25 Temmuz 2014 Cuma

Bekle Beni Eyy Tatil :)

Günlerden Cuma ..
Hem de ne Cuma !!
Ertesi gün tatil , Pazar' ı arife..
Hal böyle olunca , e tabi izin de söz konusuysa kim mutsuz olabilir ki haftanın son günü biterken..
Bugün çok yoğun bir gün geçirdiğim için yazmak istediklerimi yazamadım bloga..
Sadece göreceğiniz üzere şablonumu değiştirdim , bu konuda ayrıca fikirlerinizi arz ederim ama bir önemli husus var ki , inşallah çok güzel bir tatil olacak hepimiz için...
Hepimize dinlenebileceğimiz , bol bol eğlenip - gülebileceğimiz, keyifli ve dönüşte birbirimize anlatmamız gereken harika anılarla döneriz sahalara..
Hepinizi öpüyor ve mesainin 10 dakika sonra bitiyor olmasını mutlulukla karşılıyorum...
Bekle beni ey tatil , ben geliyorummmm :)))


24 Temmuz 2014 Perşembe

MİMLERİN EN GÜZELİ , KİTAP MİMİİİ :))

Miminde beni de unutmayıp , dahil eden DÖRDÜNCÜ TEKİL ŞAHIS ' a sevgilerimi sunar , bu güzel mim için teşekkür ederim..

Konusu itibari ile bu mimi çok sevdiğimi de belitmeden olmaz tabi :))
Gelelimm cevaplarıma..

♣Ne sıklıkla kitap okursunuz?
Her gün :)) İşe giderken ve gelirken , aynı zamanda  misafirim yoksa ve dışarı çıkmadıysak evde de devam ederim akşamları..

♣En sevdiğiniz yazarlar?
Jk Rowling , Jrr Tolkien , Victor Hugo , Tolstoy , Debie Docember , Zülfü Livaneli , Robin Sharma , Aykut Oğut..

♣En beğendiğin kitaplar?
O kadar çok ki , şuanda hafızamı kaybetmiş gibi hissediyorum çünkü isimler aklıma bile gelmiyor :))
Ama öncelikli olarak kitap aşkımın başlangıç taşı ;Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi serileri..
Sonrasında klasiklerden ; Sefiller , Suç ve Ceza , İnsan Ne İle Yaşar? , Don Kişot ve Robinson Cruso , Grinin Elli Tonu , Bir Dilekle Başladı Herşey , Evrenden Torpilim Var , Sen Ölünce Kim Ağlar , Ferrarisini Satan Bilge , Senden Önce Ben , Çöl Çiçeği , Aşk Her Yerde , Zamanın Rengi Aşktır , Lanetli Talih , Gizli Anların Yolcusu , Kardeşimin Hikayesi , Aşk ...

♣Yerli/Yabancı hangi yazarların kitaplarını tercih edersin?

Belli bir yaşıma kadar yerli yazarlara karşı bir ön yargım vardı ve asla yerli kitap okumazdım.. Bu ön yargımı da Elif Şafak ' ın 'Aşk' kitabı ile yıktım :)

♣Bugüne kadar en beğendiğin kitap serisi?
Harry Potter ve Grinin Elli Tonu  ,  Bir de Yüzüklerin Efendisi , ♣Daha çok hangi tarz okumaktan hoşlanırsın?

♣En son hangi kitabı okudun?

İlk Aşk , John Green..

♣Şu anda hangi kitabı okuyorsun?

Bir Gün - David Nicholls


♣Kitap blogları hakkında ne düşünüyorsun? Yeterli mi?
Bence 'yeterli mi ' sorusunun haksızlık olabileceği kadar çok değerli ve emek verilmiş kitap blogları var.. Ve bu bloglara baktıktan sonra kararveriyorum ne okuyacağıma .. İyiki varlar :)


♣Kitap okumak sizin için ne ifade ediyor?

Kitap okumak , yerinde saymamak , kendimi tekrar etmemek anlamına geliyor benim için.. Okumazsan yeni bilgiler öğrenemem , farklı hayatlar tanıyamam... İlkokuldan bu yana severek yaptığım bu eylemi hayatımın sonuna kadar sürdürebilmeyi ve mükemmel bir kütüphane oluşturabilmeyi ümit ediyorum..

' ÖZGÜVENİM ' KAYBOLDU , ARANIYORRR !!

Size de oluyor mu bilmiyorum ama , zaman zaman tek başıma başardığım onca şeye rağmen ( özellikle de mesele iş olduğunda ) dış etkenlerin bana yetersizmiş gibi davranması özgüvenimi zedeliyor..
Dün işte ufak bir yanlıştan dolayı ( müsvette kağıtta zımba telinin çıkması - ki kontrol etmiştim :) , bu konuda daha dikkatli olmam gerektiğini bildiren sözlü bir uyarı aldıktan sonra kendimi çok kötü hissettim ve bu hal gece boyu devam etti...
Uyarı öyle azarlama vs değil , yanlış anlaşılmasın , sadece kibarca bir konuşma niteliğindeydi ama yinede bunu söyletmiş olmak ve ufak tefek hatalar gurubuna girebilecek bu olayın dile getirilmesi kendimi yetersiz , sürekli hatalar yapan biriymiş gibi hissetmeme neden oldu..
Çok ta kötü oldu..
'Sakınan göze çöp batar misali , sanki bundan sonra da benzer olaylar ve uyarılar silsilesiyle yaşamak zorunda kalacakmışım hissiyatı bana harekete geçmem sinyalini verdi ve böylece bu yazıyı yazma kararı aldım...
Ve yazımı burada noktalarken kendime son bir hatırlatma yapıp bu hissiyattan kurtulmak istiyorum izninizle ;

