19 Ağustos 2015 Çarşamba

Güne Güzel Başlama

Güneş sızıyorsa odaya , açık pencereden ılık rüzgarlar esiyor , pencerenin perdesini usulca savuruyorsa ...
Kuş sesleri geliyorsa dışarıdan ...
Dalga sesleri ve tuzlu su kokusu da ayrıca ...
Bir de nefis bir yeni pişmiş , sıcak ekmek kokusu bir yandan ...
Güne güzel başlanmaz mı hiç evden çıktığınızda kuma değen çıplak ayaklarınız olduğunda ???
Doğa ile  barış yapmış , içi içe yaşadığınız bir ortamda ...


 Hayal ettiğiniz bir eviniz yoksa ...


 Sayısız sorun omuzlarınızda , yaşam enerjinizi kaybettiğinzde ya da  ...


Gülümsemek için yormayın kendinizi ...


 Sadece düşünün bir ;


 Vermeyi istemeseydi yaratıcımız , istemeyi verir miydi ... ?


Bu yüzden şimdi tekrar düşünün nasıl bir güne uyanmak istediğinizi  ...


Ve her zaman dediğim gibi ; Hayal Ettiğiniz Herşey Gerçektir ...

Hayal Ettikleriniz Bir Gün Mutlaka Gerçeğiniz Olur ...
Bu yüzden hayal edin, isteyin ve bu güne güzel başlayın ...
 Sevgilerimle ...

18 Ağustos 2015 Salı

Prof. Dr. İlber Ortaylı

Osmanlı tarihi üzerine ekol tanımadağım , hep konuşşasa da dinlesem hissi uyandıran  , Türkiye ' de malesef sayılı kişilerden biridir İlbey Ortaylı ...
Engin tarihi bilgisinin yanı sıra Aydın kelimesinin de tam karşılığıdır kendisi..
Bildiği dil sayısını gizleyerek hakkında efsaneler çıkmasına sebep olmuş , rahat tavırlarıyla ayar vermenin idolü haline gelmiştir.
Söyleşilerinde engin bilgi denizinden süzülerek ağzından çıkan her söz bizler için ders niteliğinde olup , tarih profösörleri bile kendisinin önünde saygıduruşuna geçmektedir.

Dışarıdan her ne kadar küfürbaz , bilgisiyle insanları ezen egoist bir görünüm sergilese de  , sohpetlerini dinlediğinizde şeker bir adam olduğu hemen anlayacağınız biridir İlber Ortaylı .
Hakkında yapılan birbirinden komik caps ' lere bizimle birlikte gülüp eğlenecek kadar da kompleksiz bir kişiliktir kendisi ...

İşte o capslerden bir kaçını sizlerle paylaşıp , izlemeyenler varsa youtube'tan birkaç programını izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.







17 Ağustos 2015 Pazartesi

Sendromsuz Bir Pazartesi ' nin 5 Yolu


 1-) Bu günün Pazartesi olduğuna takılmayın. Başlangıcı olan herşey bitmeye mahkumdur...
2-)Abartmadan sizi mutlu eden , neşe ve enerjinizi arttıran yiyecekler tüketin. Çikolata , kahve ya da dondurma ... Neyi çok seviyorsanız artık ...
3-)Arkadaşlarınızla sosyal medyada ya da iş arkadaşlarınız ile olabildiğince sosyalleşin.
4-)Güne başlarken sizi güldürebilecek yazılar okuyun , resimlere bakın ve enerjik müzikler dinleyin .
5-)Kendinizi ve masanızı , çalışma ortamınızı düzenleyin. Mümkünse Pazartesi günü en sevdiğiniz kıyafetlerinizden birini giyin , masanızı düzenleyin ve işlerinizi organize edin.




13 Ağustos 2015 Perşembe

Bir fikre , Tavsiye ya da Yoruma İhtiyacım Var / KafamdaKİ DeLi Sorular ....??????

Bir çeşit bunalımda mı yoksa kırılma noktasında mıyım kestiremiyorum ...
Ama birşeyler olacağı kesin...
Bunu hissedebiliyorum .
Sürekli yapmam gereken  , başarmam gereken şeyler olduğunu söylüyor içimdeki ses . Evet ben bu sese güveniyorum.
Ama ne yapmam konusunda kestiremiyorum kafamdakileri....
Önüm sisli , ileride beni bekleyenlerin varlığını hissedebiliyorum ama görüntü net değil ...
Görebilmek için yakınlaşmam gerek ...

İdeallerimi sorguluyorum bir çok kez , aynı soru , farklı yerler ...
Ne istediğimi , neyi başardığımı ve nasıl yol aldığımı ...

Lise ve öncesinde yazar olmak gibi bir hayalim vardı . Çevremdekilerin yönlendirmesinin de bu dileğimde etkisi olmuştu tabi ki ...

Şimdilerde ise bir sanat dalıyla mutlaka içli dışlı olmak istemem ama hangi dalında olacağıyla ilgili bir karara varamamam geleceğimi şekillendirmemde hiç yardımcı olmuyor bana.

Karakalem yapmayı denedim , yağlı boya tablolar ve cam boyamalar ...
Sayfalarca hikayeler yazdım , fena da değillerdi ama hiçbiri bir hevesten öteye gidemedi şimdilik ...

Yoga'ya merak sardım , biraz Plates ve Dansa da ...
Şimdilerde ise Dağcılık sporu için yanıp tutuşuyorum ...

