Anne olmak harika bir şey ...
Hele ki sizin parçanız olan ve sonsuz sevdiğiniz varlığınızla oturup konuşabilmek , paylaşabilmek , onunla sohbet edebilmek eşsiz bir şans.
Minik oğlumuz 6 yaşında ...
Pandalı pijamalarıyla odamıza gelerek battaniyenin altına sızma çalışmaları ile uyanıyoruz her güne...
Bazen de sabah uyandığımızda çoktan yanımıza gelmiş uyuyor oluyor ...
Eğer kötü bir rüya görmüş ise bu gel-gitler gece boyu devam ediyor...
Biz odasına götürüyoruz - o geliyor ...
Ve tekrar tekrar aynı şeyler :)
Dün sabah mesela saat 6 da uyanıp koşarak salonda sakladığı kumbarasını aldı eline ve yatağına yatıp kumbarasına sarılarak uyumaya devam etti. O sırada işe gitmek için hazırlandığımdan ve uykusu olduğundan neden böyle yaptığını akşam öğrenebildim..
Tabi bir de okulu için istenen parayı koymuştum mutfak masası üzerine , akşam geldiğimde o da yoktu ortalarda ...
Bizim sıpa sabaha karşı rüyasında kumbarasının çalındığını gördüğü için almış kumbarasını yatağına ...
Paranın da ortalarda olmadığını söylediğimde 'Annecim söyledim ya paralar gitmişti... Gerçek olmasın rüyam diye senin paranı da sakladım .'
Küçücük kalbiyle kendince önlemler alması çok hoşuma gitti...
Ve çocuk kalbinin nasıl da temiz olduğunu , hiçbir kötü düşünceye ev sahipliği yapmayacağını anladım.
Bu sabah evden çıkmak üzereyken bir şeyler söyledi bana minik oğlum ve çok kalbim kırıldı ...
Ona değil tabiki bu kırgınlık , sahip olduğumuz düzen ve şartlaraydı ...
' Annecim biliyor musun ben ağlamıştım eskiden.
Ne kadar eski oğlum bebekken mi ?
Hayır yeni , sen elinde çöpü kapıya bırakmıştın , o zaman ... ( Muhtemelen bir kaç gün öncesinden bahsediyordu.)
Neden ağladın peki anneciğim ?
Sana sarılıcaktım. Sana yanımda yat dedim , sen işe gittin. Ben de pencereden sana baktım , ağladım ...