Sevgili Gri Lady ...
Sen ki , erken evlenme kararı ile hayatının en önemli adımını attığında ailen sana ' işte şimdi bitti , evliyken asla okuyamazsın - ev hanımı olmaktan başka seçeneğin yok ' demelerine rağmen çok çok iyi puanlarla üniversite kazanmış ve okumuş insansın...
Aynı anda bebek sahibi olup , aynı anda okula devam ederken bile bir an olsun hedefinden vazgeçmemişken nedir bu kendini çıkmazda hissetmen !!!
Bu zamana kadar istediğin her şeyi Allah'ın da izni ile tek başına almış ,başarmışken bu karamsarlık niye !!
Sen ki hiç alakan yokken pırlanta eğitimleri almış , yeni bir meslek öğrenmiş ve çok ta iyi paralar kazanmış birisin..
Sen ki ideallerin ve ailen uğruna çok sevdiğin işten vazgeçip daha makul bir işte çalışmaya başlamış ve dosyada zımba teli unuttun diye mi bu kadar kötü hissediyorsun ???
Hayatta istedikten sonra başaramayacağın , öğrenemeyeceğin bir hedef yok...
Bu sebeple artık , mutsuzluk ve yetersizlik hissi de yok..
Çünkü biz bize ispatladık kapasitemizi , hedeflerimiz uğruna nelerden vazgeçebileceğimizi...

Ama yine de böyle durumlardan profosyenel fikirlerden yardım alarak nasıl sıyrılabilir bilmekte fayda var ;


ÖZGÜVENİ KAZANMA YOLLARI BUNLARMIŞ , BAKALIM NELERİMİŞ :)

1- İçimizdeki dırdırcı: Herhalde yine bir şeyleri yanlış yaptımHayatta her şey her zaman istediğimiz gibi olmuyor. Bazen inişler ve çıkışlar yaşamak doğal. Ama nedense, iniş durumlarında hep kendimizi suçlu hissederiz. Bu konuda yalnız değiliz! Çünkü özgüven eksikliği yaşayan kişiler, yaşanan sorunlar karşısında sürekli olarak kendilerini suçlu görürler. 

Özgüveninizi kazanın: Her şeyden sorumlu değilim benKötü giden her şeyin sorumlusunun siz olmadığınızı aklınıza iyice yerleştirmeniz gerekiyor. Peşin fikirli olmayın! Bir olumsuzluk karşısında, hemen tüm sorumluluğu omuzlarınıza yükleyeceğinize, öncelikle şöyle bir düşünün: "Bu durum karşısında benim rolüm ne?" 

2- İçimizdeki dırdırcı: Yine bir sürü şeyi kaçırıyorsunSürekli bir şeyleri kaçıracağımızı zannedip, kafamızı olumsuz düşüncelerle meşgul ederiz. Tabii bu durum, hayatımızın tamamen stres içinde geçmesine neden olur. 

Özgüveninizi kazanın: Sadece ilgimi çeken şeyleri yapacağımİnsanların söylediklerini "harfiyen" yerine getirmek zorunda değilsiniz. Hayat sizin! Bu hayata istediğiniz gibi yön vermek için de vaktiniz var. Hiçbir şey için aceleci davranmayın. Kararlarınızı sakin düşünerek alın.

3- İçimizdeki dırdırcı: Başkaları her konuda benden daha iyiBaşarmak, ne kadar da güzel bir duygudur. İnsanın kendisini mutlu hissetmesini sağlar. Fakat özgüveni eksik kişiler, başardıklarıyla mutlu olmayı başaramazlar! Örneğin; arkadaşınız terfi ettiğinizi duyuyor ve sizi tebrik ediyor. Siz ise şöyle diyorsunuz, "O kadar da önemli bir olay değil. Herkes terfi edebilir." 

Özgüveninizi kazanın: Ben iyiyimİnsana özgüven kazandıran davranışlardan belki de en önemlisi, sabah kalkıp aynanın önüne geçtiğimizde kendimizden memnun olmamızdır. Ayrıca başkalarından aldığınız övgülere de dikkat edin. Başkaları sizden iyi değil! 

4- İçimizdeki dırdırcı: Başkalarının fikirlerini de sormam gerekiyorKendi fikirlerimiz nedense hiçbir zaman önemli değildir. Sık sık "Çevremdeki diğer insanlar bu konuda ne der" diye düşünürüz. Başkalarının fikrini almak güzel ama bu konuda çok da fazla bağımlı olmamalısınız. 

Özgüveninizi kazanın: İçgüdülerim beni yarı yolda bırakmazKendi içgüdülerinize güvenmelisiniz. Eğer siz bir kıyafeti kendinize yakıştırıyor ve onu giymek istiyorsanız, giyin. Diğerlerinin ne düşüneceğini umursamayın. 

5- İçimizdeki dırdırcı: Mutlaka kötü bir şey olacakBu tamamen beynimizde kurduğumuz, saçma bir düşünce. Diğerlerine göre olumsuz olan bir şeyi yapmamız, bunun ardından mutlaka kötü bir şeyler yaşayacağımız anlamına gelmiyor. -Alıntıdır-

İlk Aşk / John Green

JOHN GREEN

John Green, Aynı Yıldızın Altında romanı ile okurlarına mükemmel bir aşk romanı sunmuş ve kitabın hikayesi ile herkesi ağlatmayı başarmıştı. Kitap o kadar başarılı oldu ki sonunda beyazperdeye de taşındı ve yakında sinemaseverler ile de buluşacak. Böyle olunca onun eski kitaplarının da tek tek yeniden raflardaki yerini alması kaçınılmazdı. 

John Green’in ikinci romanı olan İlk Aşk – 19 Başarısız Denemeden Sonra Aynı Yıldızın Altında romanından çok farklı diyebiliriz. Yazar bu kitabında ağlatmaktan daha çok okurlarını oldukça eğlendiriyor. Yani İlk Aşk romanı ile romantik komedi tarzına kayıyor diyebiliriz.