Doğada olmayı , fotoraf çekmeyi , traking yapmayı , bisiklete binmeyi yani kısaca doğa sporlarını çok seviyorum ...


Hep hayalini kurduğum gibi az kazandıran ama huzurlu olduğum bir işe sahibim ...
Kendime ayırabileceğim ama ayırmadığım boş vaktim var ...
Ve yapmak istediklerimi hayata geçirebileceğim ...

20 ' li yaşlarımın başından beri bir arayış içerisindeyim , yaşım oldu 24 ...
Henüz ne aradığımı bulabilmiş değilim. Ne kadar yazık , ne kadar üzücü değil mi ?

Kapasitemin yarısını bile kullanmadığım bir işe sahipken ve ne yapmam gerektiği konusunda derin kararsızlıklar ve bocalamalar yaşıyorken aklımdaki karanlık bulutları aydınlığa çıkarmama yardımcı olabilecek ne olabilir ???

Bir fikir , bir tavsiye , bir yorum ...
Açıkçası kendiminki dışında duyabileceğim bir dış sese ihtiyacım var ...
Ben buradayım ve yorumlarınızı heyecanla ve merakla bkliyorum ...
Şimdiden teşekkürler ...

Sizin Ahlaki Normlarınıza Ekmek Banar , Yerim !!!

Bazen insan sevgim ayaklar altına düşüp , üzerine basılıp , ele alınamayacak , kalbe tekrar sokulamayacak hale gelebiliyor.
Tanıdığımız insanlar , diyalog kurduklarımız , kurmak zorunda olduklarımız ...
Biz her ne kadar etki altında kalmamayı yeğlesek te ister istemez psikolojimize etki edebiliyorlar ...
Sanırım ben de en umursamaz zamanlarımda bile bu gereksiz insan müsfettelerinin uyandırdığı hislere duyarsız kalamıyorum.
Bazen sizi hiç tanımayan biri , hakkınızda herşeyi biliyormuşcasına hadsizce konuşmaya kalkabilir . Ya da sadece telefonla iletişime geçtiğiniz biri kolayca sizi eleştirebilir...
Peki bu durumda bizler ne yapıyoruz ???

Sadece hakkınızda , izin verdiğiniz kadarını bilebilirler ...
Ve yanlızca umursadığınız kadar değerli olurlar ...
Bu sebeple ;
Salla gitsin Lady !

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Yavaş Yavaş Ölürler

Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar.

                                                  Yavaş yavaş ölürler
                                                 Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
                                            Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
                                                    Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına
                                                 çıkmamış olanlar

                                 Pablo Neruda

11 Ağustos 2015 Salı

Keşke Kadın Olsam - Aykut Oğut - Kitap Yorumu


 Aykut Oğut ile bir çoğunuz gibi Evrenden Torpilim Var kitabı ile tanışmıştım. Ve satış rakamlarınında görüşümü doğrulayacağı gibi ciddi patlama yaşamış , insanları olumlu bakış açısı konusunda oldukça bilinçlendirmişti ...

Kapağını ayna olarak tasarladığı ikinci kitabıyla da benzer bir başarıyı yakalamış , ama bende kendini tekrar ettiği hissini uyandırmadan da edememişti .

Şu Egoları Şişirsekte Mi Saklasak kitabını tamamlayamadan yarım bırakmış ve bu tarz kişisel gelişim kitaplarıyla da arama mesafe koymuştum. Sebebi neredeyse hepsinin aynı şeyleri , farklı kelimelerle anlatmaya çalışmaları ve bunu can sıkıcı hale getirmeleriydi...

Tüm bu okuma deneyimlerinden sonra Aykut Oğut yeni kitabıyla karşımıza çıktı ;
' Keşke Kadın Olsam ' dedi ve bir çok kadının ilgisini çekmeyi başardı ...
Zaten okurlarının neredeyse tamamının kadın olduğu düşünülürse mantıklı bir çıkıştı yaptığı .
Kitabı  yayımlandıktan bir kaç ay sonra yeni bir kitap satın almak için kitapçımda rastladım eski yazar dostum , iyi konuşmacı ve espirütüel diliyle kendini sevdirmiş Aykut ' a ve aldım kitabını ...
Bakalım bu kez neler anlatacak dedim kendi kendime ...

Aykut Oğut

Kitap hakkındaki görüşlerime gelecek olursak ;
Aykut Oğut'un ne anlattığından ziyade nasıl anlattığıyla ilgileniyorsanız oldukça başarılı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Yazım dilindeki samimiyet , kullandığı kelimeler sizi bir dostunuzla sohpet ediyormuş hissine bürüyor. Ama nasıl bir dost :) ???

Benim için, tüm yaşam felsefesini artık bildiğim , kendini farklı cümleler kurarak tekrar eden ama bendeki hatırından dolayı ve zamanında bana kattığı değerli bilgilerden dolayı tahammül gösterdiğim , konuşkan , zeki ama yeni bir fikri olmayan bir dost gibi ...

Kitapta kadın olmanın güzelliklerinden , içimizdeki güçten ve dişil enerjiden bahsediyor...
Tam da tüm kadınların hissettiği , duygusal kodumuzda olan  merhamet , kıskançlık , inanç , yapma gücü vs. gibi doğuştan taşıdığımız genetik özellikler gibi ...





