

Ah işte kalbinden vuran resim , çocuğuyla ilgilenen ideal bir baba ...

Bu resimler aşağı yukarı her insanın idealindeki mutluluk tanımını yansıtmıyor mu ?

Bazı resimler beni huzursuz  ediyor ne kadar başarılı çizilmiş olmuş olsalar da ... Mesela , evde iş yapan kadın çizimleri , yada  yine ev ortamında yalnız anne ve çocukların olduğu resimler ... ( Yıllarca o kadar yalnızlığa terkedildim ki eski eş tarafından - ruhumun bir kısmı kapkaranlık kalmış meğer evde vakit geçirme noktasını komple çıkarmış mutluluk tanımımdan .


Ama hayat güzel , yaşadığımız her anın içinde minicik bile olsa keşfedilmeyi bekleyen mutluluklar var . 

















Hevesler , Heyecanlar ve Hayaller ...

Alın çayınızı , gelin sohpete ...

Bu aralar çokça gergin ve huysuzum . Her an herşeye patlama arzum adeta yıkıp geçiyor çevremi . Bundan en çok nasibini alan da canım tembel oğlum Eren oluyor malesef ... ( Eren 10 yaşında hayli miskin bir ergen adayı bu arada . )

Çalışmamı fırsat bilip okuldan çıkıp , benim eve geleceğim vakte kadar miskinlik edip  - okul çantasını kapının kenarına attığı yerden de ancak ben eve girip kaldırmasını söylediğimde kaldırıyor .

Her gün ama her-gün bu durum böyle ...

Akşamları ' oğlum okuldan gelip yemeğini ananende ye  , eve gelince dinlen ama ben gelene kadar ödevlerini de yap ki birlikte zaman geçirebilelim . Evi dağıtma , eşyalarını askıya as vs vs  ' 

Ama her akşam o evi dağıtmış , ders çalışmak şöyle dursun çantasını odasına bile götürmemiş ve boş olan tüm vaktini pc yada telefon başında geçirmiş oluyor ... !

Neyse , asıl anlatmak istediğim bu değildi dostlar . Anne olmak zor vesselam :) 

Ne zaman bunalsam , daralsam ve hayatın içinde sıkışmış hissetsem Deli Anne bloğuna bakarım . Bilhassa İskoçya bölümüne ...



Beni tanıyanlar artık biliyor , en çok seyahat etmek istediğim ülkenin  İskoçya ve hatta tüm Galler olduğunu .

İnsan hiç gitmediği yere özlem duyabilir mi ? Hatta orada yaşama hayalleri kurabilir mi rahatça ?
Evet , kesinlikle bunu yapabilir. Hele ki çoğu zaman gelen o uzaklaşma hissi ve farklı yerleri keşfedebilme hayalinin de desteği ile ...

Yeni Heveslerimden bahsedecek olursam ; deliler gibi İngilizce öğrenmek istiyorum .
Altyazısız diziler - filmler izlemek , yabancılarla kolayca iletişime geçebilmek ve tabiki Yurtdışına çıktığımda kolayca iletişim kurup - alışveriş yapabilmek.

Peki istemek tamam da , bunun için ne yapıyorum ?

Şuanda hiçbirşey !

Ama bu gün itibari ile ilk etapta İngilizce öğrenebileceğim uygulamalar yükleyip - adım adım da olsa hayalime doğru yol almaya başlamak istiyorum .

Onun dışında ;

İçimden bir ses sürekli ticaret yapmalısın diyor .

Şükürler olsun çalışıyorum  , daim olsun inşallah ama sanki o kişisel tatmini ticaret başarısı ile elde edecek gibi hissediyorum.

Birşeyler yapmalıyım ama ne ?

Bu konuda fikirleri olanların yorum bırakmalarını rica ediyorum .Özellikle internetten al-sat şeklinde bir uğraşın bana iyi geleceğini düşünüyorum .

Tüm bunların haricinde artık daha düzenli kitap okuduğumu söyleyebilirim . Hayalim İngilizce öğrenip , yabancı forumları okuyup - kendimi geliştirmek . Ama sıfırdan ingilizce öğrenmek için gerçek bir çaba ve motivasyona ihtiyacım var.