İlk Aşk kitabının ana kahramanı olan Colin her zaman Katherine gibi bir sevgili hayal etmiştir. Hayal etmenin yanında bunu başarmak içinde çok çabalamıştır fakat her seferinde başarısız olmuştur. Şimdiye kadar toplam 19 kez yarı yolda kalmıştır ve artık kendi yaklaşımına farklı bir şeyler katması gerektiğini anlamıştır. Bunun üzerine pek işe yaramayan dış görünüşü yerine bu kez zekasını kullanmaya karar verir. 

Colin kendine göre romantik ilişkilerin formülü çıkartmaya çalışır. Böylece bilimsel veriler ile kız arkadaş edinmenin planını yapmaktadır. Başarabilirse terk edilenlerin kahramanı olacaktır ve aşk ilişkileri artık içinden çıkılmaz olmaktan çıkacaktır. Fakat Colin’in hedefi pek kolay değildir ve bu planı onu komik maceraların içine sürükleyecektir

                                                                                                                                                                      -ALINTIDIR-


Yazarla tanıştığım ilk kitabı olduğundan dolayı daha önceki eserleri ile karşılaştırma yapamasam da yazım dilinin çok farklı ve çekici olduğunu söyleyebilirim. Kitap hakkında , başlıktan yola çıkılarak fikir yürütmek pek işe yaramıyor 'İlk Aşk' ta..
Zira kitabı alırken karşıma çıkacak tek teyin tutkulu bir ilk aşk hikayesi olacağını düşünmüştüm ama hikaye çok çok farklı çıktı..
Kitabın en çekici yanı , az önce de söylediğim gibi öncelikli olarak yazım dili ve sonrasında kurgusu..
Zaman zaman ayrıntılı hesap ve anogramlar sıkıcı olabilse de eğlenceli bir kitap olduğunu ve bitirmeden elinizden bırakmayacağınızı söyleyebilirim..

John Green ' in diğer kitaplarını okuyup , beğenmiş olan okuyucularımdan tavsiyeler bekliyorum :)
Sevgilerimle...

23 Temmuz 2014 Çarşamba

KADİR GECEMİZ MÜBAREK OLSUN

Kadir Gecesi
Kadir Geceniz Mübarek Olsun



Kur’ân-ı Kerîm’de medhedilen en kıymetli gecedir. Kadir gecesinin fazîleti, üstünlüğü (bin aydan daha fazîletli, kıymetli, hayırlı olduğu), bizzât Allahü teâlâ tarafından, Kadir sûresinde açıkça bildirilmiştir.Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, bu mübarek gecenin kıymet ve faziletini şöyle beyan buyurmaktadır: 
"Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?  Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.  O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar."
(Kadir Suresi  )  
Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyuruyor:
"Kim Kadir Gecesi'nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır." 
"Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."
Müminlerin annesi Hz.Aişe (r.a.) şöyle diyor : 
-Dedim ki: Ya Resullullah, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu: 
- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. (Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.)
Peygamberimiz (sav) buyuruyor:
"Kadir gecesinde bir defa, Kadir sûresini okumak, (başka zamanda) Kur’ân-ı kerîmi hatmetmekten daha sevâptır. Bu gece koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibâdet etmek, bir ay her geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir."
Bu mübarek gecede dua sünnettir. O icabet vakitlerinden birisidir. Süfyan-ı Sevrî demiştir ki, o gece dua etmek, namaz kılmaktan daha sevaptır. Kur'ân okuyup da dua ederse güzel olur.
İbnü Hacer Heytemî Tuhfetü'l-Muhtâc'da der ki:

"Kadir gecesini görene, saklaması sünnettir. Onun kemâliyle faziletine ancak Allah Teâlâ'nın bildirdiği kimseler nail olur."

                                                                            http://www.biriz.biz/itikat/kadirgece.htm-ALINTIDIR-

Tatil Moduna Girip , Hala İşe Geliyor Olmak ...

Pazartesi gününden bu yana gün sayıyor olmak , İstanbul'dan çekip gideceğim tarihin hızlı gelmesine yardımcı olmasa da ' Son iki günn ' diyebilmek bile ayrı bir mutluluk sebebi benim için..
Çok uzun değil , sadece resmi bayram izni süresince olsa da işten kaçış planım ; bu süreyi Tenten ve oğluşumuzla güzel ve verimli geçirebilmeyi içeriyor sadece ...
Cuma akşamı bir an önce gelsinn ve arkamıza bile bakmadan uzaklaşalım bu şehirden istiyorum , ve hızlıca yol almak , deniz ve güneşin hakimiyet kurduğu doğal diyarlara...
Nereye mi gidiyoruz bu arada ??
Enez ' e ..
Yunanistan ' ın kıyısında uzanan güzel bir kasaba ve sahiline verilen ' altın kum ' ünvanını sonuna kadar hak  eden harika bir sahil şeridi..

İşte plan böyle canlar..
Bir an önce gelsin şu haftanın en sevdiğim günü olan ' Cuma ' da , bir deniz havası alıp , kendimize gelelim...



ENEZ

ENEZ KALESİ KALINTILARI

ENEZ ESKİ TÜRK MEZARLIĞI

SAROS KÖRFEZİ

ENEZ SAHİLİ

ALTIN KUM



ENEZ PLAJI

ENEZ SAHİL ŞERİDİ

21 Temmuz 2014 Pazartesi

HAYDİ BİRAZ GÜLELİMM :))

Pazartesi Sendromu yaşarken , beni sabah sabah gülümseten ve günümü neşelendiren diyalogları sizlerle de paylaşmaktan mutluluk duyarım :))




Erkek , 38 , İstanbul

Karımla alışveriş merkezinde dolaşırken birden önümüzden i...nanılmaz güzel bir kadın geçti. Nasıl oldu ben de anlamadım ama ilk defa bir kadına bu derece kilitlendim. Bu durumun farkında olan karımın şu sözleri ile kendime geldim. "Bakma faslın bittiyse kavgaya geçeceğim!"