Aykut Oğut ' un toplumumuzun biz kadınlara uyguladığı baskılar , gelenekler , ayrımcılıklar gibi konulara da değindiği bu kitabını  güzel vakit geçirmek için okuyabilirsiniz.

Ancak kitabı bitirdiğinizin ertesi günü  size kazandırdığı birşey olmadığını farkederseniz geçirdiğiniz zamana üzülmeyin...
Benden söylemesi :)
Sevgilerimle ...
Gri Lady


10 Ağustos 2015 Pazartesi

Hedeflerimiz Olan Bir Hafta Olsun ...

Bulunduğunuz ortam , yaşam şekilleri , çevrenizdeki insanların alışkanlıkları ister istemez sizin de hayatınızı şekillendiriyor.
Sıkı sıkıya bağlı olduğunuz alışkanlıklarınız gün geliyor , teferruat gibi görünmeye başlıyor gözünüze ...
Ama hayatınıza dair hala hedefleriniz var ise  ve hayal kurmayı başarıyorsanız şanslısınız , umudunu taze tutan o azınlık insanlar arasındasınız demektir ...

Hayallerimiz ve belirlediğimiz hedefler bizi biz yapan alışkanlıklar kazanmamıza ve hayatımızı şekillendirmemize yardımcı olurlar ...

İşte bu yüzden kendimizle başbaşa kalarak hayal kurduğumuz ve hedeflerimizi gözden geçirdiğimiz bir hafta olsun inşallah ...
Mutlu Haftalar..

7 Ağustos 2015 Cuma

ONAYLANMIŞ SEKS ' İN ANAHTARI : EVLİLİK

Düşünüyorum da insan hayatında hiç din , inançlar olmasaydı , dünyaya gelme amacımız bazılarının inanmak istediği gibi deneyimlemek , keyif almaktan öteye gidemeseydi ilişkilerimiz , davranışlarımız nasıl olurdu ?

Aslında anlaması çok zor değil ...
Örneğin herhangi bir inanca sahip olmayan birinin dini kuralları olmasa da , toplumsal kuralları olabiliyor. Etik ahlak dediğimiz genel geçer inançlar yerine , çoğunluğun benimsediği ve doğruluğuna inanıldığı kurallar bütünü değil midir zaten ?

Neyse ki , amacım bu konularda yazmak değil.
Bahsetmek istediğim şey , zaman zaman , başlıkta da yazdığım gibi evliliklerin onaylanmış seksi yaşayabilmek için bir köprü olarak görülmeye başlanması ...!

Çevrenizdeki insanlara bir bakın , kaçının evliliğinden sonra evlilik hakkındaki fikirleriniz olumlu yönde değişebiliyor ?
Ya da kaç çiftten sonra  evlilik hakkında ön yargılara kapılıp , aşık olmadan da evlenebileceğinizi  ya da hiç evlenmek istemediğinizi düşünüyorsunuz ?

Olumlu örneklerin bizleri bu konuda cesaretlendirmesini isterdim. Ama üzgünüm ki bu konuda sizleri kandıran ve mutsuzluklarından utanıp , evliliği harika bir kurummuş gibi gösteren kişilerden olmayacağım ...

Kaldı ki , son zamanlarda gözlemlediklerim evlilik ve doğacak çocuklar açısından korkunç birer veri niteliğinde zaten ...

Mutsuz bir toplum oluyoruz ...
Mutsuz insanlar oluyoruz...
Mutsuz bireyler yetiştiriyoruz , hemde hiç farkına varamadan ...

Toplumsal baskılar üretiyoruz ...
Tebrikler , çok ta başarılı !!
İşte bu yüzden bastırılmış duyguları , onaylanma hissini , toplumun öngördüğü şekilde yerine getiriyoruz...

Özgür seks = evlilik !!!!


6 Ağustos 2015 Perşembe

İstanbul ' da Neler Yapılır ?

Haftasonu yaklaşırken etkinlik planlarımı oluşturmaya başlıyorum bir yandan da ...
Bundan bir kaç ay öncesinde İstanbul ' da hala oturuyor olsaydım kesinlikle hafta sonu dışarı çıkmaz , bunaltıcı kalabalığa karışarak kendime eziyet etmezdim. Ama gel gör ki , insan uzak kaldığında anlıyor o ezici kalabalığın bile nasıl özlenebileceğini ...


Gelelim sorumuza , İstanbul ' da Neler Yapılır ???

Bu şehirde doğmuş , büyümüş , neredeyse bir çok yerini deneyimleme şansı olmuş biri olarak artık şehirleri önemli kılan şeyin içerisindeki insanlar ve yaşadığımız anılar olduğunu düşünüyorum. İşte bu sebeptedir ki ;

Önce Bayrampaşa ' ya gidilerek , çocukluğumun , okul hayatımın en iyi çiğköftecisinde çiğköfte yenir tıka basa ...

En iyi lise arkadaşınla bir plan oluşturularak Forum İstanbul ' da buluşulur , aynı zamanda alışveriş yapılır , yemek yenir , ondan sonra da kafa nereye eserse oraya gidilir ...

Aile büyükleri ziyaret edilir , hoş sohpet ve güzel yemeklerin tadı çıkarılır ...

Arkadaşlarla Ortaköy ' de buluşulur ve kumpir , waffle eşliğinde muhabbetin dibine vurulur...