Kendi çabası ile yabancı dil öğrenenler var ise onların da tavsiyelerine talibim :)

Sizi seviyorum , iyiki varsınız .

Yorumlarınızı bekliyorum , beni yalnız bırakmayın .

25 Şubat 2020 Salı

Kaygılar , Olumsuz Düşünce ve Endişe İle Başa Çıkma Yolları

Bu yazıyı önce kendim , sonra da canım blog arkadaşım Moria için yazıyorum .

Hepimizin hayatında inişli çıkışlı anlar var malum , insanız ve değişken bir psikolojiye sahibiz.

Ve malesef olumsuz durumlardan kurtulabilmek , gücümüzü toplamak ve hayata kaldığımız yerden devam edebilmek için ekstra bir motivasyon ve çabaya ihtiyacımız oluyor .

Bu çaba işte kilit nokta . Çünkü sorun o çabayı gösterecek gücümüzün olup olmadığında ...

Bende berbat günler geçirdim , 11 yıllık 4 kişilik olmuş ailem şimdi bir anne ve iki çocuktan ibaret hale geldi . Herşey yolunda zannederken , yıllarca bunu sadece ' zannettiğimi ' fakettim. Kandırılmaya , olumsuzlukları gözardı etmeye ne kadar meyilli olduğumu ve nihayetinde uzunn bir süre gözümün içine bakıla bakıla nasıl da aldatıldığımı öğrendim .


Zor muydu ? Evet , kesinlikle .

Hele ilk günler - dağılan hayatımın karşısına geçmiş sadece bir izleyici olmuş ve düşünemez haldeydim.

O boşluk hissi , ne yapacağını - ne düşüneceğini bilememezlik geçen zamanın da farkına varamamanıza neden oluyor . Ve bir gün , ben bu flue dünya görüşümün içine amaçsızca sıkışıp kalmışken evde bir kitap geçti elime .

*Uğur Koşar ' dan Allah De Ötesini Bırak / 2 . kitabı ...

Kitabın daha ilk sayfalarında sanki bana Allah tarafından mesajlar gönderilmişti ;

 Kul '' bittim'' demeden Allah,
"Yettim" der;sen yeter ki sesi duy!
Sen kapı kapandı diye üzülüyorsun.
Halbuki en iyisini bilen Allah, senin için hayırlı başka kapı açmıştır. O hiç kulunun zararını ister mi? Zihni bırak kalbinle bak, işte o zaman göreceksin.


Ve dahası , aklımda dönüp duran onlarca olumsuz senaryolar için de mesajlar vardı o kitapta ;


"Sorun, hiçbir zaman problemler değildir, yaşam yolculuğunda problemler her zaman olacaktır;asıl sorun, zihnin oyununa gelerek problemlerle özdeşleşmemiz, onlara bir mıknatıs gibi yapışmamızdır."


Seni asıl yoran, şeytanın olayı bitirmemesi. Yani kendi zihnin! O seni ya geçmişe götürüp adeta biri bin yapıyor ya da gelecekle ilgili korkutup, kaygılarla panik haline getiriyor. Amacı, yaşam enejini alıp seni hayattan ve maneviyattan uzaklaştırmak... Zihne dikkat etmeni isterim. Onunla uğraşma. Bırak gelsin bakalım ne yapabilecek? Uğraştığın zaman kendini değerli hisseder düşünceler: bu yüzden bırak gelsinler... Etkisiz olduğunu göreceksin...


'Kötü  niyet  şeytanın  tuzağıdır Senin  kalbindeki  nuru almak  için,  şeytan  hep  fitne  ve  hasetlik  olarak  düşündürür.
Allah  kuluna  müjdeyi  Kur’an-ı  Kerim’de  veriyor: 

“Gevşeklik  göstermeyin,  üzülmeyin.  Eğer  inanmışsanız,  üstün  gelecek  olan  sizsiniz.”  (Al-i  İmrân  Sûresi, 139. Âyet) Ve daima anımsa. '


Şimdi bu sözler aldatılmış , iki erkek çocuk ile hiçbir geliri olmadan - sıkışıp kalmış biri için gönderilen en güzel teselli cümleleri değil de nedir ? 