Erkek , 26 , Ankara

Ayakta sevişirken yoruldu ve yatağa uzandı, ''Ne o, yorulmuşa benziyorsun. Kontörün mü bitti yoksa?'' dedim şakayla karışık. ''Yok canım ne bitmesi. Benimki faturalı ama senin telefon çekmiyor galiba.'' dedi. Sustum, sustum, sustum...

Erkek , 25 , Yurtdışı

Bana bekaretini vermemekte direten kız arkadaşımla tartışma halindeyiz. Tartışma çok alevleniyor ve ona ''Artık yeter, sana sahip olmak istiyorum!'' diye bağırıyorum. Bağırmamla birlikte de, o gün yediğim kuru fasulye etkisini gösteriyor ve gayet seslice gaz çıkartıyorum. Gazdan hemen sonra kız arkadaşım bana mağmalardan mağma beğendirecek bir cevap veriyor: ''Ulan sen daha kıçına sahip olamıyorsun, bana nasıl sahip olacaksın?''

Erkek , 30 , İzmir

Nişanlıyken karımla iddiaya girmiştik. Evlendikten sonra ilk kim "Bu gece olmaz" derse tüm evliliğimiz boyunca ütüyü o yapacaktı. Centilmenliğimi göstermek için iddia sonuçlanana kadar ütüyü yapmayı kabul ettim. Altı senelik evliyiz, ütüyü hala ben yapıyorum. Bu güzel kadın ya bana gerçekten çok aşık ya da ütü yapmaktan hakikaten nefret ediyor.

Kadın , 40 , Çanakkale
Ateşli bir gecenin sonunda omuzunda yatarken soruyorum "Beni seviyor musun?" diye. Magmalara gelesice kocamdan cevap geliyor. "Sevdik ya!"

Kadın , 21 , İstanbul
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkaha lara boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"

Erkek , 28 , İstanbul
Hani benim gönlüm sarhoştu yıldızların altında? Hani sevişmek ahh ne hoştu yıldızların altında? Şarkıda kimse polisten bahsetmemişti...

Kadın , 29 , İstanbul
Komşularımızdan, sık sık görüştüğümüz bir teyze annemin samimiyetine güvenmiş olacak ki bir gün anneme bir derdini açmak ve onun fikrini almak istediğini söyledi. Annem kabul edince de anlatmaya başladı. Efendim teyzemizin kocası kendisi ile hiç ilgilenmiyor ve yatakta da kendisini çok ihmal ediyormuş. Haftalarca kocasının kendisine dokunmadığını gören teyzemiz de amcamızı ikna etmek için, televizyonda gördüğü striptiz olayını bir denemek istemiş. Ama amca oralı bile olmamış.. Annem bu noktada soruyor. "Nasıl yaptın ki striptizi, yanlış bir şey mi yaptın acaba?" Teyzem anlatmaya başlıyor: "Yoo, her şeyi sırasıyla çıkardım. Önce hırkamı çıkardım, sonra yeleğimi, kazağımı, içliğimi. Daha eteğime gelmemiştim ki bir baktım be nim bey uyumuş. Sanırım başkası var." Teyze bence senin üzerinde fazla kıyafet var, tek sorun bu!

Erkek , 25 , İstanbul
Ülkemizde kişi başı milli gelir 10.000$'a yaklaşmış. Benim cebimde 10 YTL var. Kim hakkımı yiyorsa haram olsun!

Kadın , 21 , Bursa
Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar benden mi??" diyor! Zaten tartışma o anda bitiyor, gülmekten tabii.

Erkek , 29 , Ankara
Aile eşrafının bahçede oturup sohbet ettiği esnada, başını yere koymuş, poposunu havaya kaldırmış köpeğimizi görünce "Aa bak, senin en sevdiğin pozisyon!" dedin ya; artık bilmiyorum, nasıl bakacağız onca insanın yüzüne!

Kadın , 26 , İzmir

Doğalgaz bağlantısı için bahçemizi kazan sevgili amele kardeşler, kendi evimin önünde bana laf atarsanız babam da size "O boruları g.tünüze döşerim, gazın en doğalıyla ısınırız!" der tabii ki.

Kadın , 25 , İzmir

İşyerinde küpe takan erkek arkadaşımıza babasından yorum: "Bir zamanlar nur topu gibi oğlum vardı; nuru gitti, topu kaldı!"

Erkek , 25 , Trabzon

Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ''Bu ev kiralıktır'' yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ''Bu da'' yazısını görürseniz bilin ki Trabzon'dasınız.

Kadın , 34 , İstanbul

Dün haberlerde çıkan tekstil sektörünün krize girmesine kocamın yorumu: "Bak bir aydır alışveriş yapmıyorsun, tekstil krize girmiş!"

Kadın , 34 , İstanbul

"Seviyor musun?" dedim, "Seviyorum." dedi. "Ne kadar?" dedim, "Çok." dedi. "Ne kadar çok?" dedim. "Her akşam eve gelip dırdırını çekecek kadar çok..." dedi. Sustum...

Kadın , 23 , İstanbul

Ramazanda cemaat toplanmış, teravihde. Ufaklığın teki de annesinin peşine takılmış gelmiş. Namaz kılınırken sessiz sessiz olanları izleyen çocuğun dudaklarından hayal gücünü ortaya koyan şu cümleler dökülüyor. ''Yatın kölelerim! Kalkın kölelerim! Yatın kölelerim! Kalkın kölelerim!'' Cemaat uzun süre secdeden kalkamadı tabi...

Erkek , 35 , Eskişehir

Tatile giden, hayat dolu yaşlı teyzemiz güya helalleşiyor. "Hadi çocuğum, hakkınızı helal edin, hayat bu; siz ölürsünüz ben göremem, veya siz kör olursunuz beni göremezsiniz..."



Erkek , 28 , ABD

8 yaşımdaki yeğenim "Dayı nasıl oluyor da renkli sabundan beyaz köpük çıkıyor?" diye sordu. "Dur bir düşüneyim." dedim, hala düşünüyorum...