Tabiki İstiklal Caddesine uğramadan olmaz , şehrin nabzının attığı mekanlardan birinde keyif kahvesi içilir , pasajlardan alışveriş yapılır ...

Mall Of İstanbul ya da Marmamara Forum ' dan da alışveriş yapılabilir , seçenekler arasında bulundurulur ...

Ertesi gün dünya tatlısı yiğeni görmek için şehrin bir ucuna , Beylikdüzüne gidilir ... Metrobüs yolculuğu sırasında artık burada oturmadığım için sayısız şükürler eşliğinde dünyanın bir numaralı ağbisinin evine varılır  ...

 Dışarıya çıkarken trafik kabusundan dolayı en yakın yerlerden biri , Yeşilköy , Florya ya da Büyükçekmece Sahil'den biri seçilir ve deniz havası alınır ...

Haftasonunun sonunda , yaşadığım şirinmi şirin , harika insanlarla dolu , medeniyet beşiği olarak tanımlayamayacağım ama yine de yaşamayı kabullendiğim , sevmeye başladığım şehre gelerek hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim ...

İşte haftasonu planlarım bunlar ...En çok ta yeni doğum yapmış lise arkadaşımı göreceğim için heycanlanıyorum. Onun da çocuğu olunca artık daha da büyümüş , olgunlaşmış ve ne yazık ki yaşlanmaya başlamış hissediyorum ...



5 Ağustos 2015 Çarşamba

Android Telefonumdaki Uygulamalar

Telefonumu yenilemem , hafızasını arttırmamın akabinde yeni uygulama ve oyunlara ilgim arttı. Günlerdir yaptığım araştırmalar , deneme yanılma deneyimlerim sonucunda bir kaç kemikleşecek uygulama listesi oluşturabildim nihayet ve bunu sizlerle de paylaşmak istedim.

Gri Lady ' nin Androiti

İşte telefonumda yüklü olan uygulama ve oyunlar ;

360 SECURİTY  :  Bir antivirus programı . Daha önce Cleen Master vs. kullandım ama bu uygulamayı daha başarılı buluyorum. Batarya kontrolü , telefon hızlandırma ve içerik silme gibi özellikleri var.

ADVANCED TASK KİLLER FREE  :  Bu uygulamayı Ekşi sözlükten keşfettim. Bir yazar şiddetle tavsiye ediyordu ki , kesinlikle haklı ... Uygulamalarınızı tek bir yerden yönetebildiğiniz , veri kullanımı açısından hangi uygulama açık , hangisi arka planda çalışmaya devam ediyor buradan kontrol edip aktif yada pasif hale getirebiliyorsunuz. Oldukça kullanışlı ve pratik bir uygulama. Üstelik sadece 0,94 Mb.

BATTERY DOCTOR : Aslında işe yarayıp , yaramadığını tam anlamıyla bilemiyorum çünkü , aynı özellik 360 Security ' nin içerisinde mevcut. Ama Androit Market puanına ve yorumlara bakılacak olursa işe yarayan bir program. Arada optimazie edip , batarya ömrünü uzatıyorum bu program sayesinde ...

EVERNOTE : Kapsamlı ve alanında en iyisi bir not alma programı.

EZAN VAKTİ PRO : Her ne kadar namaz kılabilmeyi her vakitte başaramasam da çok iyi bir program yapmışlar. Namaz vaktinde , öncesinde ya da vakit çıkmaya yakın sizi uyarabiliyor bu program. Ayrıca içinde tespihat,dualar,kıble yönü bulma,zikirmatik,dini bilgiler gibi ek uygulamalar da mevcut.

GOOGLE SKY MAP : Kameranızı gece gökyüzüne tuttuğunda size muazzam bir harita çıkartıyor. Buradan gezegenlerin yerini , yıldızları görebiliyor ve isimlerini öğrenebiliyorsunuz. Çok ilginç bir uygulama ki , Google yapmış , başarısız olması şaşırtıdı zaten ...


GPS TRACİNG : Arkadaşlarınızın ve ailenizin nerede olduğunu bulma uygulaması. Bulunduğu cadde , sokağa kadar görebiliyorsunuz. Ayrıca birimler oluşturup o kişi oraya vardığında size bildirim gelmesi gibi ek özellikleri de mevcut. İçerisindeki mesajlaşma bölümü anında hesap sorabilmeniz için tasarlanmış :) Gayet başarılı ...

SHAZAM :  Dinlediğiniz bir müziğin ufacım bir bölümü dahi olsa ,şarkının kime ait olduğunu , şarkının adını söyleyen program ... İnternetsiz çalışmıyor tabiki..

PİNTEREST  / WE HEART İT : İkiside aynı mantıkta olan harika uygulamalar... We Heart İt ' i yüklememin sebebi Türkçe olması.. Pinterest ' i anlatmıyorum bile zaten , herkes bilir ne şahane bir site olduğunu :)

SWARM : Çok başarılı bulmasam da arkadaşlarımın mekanlar hakkındaki paylaşımları ve yorumlarını görebilmek için kullanıyorum...Güncelleme gelmeden önceki hali daha iyiydi ama..

CEP FENERİ :)

VİDEO İNDİRME PROGRAMI : Önce Tubemate ' i indirdim. Youtube videolarını direkt indiriyor diye ama program çok değişmiş ve çalışmaz durumda olduğu için Video İndirme Programına geçtim. Gayet iyi , kullanabilirsiniz.