Bu kitaptan parça parça okuduğum alıntılardan sonra ben tekrar dua etmeye , önceleri de çok yararını gördüğüm Esmaül Hüsnaları söylemeye , duama katmaya başladım . 

Ve yaklaşık 5 ay oldu bu olumsuzlukların ardından geçen - arada Rabbimi unuttuğum , ayağım düze bastığında dualarımı tespihlerimi ihmal ettiğim zamanlar oldu ama bugün Moria'nın yazısı ile yeniden hatırladım dertlerin asıl ilacının sadece ve sadece Yaratıcımıza sığınmakta olduğunu .

Kim Allah'a tevekkül ederse, dayanırsa, Allah ona kafidir".... Talak Süresi 3. Ayeti 
Kerime

Ve son söz ; 






21 Şubat 2020 Cuma

Ben Aslında Çok Zenginim

Evet , ben aslında çok zenginim ama bunu çoğu zaman unutuyorum . Zaman zaman düşünüp hatırlamam gerekiyor sadece  .


Mesela bana bir gün daha verildi bugün , çok şanslıyım . Aileme , sevdiklerime ve çevreme iyilik ve ışık saçma fırsatı bulabileceğim  ...



Evet kesinlikle çok zenginim , her sabah çıktığım evimden akşamına beni bekleyen iki oğlum ve dünyalar güzeli bir kediye sahibim .




Beni koşulsuz seven iki çocuğum ve yine koşulsuz sevdiğim canım annem babam sayesinde çok çok şanslı ve huzurluyum .



Çalışabildiğim bir işe sahibim mesela . Ve akşam evime gelip uzanabileceğim bir kanepeye sahip olmak en güzel zenginliklerden biri .

Hele ki sağlıklıysam . Sağlıklı olmaktan daha iyi bir zenginlik olabilir mi ?



Geceyi bir hastane odası yerine yatağınızda geçirdiyseniz bence siz de çok zenginsiniz .

Bu yazıyı okuyabiliyorsanız da öyle  ...




Demek ki bir bilgisayar yada telefona , üstelik bir de internete sahibiz .

Hala nefes alıyoruz . Hayattayız . Bu demektir ki hala düşünebilir , hayal kurabilir ve onlar için çabalayabiliriz.

Uğruna çaba sarfetmediğimiz hiçbir şeyin anlamı olmazken sadece şuan hayal kurabiliyor olmak ta zenginliğimize dahil edilemez mi sizce ?

































20 Şubat 2020 Perşembe

Outlander 5. Sezon İlk Bölüm Değerlendirmesi

Gördüğünüz bu aşk 2014 yılında , 

Tam da bu görseldeki karşılaşma ile hayatımıza girmişti .

Ve geçtiğimiz pazar günü dizinin 5. sezonunun ilk bölümü  yayınlandı. 


Bölüm Roger ve Brianna ' nın düğün sahneleri ile geldi - geçti demek yanlış olmaz ama çok özlemişim .



Karakterleri , mekanları , müziğini ve hikayeyi ...


Roger ve Brianna ' nın ilk tanışma sahnesi ...



 Ve Sevgili oldukları taze zamanlar  ...

Devamlılığı olan her şeyden çabuk sıkılırdım aslında . Seri kitaplar okuyamam , hala devam eden dizilerin yeni bölümünü beklemek istemem vs vs .

Ama bu dizi ile büyüyor , eş zamanlı farklı yüzyıllarda hayat yaşıyor gibi oluyorsunuz izlerken . 

Kitap okurken zihninizde bir dünya oluşturursunuz ya hani  , kitapları zaten çok başarılı evet ama dizi de aynı etkiyi , aitlik hissini fazlasıyla hissettiriyor size izlerken . 