Kadın , 24 , İzmir

Her gece uyurken; "Millet sevişiyor, ben böyle tek başıma yatıyorum, en iyisi evlenmek." diyorum. Sonra sabah uyanıyorum; "Aman şimdi işin yoksa kocana kahvaltı hazırla, evi topla, bekarlık sultanlık!" deyip vazgeçiyorum. Sonra gece oluyor "Evleneyim." diyorum, sonra sabah oluyor vazgeçiyorum, sonra gece...

Kadın , 21 , İstanbul

Ateşli bir ön sevişmenin ortasında kendini geri çekip 'Fragman buraya kadar, filmin devamı için nikah sonrasını bekleyiniz.' diyen bana bir alkış yok mu acaba?

Erkek , 36 , İstanbul

Kırmızı ışıkta durduğum anda yanımdan iki motosikletli ışık hızında ve tek tekerlek üzerinde geçti. Ben ağzım açık olayı izlerken yanıma yanaşan 112 ambulansından doktor camı açtı ve bana: ''Gördün mü bizim müşterileri... Hey maşallah!'' dedi.

Erkek , 40 , İstanbul

Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli... Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı... Ama tek canın var

Kadın , 22 , Adana

Duvarlar kağıt gibi ve yan evde olan biten aynen duyuluyor. Duştayım, yan taraf kendinden geçmiş sarsılıyor! Nefes sesleri, iniltiler vs. dayanamayıp bağırıyorum "Hoopp aile var aileee..." Cevap gecikmiyor. "Ailecek mi giriyorsunuz banyoya?"

Kadın , 31 , İstanbul

Nişantaşı-Kadıköy dolmuşu için bekliyoruz. Bir taksi geliyor dolmuş yerine. Ön koltuğa oturan kadın her normal insan gibi emniyet kemerini takıyor. Ancak şoför amcamız emniyet kemerinin iyice ortaya çıkardığı dekolteye bakmaktan yola bakamadığı için bir müddet düşünüyor ve içini çekerek kadına sesleniyor. "Abla, çıkar emniyet kemerini, böylesi daha emniyetli hepimiz için."

Kadın , 29 , İzmir

Kızdırmak için anneme "Göğüslerin sarkmış" diyen babama annemin cevabı gecikmedi: "Benim sarkan göğüslerimi kaldırmak için özel sütyenler var ama senin sarkıp da kaldıramadığın yerin için henüz bir don icat edilmedi!" Kusura bakma babacığım ama hak ettin.

Kadın , 22 , İstanbul

Arkadaşımla kafede otururken yan masadan kalkan hiç tanımadığım çocuk bizim masaya yöneliyor. Bir koluyla sandalyeme, diğer koluyla masaya abanıp kulağıma eğiliyor ve şöyle diyor: "Parmakların uzun; en az bir enstrüman çalıyorsun. Dişlerin temiz; sigara içmiyorsun. Yüzün güleç; öyle her şeyi dert etmiyorsun. Ve kalbin dolu, iki saattir yüzüme bile bakmıyorsun."

Kadın , 26 , Sinop

Duştayım. Birden elektrikler kesiliyor. Hemen kapıyı açıp anneme bağırıyorum. "Anneee, konuş benimle; korkuyorum!" Annem başlıyor konuşmaya. "Bu gece de rüyamda dedeni gördüm. Mezarının başına gitmişim, 'Baba ben geldim; kalk!' diyorum; o da mezardan çıkıyor; başlıyoruz konuşmaya..." Ben korkudan ağlamaya başlıyorum; annem gülmekten çatlıyor.

Kadın , 23 , Ankara

Eski erkek arkadaşımla kahvaltı ediyoruz. Onda kalan ve hatıra olarak sakladığı küpeleri isteyip istemediğimi soruyor, "Gerek yok." diyorum. Bunun üstüne bana dönüp bilmiş bilmiş "Vermeyecektim de nezaketen sordum." diyor. Aradan 10 dakika geçiyor, bu sefer ben ona sokuluyorum ve gözlerinin içine bakarak en seksi sesimle "Beni ister miydin?" diyorum. Gözleri parlıyor ve, "Tabii ki, evet." diyor. Bunun üstüne ben önüme dönüyorum ve "Vermeyecektim de nezaketen sordum." diyorum. İntikam biz kadınları gerçekten güzelleştiriyor.

Kadın , 26 , Ankara

Şiddetli kavgamız sırasında "Gidiyorum ben, bitti!" dediğimde "Dönerken mutfaktan su getir, sana laf anlatacağım diye boğazım kurudu!" diyen kocamı huzurlarınızda yılın kozalağı seçiyorum.

Kadın , 24 , İstanbul

Lacivert ceketi, gri pantolonu, kahverengi ayakkabısı ve siyah kemerini bir arada giyen babama annemin yorumu: "Toplama bilgisayar gibi olmuşsun!"

Erkek , 37 , İstanbul

Bir alkış da Sema ismindeki sevgilisine doğum gününde ''Semaver'' hediye eden arkadaşıma gelsin lütfen.

Kadın , 22 , Ankara

Yolda yürürken güneş gözlüklü, kulaklıklı bit tipin bana baktığını fark ettim. Tam yanından geçerken "Gözlük var diye baktığını fark etmediğimi mi sanıyorsun?" dedim. Gülerek "Kulaklık var diye duymadığımı mı sanıyorsun?" dedi. Herkes hazır cevap olmuş canım...

Kadın , 25 , İstanbul

Otobüse bindim, her yer dolu, arkaya doğru ilerledim, bir koltuktan tutundum, ayakta duruyorum. Hemen önümde oturan, 20'li yaşlara yaklaşmakta olduğunu tahmin ettiğim genç "Oturmaz mısınız?" dedi, hani kalkayım da oturun anlamında, "Gerek yok, teşekkür ederim, böyle iyi." dedim. Kalktı ve "Buyrun, oturun." dedi, "Teşekkürler, iyi böyle." dedim, "Huysuzluk etme, otur dedik, otur işte!" dedi, ne yapayım, oturdum ben de.