ZEDGE : Hd duvar kağıtları ,güzel zil seslerinin olduğu bir program. Bir sürü güzel duvar kağıdı kaydettim bu program sayesinde.

PERFECT365 : Çok enteresan bir fotorafçılık uygulaması ... Resminiz üzerinden makyaj yapıp , filtreleme uygulayabiliyorsunuz. Bayanların vazgeçilmez uygulamalarından biridir. Ama dikkatli olun , bu programdan sonra resmini gördüğünüz kızlara şüpheyle bakmaya başlayabilirsiniz :) Gerçekten güzelleştirici bir program ...

MOMENTCAM : Resimlerinizi karikatürlere dönüştürme programı ... Çeşit çeşit temalar var ve siz resimlerinizden birinin sadece yüzünüzü kullanarak şekilden şekile girebiliyorsunuz... Çok başarılı ve eğlenceli bir program ...

CANDY CAMERA : Retrika'dan sonra bu programı yüklemiştim ve neredeyse bir yıldır telefonumun kendi kamerasını kullanmıyorum. Filtreleri gayet iyi ve çeşitli ...

CARTOON CAMERA : Yine bir kamera uygulaması , diğerlerinden farkı ; çizgi film efekti olarak fotoraf çekmesi... Uzun vadede kullanılacak bir uygulama olmasa da , farklı fotoraflar çekmek isteyenler için bir alternatif...

PHOTO COLLAGE : Adından da anlaşılacağı üzere kolaj programı :)

ÇEVİRİ : İhtiyaç olur diye bulunduruyorum.

ÇEVRİMDIŞI SÖZLÜK : İnternetsiz de çalışması yükleme sebebimdir bu programı ..

DUOLİNGO : Gelmiş geçmiş en iyi dil öğrenme programı ... Vaktim olmuyor ama yine de cepte duruyor işte ...

BANLAND : Telefonda yer kaplayan ama çok çok enteresan bir oyun. Oyundaki manzaraya bakmaktan oyuna konsantre olamıyorsunuz :)

CANDY CRUSH SAGA : Bilmeyen var mıı ? :)

ÇANAK OKEY : Bir arkadaş grubumuz var , sırf onlarla online oynayabilmek için yükledim. Bu oyunda sohpet , muhabbet , kaynaşma havada uçuşuyor...

MEHJONG MASTER : Eski bir pc oyunu , bile bilir , keyfi çok farklıdır :)

CUT THE RAPE EXPERİMENTA FREE : Ekşi ' de en güzel oyunlar listesinde adı defalarca geçtiği için yükledim.. Henüz oynamadığım için yorumsuz :)

Benim telefonumdaki tüm uygulamalar bu şekilde...
Tavsiye edeceğiniz araç , uygulama ve oyunları bekliyorum. Umarım faydalı bir paylaşım olmuştur. Sevgiler :))

31 Temmuz 2015 Cuma

Saçmamaçsız Mimi , Dikkat Yüksek Dozda Saçmalamaya Maruz Kalabilirsiniz :)

Bir Özentinin Bloğu 'nun  sahibesi bloger arkadaşımm beni bu mime dahil etmiş. Kendisine teşekkürlerimi sunuyorummm ve tabiki vakit kaybetmeden cevaplıyorum soruları. 
İtiraf etmeliyim ki saçmalamış bir Gri görmenizi istemezdim ama oldu bir kere :) Haydi bakalımm , gelsin cevaplar...

-Odanızda veya evinizde orada olduğunu unuttuğunuz bir nesne bulun. Bu nesne ile bir anınız var mı?
Büyük bir saksı var oturduğumuz salonda ve içinde büyük , canlı bir çiçek ...
Kışları meyve yerken eşimle birbirimize çaktırmadan meyve çekirdeklerini tabağa koymak yerine saksının içine batırırmışız. Bunu sadece benim yaptığımı zannederken geçenlerde gelip , bak mandalina ağacımız olacak dedi, çıkan yeni yapraklar göstererek.. Ben de onlar limon , ben hep limon çekirdeklerini oraya bırakmıştım dedim... Meğer bildiğiniz minik bir çöplük oluşturmuşuz orada tohum ve çekirdeklerden ...
Tamam kabul, az biraz pisis sanırımm :)

-Aklınıza gelen ilk soğuk espriyi yazın. Eğer gelmiyorsa iki üç kelime saçmalayın :D

Seni görünce gözlerim dolar , kulaklarım mark :/ Saçmalamak mi ? Dibine vurabilirim aman dikkat :)

GRİ LADY

-Yine aklınıza gelen biri yada nesnenin adı ile akrostiş yazın ama yazdığınız akrostiş az yada çok o kişiyle veya nesne ile ilgili olsun

İlgilenmezdim aslında
Saat on ikiyi vurduğunda
Tan yeri ağırdığında ya da

Anladımki ayrılınca
Ne çok bağlanmışım sana
Uzak olsamda sana
Buluşuyoruz her fırsatta
Lafı gelmişken bu arada , yanındayım haftaya :)

İstanbul

-Seni kim mimlediyse şimdi onun blogunu -sitesini- açıyorsun ve onun bu soruya verdiği cevaptan ilginç bir kelime seçiyorsun ve döngünün devam etmesi için yine ilginç uzun ve saçma bir cümle kuruyorsun. Yalnız kuş gördüm kedi tırmaladı gibi basit ve kısa olmaması önemle rica olunur.