Oyuncuların günümüz kostümleri ile dizi görüntülerini de aşağıya ekliyorum . Cast çalışmasının ve emeğin ne kadar belirgin olduğunu anlamak oyuncuların kostüm ve makyajlarını değerlendirerek de mümkün böyle dönem yapımlarında 


Sezon 5 / İlk Bölüm 

Sezon 4 

 Ve işte o kadro ...



Hayattan keyif alabileceğimiz ufak detaylar vardır ya hani bu dizi de benim için o detaylardan biri oldu birkaç yıldır .   Öyle yana yakıla yabancı dizi izleyemem - hem vaktim hem sabrım hemde her konuda diziyi izleyecek bir zevkim yok ama İskoçya ' ya yapmak istediğim ziyaretin temelini oluşturan bu harika İngiliz yapımı diziyi hem seveceğim galiba ... :)


Sizin de çok sevdiiğiniz , keyifle izlediğiniz diziler - filmler varsa yorumlarda belirtirseniz hepimize yeni fikirler vermiş olursunuz .

Sevgiler :)






















19 Şubat 2020 Çarşamba

Ragnarok Dizi Yorumu

gri lady

Malum Netflix hayatımıza girdi gireli izleyici profillerimiz de çeşitlendi. Ben ki televizyon izlemeyen biri olarak Netfilx sayesinde bambaşka dünyalara dalıp - başta hiç sevmediğim halde şimdi dizi izler , takip eder oldum . 

Ragnarok ta ilk sezonu 31 Ocak ' ta yayınlanmış , ilk sezonu altı bölümden oluşan Norveç yapımı bir Netfilx dizisi. 


Yukarıdaki görselde gördüğünüz gençler dizinin kemik oyuncu kadrosu.
Oyuncuların yaş ortalaması ilk etapta dizi hakkında ' ergen dizisi ' izlenimi verse de bu gençler öyle uyuşturucu alıp , orada burada sevişen tipler değil. Kaldı ki dizide cinsellik , şiddet gibi ögeler barındırır uyarısına rağmen rahatsız edici , abartılı sayılacak yakınlaşma sahneleri dahi bulunmuyor .



Peki ne var ?

 İki gencin anneleri ile birlikte taşındığı Edda adında muhteşem bir Norveç kasabası var . Buzulların eridiğine tanıklık ettiren , bu farkındalığı amaçlayan sahneler , yukarıda gördüğünüz çocuğumuzun yavaş yavaş sahip olduğunu hissettiği insan üstü güç ve algılama yeteneğinin ortaya çıkmasına yönelik merak uyandıran , konunun nereye bağlanacağını düşündüren sahneler var bol bol . 

Dizi Yorumuma gelirsek , yavaş tempolu , bol kuzey manzaralı , nefis doğa ve ilgi çekici konusu ile ben diziyi izlemekten keyif aldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Zaman zaman karanlık sahneleri bana Alacakaranlık filmini ve Vampir Günlükleri dizisini anımsattı. 

Konu itibari ile İskandinav mitolojini içeriyor ve bu tanrılar  vs konuları ilgi alanıma oldukça uzak olmasına rağmen Ragnarok sevdiğim beğendiğim bir yapım oldu . 

Bizim televizyonumuzda zengiz kız - fakir adam , töre olayları , patronu ile aşk yaşayan güzel kızlar vs vs temalar varken Netfilix televizyona açık ara çok iyi vr haklı bir rakip olmaya devam edecek . 



















12 Şubat 2020 Çarşamba

Hayat Amacını Ve Hayallerini Bulma


Sabah uyanıp , her gün sorumluluklarımızı yerine getirmek üzere harekete geçiyoruz. Çalışıyor  belki okula gidiyor yada ev işlerine koyuluyoruz . Peki günümüzü , hayatımızı planlıyor muyuz ?


Resim yazısı ekle

Kendi adıma günümü planlamayı severken hayatımı - hayallerimi planlamaktan çok çok uzağım bir süredir .
Yıllar önce Aykut Oğut ' un Evrenden Torpilim Var kitabını okumuştum ve o kitap bana öyle ilham vermişti ki , kitabın sonunda bahsettiği  egzersizlerden biri olan ' hayal panosu '  hazırlamayı daha kitabı bitidiğim gün hayata geçirmiştim . 