Kadın , 28 , İzmir

Hamile olan sevgili sarışın kuzenim, gebelikle ilgili okuduğun; "Bebekler zekalarının %80'ini anneden alıyorlar." makalesinden sonra panikle bana dönüp; "Ay inanmıyorum. Bana ne kalacak o zaman?" diye sorduğunda sana; "Üzülme öyle bile olsa senin kaybedeceğin bir şey yok!" diyemedim ya! Lanet olsun içimdeki insan sevgisine!

Erkek , 28 , İstanbul

Sıkış tepiş halk otobüsünde ayaktayım. Arkalardan bir ses duyuyorum. "Biraz uzak durur musunuz beyefendi!" Kafalar o yöne çeviriliyor, adam cevap veriyor. "Saçmalamayın hanımefendi, aramızda 5 metre var!" Kadın bombayı patlatıyor: "Ama hissettim onu!"

Erkek , 23 , Antalya

Bir alkış da sınava giderken, 1 GB'lık flash disc'e Kur-an'ı Kerim ve dualar atan, sonra da boynuna asan ve cevşen niyetine kullanan kardeşime gelsin.

Kadın , 33 , Yurtdışı

Kocasının erken boşalma sorununu, ''Bu çocuk 15 saniyede oldu!'' diyerek anlatan bir arkadaşa sahibim.

Kadın , 31 , İstanbul

Hafta sonu babasıyla gezmek için süslenmeyi abartan oğluma "Oğlum çapkınlık mı yapacaksınız?" diye sordum. Oğlum tüm sempatikliğiyle cevap verdi; "Evet anne, babam da bakıyor kızlara ben de. Ama senin kadar güzelini görmedik!"

                                                                                                                                      -ALINTIDIR-

CAN SIKINTISI MİMİ...

Pazartesi sendromu ya da tamamen farklı bir sebepten dolayı keyifsiz ve mutsuz hissettiğinizde bu ruh halinden nasıl kurtulursunuız , daha enerjik ve neşeli hissedebilmek için neler yaparsınız  ???

Evet bu mim tek soruluk ve günü kurtarmaya yönelik..
Şimdiden cevaplarınızı merakla bekliyorum ve takipte olduğum bütün bloger arkadaşlarımı mimliyorum...
İsmini yazmayı unuttuklarım da dahildir :)
Hepinize kocamann sevgiler , gelsin cevaplar :))


ATARLI HATUN
SWAKO KURONUMA
DÖRDÜNCÜ TEKİL ŞAHIS
DEEPTONE
PERSEPHONE
SULE M
HERŞEYİN BİR ŞEYİ VAR
DERDİN DERDİMDİR
NİSA I
ŞIMARIMTIRAK ÇİKOLATA
MOR RİMEL
PLAZA SESİ
MİNİK MİNİ
BİR DELİNİN PEMBE DEFTERİ
RÜMEYSA B.
İPSİZ UÇURTMA

Aşk Masalı

Hafta sonu tv de daha önce izlemediğim ama bir çoğunuzun izlemiş olabileceğini tahmin ettiğim , güzel bir romantik komedi filmi izledim..
Aşk Masalı...
jennifer lopez filmleri


Bizim eski filmlerimizde yer alan zengin kız - fakir adamın ters versiyonu olarak , bir de Jennifer Lopez de dahil olduğu için izlemesi keyifli bir filmdi...
Gerçekten de hikayesi 'Masal' tanımını sonuna kadar hakediyor. İzlemediyseniz , ve romantik komedi filmlerinden hoşlanıyorsanız , kesinlikle tavsiye derim..
Zira ; Jennifer Lopez kadar film de gayet güzel ve başarılı :)
Sevgilerimle :*

Film bilgileri
Film ‘in Adı: Aşk Masalı
Tür: Komedi / Romantik
Yönetmen: Wayne Wang
Görüntü Yönetmeni: Karl Walter Lindenlaub
Senaryo: Kevin Wade, John Hughes (Kitap)
Oyuncular: Stanley Tucci, Frances Conroy, Ralph Fiennes, Jennifer Lopez, Amy Sedaris, Natasha Richardson, Tyler Posey, Chris Eigeman
Yapım: 2002, ABD
Yapımcı: Richard Baratta, Benny Medina
Muzik: Alan Silvestri
Film Süresi: 1 saat, 45 dk.
Vizyon ‘a Giriş Tarihi: 11 Nisan 2003


Film özeti
Maris Ventura, New York’un 1. sınıf otellerinden Manhattan Otel’de hizmetçi olarak çalışmaktadır. Bir gün, Christopher Marshall adında varlıklı bir politikacıyla tanışır. Marshall, Ventura’yı otelin müşterilerinden biri sanmıştır. Aralarındaki yakınlaşmaya rağmen, gerçek ortaya çıkınca ayrı dünyaların insanı olduklarını farkederler…


17 Temmuz 2014 Perşembe

AYNI ANDA İKİ BLOG YAZMAK ????????????

Blogu ilk açtığım gün , bir şeyler yapmaya başlamanın heyecanıyla konu-komşu , eş-dost hemen hemen okuyacağına inandığım kim varsa haber verdim..
Gel gör ki salim kafa ile bunun ne kadar da yanlış bir karar olduğunu anlamak çok uzun zamanımı almadı..
Neden mi ?
Çünkü , aileden birilerinin okuduğunu bilme ihtimali yazma özgürlüğümü elimden alıyor gibi...
İster istemez çok şey yazıyorsun ama aklından geçen her şeyi yazamıyorsun..
Sevinçlerini paylaşıyorsun ama aklımı kaçırmama sebep olabilecek korkunç endişelerden bahsedemiyorsun...
Daha önce aldatıldığın gerçeğini sindirememekten ve bunu sürekli gündeme getirip , nasıl da evliliği zehir ettiğim gerçeğinden ise hiççç bahsedemiyorsun...