Seçtiğim kelime söğüt. 


Kaybolduğu ıssız adada , altında oturabilmek için söğüt ağacı arayan adam söğüt ağacı bulamayınca sahile geri döner. Sahilde dolanırken gözüne bir nesne ilişir , bir de bakar ki bir deniz kızı ... Deniz kızı suyun içinden seslenir , heyy , bu güneşte ne işin var burada , ormanda olman gerek , başına güneş geçecek...
Ve adam cevap verir ' söğüt ağacı olmayan ormanda durmaktansa , güneşin altında ölmeyi yeğlerim...
Bu cevap deniz kızına çok saçma gelir ve neden böyle söylediğini sorar ..
Adam anlatır gibi olur ama hiçbirşey söylemeden arkasını dönüp oradan uzaklaşır...
Deniz kızı ardından baka kalır adamın ...
Ve kafasında soru işaretleriyle beraber  okyanusun derinliklerine dalar . Ve içinden geçen tek cümle vardır , erkek milleti değil mi , hepsi aynı ...
Gelelelimm mimlediklerime ;

Anne Kaleminden 

Tokideki Ses 

Safransarı

Bir de henüz hiç yorum yapmadığım Uzaklarda Arama ' yi mimliyorum. Hadi bakalım , gelsin cevaplar :)







 

Üzgün Olduğunuzda Neler Yaparsınız ?


Nefes alamıyor gibi kalbiniz sıkıştırdığında , hayat durmuş gibi hissettiğinizde , hiçbirşeye konsantre olamadığınızda , kısacası üzgün olduğunuzda neler yaparsınız ?

Ekşi duyuruda yer alan bu soruyu irdelemek istedim.
İnsan olarak duygu geçişlerimiz ve hissettiklerimiz neredeyse aynı ama bu durumlarda gösterdiğimiz tepkiler farklılık gösterebiliyor.

Ekşi ' de verilen cevaplar hepimizin bildiği alternatifler ama söyleme şekilleri ve acıyı paylaşma konusundaki samimiyetleri okunmaya değer kılıyor yazılanları.

Mesela ilk yazan arkadaş , ' Bol bol uyurum , kahve / sigara içerim ve tekrar uyurum ' yazmış. Ve eklemiş , ' Az da olsa işe yaramıştı ' ...

Farklı biri basketbol oynayarak hırsını potadan çıkarttığını , diğeri hissettiklerini yazıya döktüğünü ve bütün söylemek istediklerini içinden geldiği gibi yazdığını söylemiş .

'Ben çok üzgün olduğumda hiçbir şeyle uğraşmak istemiyorum , neticede ne kitaba konsantre olabiliyorum ne de filme , hatta uyuyamıyorum bile , bence en iyisi uyku ilacı almak ' diye bir öneri de var gayet halden anlayan ...

Ama verilen en popüler , ve benim de katıldığım cevaplar ; ' Duygusal olan herşeyden soyutlayın bir süre kendinizi... Duygusal şarkılardan , filmlerden , sizi kötü hissettiren ortamlardan... Ve sevdiğiniz bir şeyler ile vakit geçirin. Bir hobiniz vardır mutlaka , yoksa da edinin , eminim çok iyi gelecektir. Arkadaşlarınızla buluşun , gülün , dans edin ... Ya da alın bir kağıt kalem , söylemek şistediğiniz ne varsa , ne hissediyorsanız yazın ... Büyük harflerle bağırın , küfür edin , nasıl hitap etmek geliyorsa içinizden ve tamamen bittiğinde söylemek istedikleriniz gidin o kağıdı tuvaletin içine atıp , şifonu çekin ...
Suyla birlikte kanalizasyon çukurunda son bulsun sizi üzenler , üzen sebepler ...

 
 

28 Temmuz 2015 Salı

Soul Surfer / Dalgalara Karşı / Film Yorumu

Dalgalara Karşı, trajik bir kazanın ardından yeniden şampiyon olmak için azimle ve hırsla tüm güçlüklerin üstesinden gelen genç sörfçü Bethany Hamilton’ın gerçek hikayesini konu alıyor...
grilady
 FİLM YORUMU : Filmin bir biyografi filmi olması zaten izlenmesi için iyi bir sebep ... Ama bazen öyle sıkıcı ve kötü çekilmiş biyografiler çıkıyor ki karşımıza , ister istemez ön yargıyla yaklaşabiliyoruz ...
Bu film için de , televizyonda gördüğümde önce konusunu okudum , açıklamada Biyografi ibaresini görünce hemen kanal değiştirdim ve diğer film kanallarına bakmaya devam ettim. Ama elle tutulur bir film olmadığı için tekrar bir göz gezdirmek için aynı kanala geldim ve Dalgalara Karşı filmine kelimenin tam anlamıyla kitlendim kaldım ... 
 Köpekbalıkları , başlı başına ilgi alanım zaten.. 
Bu film de amatör bir sporcunun köpekbalığı saldırına uğraması , kolunu kaybetmesi bundan sonraki yaşam hikayesini konu alıyor ...