O panoya , güzel beyaz bir araç , masa başı işi temsil eden geniş bir ofis masası , o zamanlar gazetede gördüğüm lüks bir sitenin resmini yapıştırmıştım. 

Ve yaklaşık bir sene içinde o panoya hayal olarak astığım tüm dileklerim gerçek olmuştu şükürler olsun . 

Nasıl olduğu kısmına gelecek olursak tabiki kişisel gelişim kitaplarında çokça bahsettikleri ve asla inancım ile örtüşmeyen ' evrenden isteme ' metodu ile olmadı . 

Her şeyin yaratıcısı olan ve dualara icabet edeceği sözünü biz kullarına veren Yüce Allah ' tan isteyerek gerçekleşti bu dileklerim . Hayal panosu burada ' duada ısrarcı ' olmak konusunda çok çok işime yaradı . Çünkü bu panoyu her gün görebileceğim bir yere asmış , gelip geçerken de ' inşallah gerçek olur ' diye her defasında duada bulunmuştum .
 



Şimdilerde ise yaşama sevincim kırılmış , hayallerim tükenmiş gibi hissediyorum . Yeni bir boşanmanın  enkazından çıkmış olmanın arkasına daha fazla sığınmak ve yaşamımı amaçsız geçirmek istemediğim için yine sizlerin önünde ve bloğum sayesinde yapıyorum bu sorgulamayı .

Sahi hayallerin neredeler Gri ?

Şu Londra ' ya gitme hayalin mesela  ...
Bunun için para biriktirmeye başlasam ilk gerekli adımı atmış olurum . Ve geçen gün yaptığım 15 Euro ' luk birikim girişimi  minik bir adım sayılıp , bir kahve parasını garantilemiş farzedilebilir  bence  :)

Amaçlarımın arasında hep daha fazla kitap okumak oldu bunun dışında. Bir dönem o kadar fazla ve düzenli okumalar yapabiliyordum ki en büyük hayalim ( hemde liseden beri ) bir kitap yazabilmekti. Şimdi bırakın kitap yazmayı , her gün yazmayı hedeflediğim şükür günlüğüme bile yazamıyorum çoğu zaman ve en acısı neredeyse hiç kitap okumuyorum . Okuyamıyorum değil evet direkt okumuyorum . Çünkü kimse gece 10 ' da yatağa girip uyuyacaksın diye alnıma silah dayamıyor yada  'bu evde kitap kapağı açılmayacak ' diye kurallar koymuyor :)

Kitap okumak konusunda da kendimle anlaştığım ve bu konuda gayret göstermeye karar verdiğime göre tekrar hayaller kısmına dönebilirim ;

Benim hayallerimi kim çaldı ? 

O deli divane coşkumu ?

Yamaç paraşütü yapacak , görmediğim yerlere gidecektim . 
İngilizcemi geliştirecek , hayvan gibi kas yapacaktım . Daha dindar olacak , düzenli ibadet yapacak ve daha iyi bir insan olacaktım . Daha pozitif , daha düzenli , daha sakin , daha istikrarlı , daha iradeli , daha özgür , daha zengin , daha bilgili , daha meraklı , daha yetenekli , daha , daha , daha ...


Şimdi işe koyulma zamanı .













11 Şubat 2020 Salı

Kötü Ruh Halimizi İyiye Çevirebilmek İçin Yapabileceklerimiz


Bazen sebepsiz mutsuz hissederiz . Ya da hiç olmayacak şeyleri kafaya takar , kötü senaryoları düşünür iyice depresif bir hale bürünürüz.

Bu durumlar bana da oluyor zaman zaman ve bununla gerçekten mücadele etmezsem iyice içinde çıkılmaz bir mutsuzluğa hapsoluyorum .

Böyle durumlarda yaptığım bazı uygulamalar var . Hem çabuk toparladığım hemde o ruh halinin aslında çok basit bir şekilde üstesinden gelinebildiğini gördüğüm .

1-) Dua etmek .