Yani dostlar demem o ki ;  daha açık seçik olabileceğim , yeri geldiğinde hanımefendi kimliğimden çıkmayı umursamadan aklımdan geçenleri paylaşabileceğim bir blog daha açmayı düşündüm ve açtım da...
Ama gel gör ki,  iki blog yazmak - iki çocuk annesi olmak gibi bir şeydir diye düşünürken , aslında hiç te öyle olmadığını anlamam uzun sürmedi ve diğer 'gizli' blogumu yazmayı bırakıp , özüme ; GRİ LADY ' e döndüm..
Ve düşündüm...
Her yazdığımı okuyorlar mı sanki ??
Tut ki okudular , düşündüklerimizden ya da yaşadıklarımızdan dolayı kim yargılayabilir ki bizi , ailemiz yargılayabilsin !!!!!!

Neysem o olmaya , olduğum gibi yazmaya , bahsetmek isteyip te bahsetmediğim konuları da yazmaya karar vermiş bulunuyorum...
İşte bu günden sonra karşınızda daha güçlü , açık sözlü ve daha yakından tanıyacağınız bir GRİ LADY bulacaksınız...
Hayatımı bok eden gelişmeleri de , güzelleştiren , renk katanlarını da , canımı sıkanları da artık içimde tutmayacağım için daha anlatmadan rahatladım sanki :)))
Eminim yazdıkça daha iyi hissedeceğim :)

Fikrim Geldi

Sabah ; Tenten beni işe gitmek üzere metroya bırakmadan , kıtalar arası yolculuğuma çıkmadan hemen önce yaklaşan bayram tatili hakkında konuştuk biraz...
Malum her bayram büyükleri ziyaret etmekten , bayram olmasını kabul etmemize rağmen aynı zamanda da çalışan insanlar olarak bize güzel bir tatil fırsatı doğduğu için farklı bir şeyler yapamamaktan gına geldi..
' Bu bayram ' dedim..
' Her şey farklı olsun..'...
Farklı bir şeyler yapalım ve ailecek keyifli vakit geçirelim...
Ve işte o an fikrim geldi..!!!!!!
Kamp yapmak...!!!!!!!!!!!!!!



Hep istemiş ama bir türlü fırsat bulamamıştım kamp yapmak için..
Malum Amerikan filmlerinde Alaska'da geçen filmlerde bile karın üzerinde bir çadırda kalınabiliyorken bizim de pek güzel bir sahil kenarında kalabileceğimiz fikrine inanıyorum.., destekliyorumm vee şimdiden önümüzdeki hafta sonundan itibaren başlayacak olan Ramazan Bayramı tatili için önce gidilecek yer ve sonrasında gerekli çadır malzemelerini araştırıp , bulup , ne yapıl edip o kampa gidiyorum !!!! (inş.)
Sevgilerimle :))


YENİ CİCİ KAVANOZUM BİTMİŞTİR :))

Hali hazırda öğrenmeye ve keyifle oluşturmaya devam ettiğim 'KAVANOZ KRALLIĞIM' m da bir kere daha sonuca ulaşabilmiş olmanın mutluluğunu sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum..
Kavanoz boyamak , işten eve gidip yemek yedikten sonra arta kalan zamanlarda yapmaya çalıştığım bir hobi şimdilik..
Hobiler insanı daha işe yarar ve keyifli hissettirmekle kalmıyor , ortaya bir şey çıkarabilmenin mutluluğunu da yaşatıyor aynı zamanda..
İşte yeni tamamladığım pembiş kavaozum da böyle oldu ..
Ama önemli bir sorunum var :((
Şimdi içine çay mı koymalıyım ? Şeker mi ?????

:) Öpüldünüzzzz..
kavanoz modelleri



dekupaj

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Ama Bu Kadarı Çok Fazla Oldu Ki ...

Son zamanlarda alakasız başlıklar atabilme konusundaki yeteneğimi keşfetmiş bulunuyorum...
Başlıkta okuduğunuz üzere başımdan geçen sitem dolu bir olay ya da benzer bir şey değil anlatmak istediklerim..
Yani tam olarak değil desem daha doğru olacak sanırım , zira bir sitem söz konusu olacak ki o da bu yazının ta kendisiyle alakalı olduğundan her halükarda başlıkla alakasız bir yazı olacak okuyacaklarınız...

Sorun şu ki sevgili dostlar , kendime bir çeki düzen vermem gerektiğini fazlaca hissediyorum son zamanlarda..
Gerek ani çıkışlarım olsun , gerekse birbirinden sevimsiz hallerim..
Gün geçtikçe yaşanılası zor biri haline dönüştüğümü hayretler içinde izliyorum dışarıdan..
Neden böyle oluyor onu da anlamış değilim..
Ama bu haller dışarıdan her ne kadar tiskinç bir imaj sergilememe sebep olsa da iç dünyamda nasıl deşarj ettiğini anlatamammm .:)

Tamam , tamam kararlıyım ve bu kararımı da  sizlerin şahitliğinizde de yineliyorum...
Ben na' mı değer GRİ LADY ;

Bu günden itibaren daha sakin bir insan olabilmek için insan üstü bir performans sergileyeceğime ,
Ani tepkiler gösterip , ürkütücü olmayacağıma ,
Eskiden olduğu gibi Tenten ' e sevgi dolu ve kibar davranacağıma ,
İlgi göstereceğime ,
Cici ve tıpkı ilk günlerde olduğu gibi sevecen davranacağıma ,
Mia ' yı evden göndermeyeceğime , aksine ona alabildiğim kadar çok tavuk ciğeri alacağıma ,
Her akşam saat 10' da uyumayacağıma ,
Okuduğumdan çok daha fazla kitap okuyacağıma ,
Daha az yemek yiyeceğime ,
İş çıkışı sanki şarjımı çekmişler de , ölmek üzereymişim gibi hissetmeyeceğime ,
Her akşam evde tv - uyku arası dışında bir şey yapmayarak vakit geçirmeye son vereceğime ;

SÖZZZ VERİYORUYMMMM...

söz veriyorum

15 Temmuz 2014 Salı

Şimdi Senden Vazmı Geçmeli ?