Tüm hayatı sörf olan birinin , tek kollu olarak yaşamaya devam etmesinin zorluklarını , herşeye rağmen tutkusundan vazgeçmemesini ve sörfe tek kolu ile devam etmesini izleyeceksiniz bu filmde. Aynı zamanda eminim büyük dalgaların üzerinde kayan sörf aşıklarını görünce , hayatımızda böyle bir tutku olup olmadığını sorgulayacaksınız . Ve malesef ki , bir çoğumuz tek düzeliği bir yaşam biçimi olarak kabullendiğimizden mürevellit , böyle bir duyguyu anlayamayacaksınız, anlayamayacağım ...


Filme tekrar dönecek olursak ; görsel efektler , oyuncular , mekan harkülade ...
Tek kolun köpek balığı tarafından ısırılması ve sonraki sahneler de oldukça başarılı ...

 KISACASI ; Bu filmi izleyin , kesinlikle zaman kaybı olmayacak ...
Ve cesaret veren bir hayat hikayesi olduğundan dolayı muhtemelen ufkunuzu açacak ve sizi yeni meraklara ve hobilere sevkedecek ...


Hippiler


gri lady,grileydi,hippi kültürü,KÜLTÜR

Hippi ' ler ABD ' de 60 ' lı yılların sonunda ortaya çıkmış , 70 ' li yıllara hakim olmuş şahane bir topluluktur.Vietnam savaşına tepki göstermeye başlamaları ile oluşturulan topluluk , kurallı bir dünyaya , savaşa , kendi oluşturmadıkları bir düzene dahil olmaya  ve kısıtlayıcı toplum kurallarına karşı çıkmışlardır.

Genelde hippi denildiğinde aklıma kirli saçlar , salaş kıyafetler , kaliteli müzik , özgür cinsellik , meteliksiz ama mutlu görünen insan topluluğu gelir ...

Öyledirler de ...
HİPPİ RESİMLERİ,HİPPİLER,GRİ,GRİNİN ELLİ TONU,BLOGER
HİPPİES BOY

Genelde vejetaryan olan toplum , basit sebzeler , meyveler üreterek geçimini sağlar...
Zaten para onlar için önemsizdir ...

Günümüzde cinselliğin özgürleşmesinde Hippi ' lerin katkısı yadsınamayacak kadar fazladır. Özgürleşme alanındaki bakış açıları cinsel kimliklerine de yansımış , özgür seks biçimini hayatlarına rahatça uyarlamışlardır ...

Hippi ' ler ; içten olmaları , özgün dünya görüşleri ve buna olan inançları , yaşam şekilleri , hayat felsefeleri  ve getirdikleri özgürlük başkaldırısıyla tarihin bize kattığı önemli bir topluluktır.
Annelerimizin genelde bizi yermek için kullandığı ' hippi gibi oldun  ' vb tanımlamaları , savundukları dünya görüşünün hala yadırganıyor ve anlaşılmıyor olduğunun en basit göstergesidir.

HİPPİES FAMİLY
Herşeye rağmen , 80 ' li yıllardan sonra özgünlüğünü koruyan ama yavaş yavaş nufusu azalan bu toplumun var olmuş olması mutluluk verici ...

Hippi'lerden bize kalan harika müzikler , rengarenk stilleri ve hala hemen heryerde kullanmaya devam ettiğimiz özgün tarzları var ...

Tabii bir de , onlar gibi yaşamayı dileyen ama günümüz şartlarında buna cesaret edemeyen Hippi ruhlu insanlarımız ...


27 Temmuz 2015 Pazartesi

Melek Bir Yandan , Şeytan Bir Yandan ...

Bir hayat felsefesi ki benimkisi ; ikilem arasında kaldığım , yönümü belirlemede kararsızlıklarım yüzünden bir sağa bir sola yol yalpaladığım ve hangi yöne gitmem konusunda bir türlü karara varamadığım ...
Bazen çok okumanın ve her konuda fikir sahibi olabilme tutkumun bir geri dönüşümü olduğunu düşünüyorum bu kafa karışıklığımın...
Bir yanda hayatıma dair sonsuz yaşama sevinci ve deli dolu hayallerim , ideallerim ...
Bir yanda inancım...

En kötüsü de ikisini buluşturabildiğim bir orta yolu henüz keşfedememiş olmam ...

' İnandığın şeyi sorgula , öğren ve inandığın gibi yaşa ' görüşümü geliştirmemle başladı herşey ...
Bıraktım okuduğum aşk kitaplarını , onlarca best seller serilerini bir yana ...
Madem inanıyorum dedim, inandığım kitabı bile okumamışken , başkalarından öğrendiklerimi benimsemek ve uygulamak mantıksız , ben okumalıyım , ben deneyimlemeliyim bilgi eylemini dedim ve Kuran'ın mealini okumaya başladım...
Hala okuma aşamasındayken bunun kolay ve keyifli olduğunu söyleyemeyeceğim malesef...
Kafam karıştı , ne kadar da yüzeysel bir inanca sahip olduğumu anladım...
Okumaya devam ettim , hala da okumaya gayret etmeye çalışıyorum ama sanki eskisi gibi değilim...
Çünkü inandığımı söylediğim ve kabul ettiğim,  varlığına tüm kalbimle inandığım Allah için nasıl da hiçbir şey yapmıyormuşum onu gördüm...

Ama tüm bunların yanında beni ben yapan özelliklerim ile çelişmeye başladı herşey;
Yapmak istediklerim ve yapmak zorunda olduğumu hissettiklerim ....

İşte başlığın konusu tam da bu ; melek bir yandan , şeytan bir yandan ...
Ve ben iksinin mücadelesini tarafsızca izliyor gibiyim...