Dua etmek kesinlikle ilk yapılacaklar listemde . Çünkü ne zaman ki dua etmiyor , şükretmiyorum işte o zamanlarda bu ruh haline bürünüyor  - depresif bir havada oluyorum. Yapabildiğimiz yada yapamadığımız her iş için Allah'ın yardımını isteyip , O ' na sığınmak gerçekten insana ' sahipsiz değilsin , herşey yoluna girecek ' hissi veriyor , hem de iliklerine kadar ...

2-) Şükür Maddeleri Yazmak .

İlk madde ile  bağlantılı gibi görünse de aslında değil .  Her ne kadar içinizden gelmese de elinize kağıt - kalem alıp sahip olduğunuz şeyler için şükretmeye başladığınızda o yerlerde sürünen enerjiniz hızla yukarı çıkacak , göreceksiniz. Hayatta oluşumuz , barındığımız bir eve sahip oluşumuz , düşünebilmemiz bile şükür sebebi iken bunları yazıya döktüğünüzde gerçekten aklınıza daha onlarcası geliyor ve bu da o mutsuzluktan minnet ve şükür haline geçmenizi sağlıyor .

3-) Sevdiğiniz Bir şeyler İzlemek .

Komik bir dizi olabilir , daha önce defalarca izlediğiniz bir film olabilir , televizyonun herhangibir kanalı olabilir ...
Bir şeyler izleyip - kafa dağıtmak enerjinizi yükseltmenize yardımcı olacaktır. Ben sevdiğim Youtube kanallarını yada Outlander - Poldark gibi izlemeye doyamadığım dizileri açtığımda kendimi çok daha keyifli hissediyorum mesela .

4-) Dışarı Çıkmak .

Atalarımız boşuna tebdili mekanda ferahlık vardır dememişler. Dışarı çıkıp amaçsızca yürümek bile her zaman işe yarar iyi hissetmek istediğimizde.

5-) Hobilerimize Zaman Ayırmak

Örgü örmek , kitap okumak yada yapmaktan keyif aldığınız hobiniz her neyse ona zaman ayırmak ...
Birşeylere odaklanıp , üretiyor olmak bana en iyi gelen aktivitelerden her daim .

6-) Yemek yapmak - yemek .

En sevdiğiniz yemek hangisi ?
Pizza , makarna , pasta , çikolata , cips ... Siz neyi seviyorsanız onu alın - yapın ve afiyetle yiyin . Göreceksiniz yemek yemenin mutlulukla kesinlikle bir bağlantısı var  :)

7-) Sevdiklerinizle Konuşun .

Sevdiğiniz bir arkadaşınızı aramak , yada mümkünse yanına gitmek sohpet etmek te iyi gelen aktivitelerden biridir.



8-) Motivasyon Sözleri Okumak

Siz seviyor musunuz bilmiyorum ama benim enerjimi baya bir yükseltir bu tür yazı ve makaleler.


9-) Sosyal medyada #kemoterapi vb etiketleri aramak ve incelemek .

Derdiniz nedir bilmiyorum ama çoğu zaman hiçbir dert bizim büyüttüğümüz kadar çözümsüz olmuyor . Hele ki sıkıntımızın nedeni belirsiz bir iç huzursuzluk ise bu tavsiye gerçekten bizi kendimize getirip bir güzel silkeleyecek . İnsanların ne dertlerle uğraşıp yine de nasıl bir tevekkül  ve umut içinde olduklarını görmek güzel bir ders veriyor aynı zamanda.

10-) Gönder Gelsin Butonu

Bu kötü duygu - düşüncelere alınmış bir tavırdır. İçimizdeki iyi ses Rahmani , kötü ve olumsuz ses ise Şeytani ' dir. İşte biz o şeytani sese diyoruz ki ' Eee sonra ? , anlat bakalım ...
Aklınızda dönüp duran o en kötü senaryo gerçekleşecek olsa bile , ya sonra ? İnsanın canı gerçekten yanmadan ne kadar güçlü olduğunu bilemeyecekken , üstelik ortada gerçek olmayan ve sırf siz depresyona girin diye içinizden sürekli yükselen fısıltılara karşı kendinize hatırlatacağınız  en güzel söz ;

 LA TAHZEN İNNALLAHE MEANA !!!