Bir kaç gündür yazamadım..
Tam da Mia gözümü neredeyse çıkardıktan hemen sonra böyle olmak zorunda oldu..
Tek gözle yazmayı bırakın , yürümek bile çok çok zordu..
Körün bir göze razı iken Allah'ın iki göz vermesine binlerce kez şükürler olsun..

Evet ne mi oldu ?
Sevgili pıtırcığım , evimin panteri , canım vahşi kedim Mia nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde gözüme tırnaklarını soktu ve korneamı çiziktirdi..
İki gün gözüm sargılı iken aile üyelerimin tamamının ' gönder şu kediyi evden , çok vahşi , hepinize zarar veriyor ' söylemlerinden olsa gerek Mia ' nın gerçekten evde olmaması mı gerektiğini düşünmeye başladım ister istemez..
Evet , onu çok seviyorum ve evimde olması beni mutlu ediyor..
Keşke sürekli bir yerlerimizi ısırmak yerine , benim hep zannettiğim gibi uyuyup bir köşede miskinlik yapsaydı..
Belki bu kez daha farklı olurdu her şey ve benim de gözüm neredeyse kör kalacak olmazdı...

Mia

Her şeye rağmen Mia ' yı evden gönderme fikri ( başka bir aileye sahiplendirecek bile olsam ) hiç içime sinmiyor. Çünkü canım köpeğim Pamuk ' tan sonra evime aldığım bir canı asla mutsuz etmeyeceğime ve ömür boyu yanımda tutacağıma dair kendime söz vermiştim...
Benim yerimde olsaydınız ne yapardınız bilmiyorum ama vereceğim kararın sağlıklı olması adına bu süreci olabildiğince uzatacağım ve ciddi ciddi düşüneceğim..
Evet Mia ^ cık..
Şimdi senden vazmıgeçmeli ??
Masal olup , yola devam mı etmeli ??

9 Temmuz 2014 Çarşamba

AMA BEN ....

Burasını ağlama duvarı olarak kullanmak yapmak isteyeceğim son şeylerden biridir herhalde..
Ama ben oğlumu çok özledim...
Neden yanımda olmadığı , ya da benim neden gitmiyor oluşumun sebepleri bir yana , elde kalan tek gerçek duygu var sadece...
O da özlediğim gerçeği...
Hepsi bu .!.
Bunun üstüne daha ne söyleyeyim ki...


KAVANOZ KRALLIĞI / PART 1 ///

Evett , bir heyecan ile yapmaya karar verdiğim bir projede ilk aşamayı katetmenin sevinci ile sizlere neler yaptığımı göstermek ve fikirlerinizi almak istiyorum..

İhtiyacım olan malzemeleri satın aldıktan hemen sonra , malum Ramazan ayı olduğu için , iş çıkışı yemek yapmak şart oluyor , fazla oyalanmadan eve gittim..
Tabi ki telaşeden boyama malzemelerini alıp , boyanacak obje almadığım için ufak bir ' ne boyamalıyım ' krizine girdim eve gidince  ..
Sonrasında da aşağıda göreceğiniz minik vazolarımı kurban seçtim ilk deneme için..


Ponpon fırça ile yapılan boyama işlemi çok eğlenceli ve hızlı geldi bana..
Tahmin ettiğim kadar zahmetli ya da sıkıcı olmadı vazolarımı boyamak..
Zira  sıkılsaydım , hiç bir amaç onları bitirmeye zorlayamazdı beni...

kavanoz nasıl boyanır

Ortaya çıkan ilk deneme sonucu resimlerdeki gibi..
Ne düşündüğünüzü merak ettiğimi önemle belirtmek istiyor , bu konuda fikir ve tavsiyelerinizi en özelinden talep ediyorum..
dekupaj teknikleri


Ee malumunuz , bir krallık kolay oluşmuyor ..
Hele bu bir de KAVANOZ KRALLIĞI ise , durum daha da zor :))

8 Temmuz 2014 Salı

Julie & Julia

 2009 Yapımı , gerçek hikayeler ve iki ayrı kitabın birleştirilerek vizyona yansımış halini izledim geçtiğimiz hafta sonu..
Film ;  iki farklı kadının hayatını ve azimle hayatlarının akışını nasıl değiştirdiklerinden bahsediyor temel olarak..
Julia ;  yemek yapmayı tutku haline getirmiş ve bu uğurda çıkarmak istediği yemek kitabı için tam 8 sene çalışmış , azimli bir kadındır..
Julie ise , eşinin işi sebebi ile yeni bir eve ve işe sahip olmuş , hayatı iş ve ev arasında sıkıcı ve umutsuzca geçen biridir...

Eşinin fikir vererek , yemek kitabına hayranı olduğu Julia ' anın kitabındaki tüm tarifleri deneyerek oluşturacağı ' blog yazma fikri ' onu hayata bağlar...
Gece gündüz bu amaç uğruna çalışmaya ve her akşam bloğuna yazmaya devam eder..


Aslında filmin bu kısmı oldukça bizden..
Hangi bloger istemez ki yazdıkları ülke sınırları aşsın ve blogu sayesinde gerçekten mutlu oluğu işi yapabilsin..??
Eminim hiç birimiz hayır demezdik..


Filmdeki Julia isimli bakımlı teyzeden pek hoşlanmasam da ; ( çünkü her halta abartılı bir şekilde kahkaha atıp durdu film boyunca..) genel olarak sonunu merak ederek izlediğim bir film olduğunu söyleyebilirim..
Tekrar izler miyim ?
Hayır ama , izlemeyenler için keyifli vakit geçirtebilir..


Filmin en tatmin edici yanı ise , JULİE & JULİA isimli kadınların ve başarılarının gerçek olduğu...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...