"Üzülme ALLAH (cc) bizimle beraberdir"(Tevbe-40)




7 Şubat 2020 Cuma

Robin Sharma ' dan Günün Sözü



" Hayatımızın mevsimleri vardır. Acılı dönemler hiç de kalıcı değildir. Üzüntünün kışı yerini yazın sevincine bırakacak, buna güven, tıpkı sabahın en parlak ışıklarının her zaman gecenin koyu karanlığını takip ettiği gibi."





3 Şubat 2020 Pazartesi

Eyvah Kedim Kızışma Dönemine Girdi !




Canım kızım Badem , eğer bu yazımı okuyabilecek olsaydın geceleri acı acı miyavlamaların için kendimi çokk kötü ve suçlu hissettiğimi yazar ve seni dışarı salamadığım için çok çok üzgün olduğumu söylerdim.  Amaa bu bir kedi anne yazısı olduğu için olaylar kendi penceremden taraflıca aktaracağım :)


Kızımız 2 yaşında dünyanın enn mülayim ve ürkek kedisi . Bir haftayı aşkın süredir kızgınlık döneminde . Yerlerde yuvarlanıyor , sürtünüyor , geceleri acı acı çeşitli tonlarda miyavlıyor ve muhtemel iki seçenekten hangisini seçmeliyim karar veremiyorum . Birde unutmadan en tatsız kısmı , bir mindere işaret bıraktığını gördüm .( Evet bildiğimiz çişini yapıyor diyebiliriz ) Umarım yatak vb yerlere de bırakmamıştır diye dua ediyorum resmen . Nasıl bulur , nasıl temizlerim hiç bilmiyorum.


Önümüzde iki seçenek var :
Ya ona uygun bir eş bulup eşleştireceğiz yada bu dönemi atlatıp kısırlaştıracağız.

Güzel kızımın doğuracağı minik minik yavrular için heyecanlandığımı itiraf etmeliyim ama bir yandan da hali hazırda evde olan iki oğlan çocuğumdan dolayı yavruların sağlıklı ve stressiz büyümeleri için ayrıca endişe duyuyorum .

Kedinin hamileliğinde oldukça dikkat etmek lazımmış. Sakin bir ortam sağlayıp - kucaklamamak ,ürkütmemek bu tedbirlerin en başında geliyor ki ben bu koşulları ( özellikle sakin ortam kısmını ) sağlayabileceğimi zannetmiyorum.

Diğer seçenek ,  yani kısırlaştırma yapmak zorunda kalacağım tek seçenek olarak görünüyor ne yazık ki. Çünkü eğer kısırlaştırmazsam bu süreç bir hafta on gün sonra yeniden tekrarlayacak .

Evde evcil hayvanın olması tüm bu teferruatlara rağmen çok huzur veren bir eylem . İyiki var ve her gün kötü kokulu kakasını temizlemek zorunda olsam bile iyikii evimde , yatağımda ve kalbimde :)


23 Ocak 2020 Perşembe

Kafam Kadar Güzel Bir Gün Olsun Bugün :)



Günaydınnnn :)

Akşam yine dizi izleyip - birşeyler örme planım erkenden uyuya kalmamla suya düşmüş olsa da normalden fazla uyumuş olmanın etkisi ile bugün oldukça enerjik , gözleri şişmiş ve bu sebeple de göz makyajı başarılı görünen biri gibi hissediyorum :)

Bugünün hedefleri arasında çok sevdiğim yazar Robin Sharma ' nın tavsiye ettiği gibi ' çevremdeki en nazik insan ben olmaya ' karar veriyorum .

Normalde de insanları inciten - kaba biri değilim ( kendime yaptığım kabalıklar hariç ) ama buna ekstra özenle kendim dışındakilerin de hayatına pozitif dokunuşlar yapabilirim diye düşünüyorum .

Mutlu , neşeli ve neşe saçtığınız bir gün diliyorum .

























Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...