24 Temmuz 2015 Cuma

Yürüyerek Dünya Turu

En Yavaş Dünya Turu Seyyahları

1. Dave Kunst



John & Dave Kuntz | Afganistan
John & Dave Kunst | Afganistan

Dave Kunst Dünya çevresini yürüyerek kateden ilk tanınmış seyyahtır. Dave, kardeşi John ile birlikte, 1970 yılının Haziran ayında Avrupa, Kuzey Amerika, Asya, Ortadoğu ve Avrupa yönünde yıllarca sürecek bir yolculuğa çıkar.
Maalesef John Kunst Afganistan’da bir takım haydutlar tarafından vurularak öldürülür. Dave bunun üzerine yolculuğunu diğer kardeşi Pete ile tamamlar.
Dave, 4 yıl süren yürüyerek seyahat sırasında 23.255 km yolu yürümeyi başarmıştır. Dave’in seyahati hakkında kapsamlı bilgi için http://home.earthlink.net/~earthwalker1/

2. Steven Newman



newman
Steven Newman | Tek başına yürüyerek Dünya turu

1954 doğumlu Steven Guiness rekorlar kitabında tek başına yürüyerek Dünya turu yapan ilk kişi olarak yer alır.  1983 yılının Nisan ayından 1987 yılının Nisan ayına kadar geçen 4 sene boyunca  Steven 20 ülke geçerek toplamda 24.140 km yol yürümeyi başarmıştır.
1987’de bitirdiği Dünya turu ardından Japonya, Güney Kore ve Tayvan’ı baştan başa yürümüş ve Japonya’nın Shikoku Adası’nda bulunan 1450 km’lik Henro Hac yolunu da yürüyerek geçmiştir.

3. Rosie Swale-Pope



Rosie
Rosie Swale-Pope

2003 yılında, 57 yaşında iken, Rosie Swale-Pope Dünya çevresini yürüyerek turlamayı bir adım öne taşıyarak koşmuştur.
Kansere karşı farkındalık yaratmak ve bazı yardım kuruluşlarına yardım toplamak için Rosie Dünya üzerinde bulunan en maceralı ve belki de en tehlikeli rotayı seçmiştir: Rusya, Alaska, Kanada, Mainland ABD, Grönland, İzlanda ve UK.
Yolculuğu boyunca 50 çiftten fazla ayakkabı kullanmış ve yardım kuruluşları için 250,000 pound’tan fazla paranın toplanmasına yardımcı olmuştur.

4. Ffyona Campbell



Ffyona Campbel
Ffyona Campbell

“Yürüyerek Dünya Turu yapan ilk kadın” ünvanını kazandıktan sonra seyahatinin ABD ayağında bulunan bir kaç kilometrede hile yaptığı ortaya çıkınca Ffyona’dan geri alınmıştır.
Yine de ABD, Avusturalya, Afrika ve Avrupa’yı kapsayan 11 yıllık seyahatinde toplamda yaklaşık 32.200 km yürüdüğü için listede yerini almıştır.
ABD’de eksik kalan bölümü tamamlamış olsa da rekorunu geri alamamış olan Ffyona 95 günde 5150 km yürüyerek Avusturalya’yı en hızlı geçen kişi rekorunu elinde tutmaktadır.

5. George Meegan



George Meegan | Dünya Turu sırasında dinlenirken
George Meegan | Dünya Turu sırasında dinlenirken

Alaska’nın en kuzeyinde bulunan Tierra Del Fuego’dan yola çıkan George Meegan 2.425 günde 30.610 km yolu yürüyerek seyahat etmiştir. (1977-1983)
George Meegan, kesintisiz en uzun yürüyüş, tamamen kuzey yarıküreyi kapsayan ilk ve tek kişi ve yürüyerek katedilmiş en fazla enlem derecesi rekorlarını kırmıştır. Bunların yanında yürüyerek seyahati boyunca geçtiği ülke ve kıtalardan dolayı dört farklı rekora da sahiptir.

6. Karl Bushby



Karl Bushby | Peru
Karl Bushby | Peru

1998 yılında başlayan yürüyerek yolculuğu için Karl’ın planı Güney Amerika’nın en alt noktasından başlayarak kuzeyde Alaska’ya ulaşıp batıya yönelerek uçsuz bucaksız Siberya’yı geçip Avrupa üzerinden İngiltere’ye 14 yılda 57.940 km yol yürüyerek ulaşmaktı.
Yürüyerek seyahat planı Rusya’ya ulaştıktan sonra bir çok kez Rusya ile arasında sorun olan vize sıkıntısı ve sponsor desteklerini kaybetmesi sebebiyle şu anda askıya alınmıştır.

Karl Bushby’nin yürüyerek seyahat girişimi çoğunlukla dernek yararına veya küresel meselelere dikkat çekmek amacıyla başlatılan ve halen devam etmekte olan 20 girişimden birisidir. Diğerleri de “Hawk” McGinnis, Gary Hause, Jean Béliveau ve Daren Wendell ile William Bryan Schlackman’dir.

                                                                                                                                            -ALINTIDIR-

21 Temmuz 2015 Salı

Merhaba Eski Aşklarım , Merhaba Çocukluğum ...

Bayram tatilini çocukluğumun rüyası , en güzel anılarımı biriktirdiğim Enez , Yeniceköy'de geçirdim...
Bu kez daha kalabalık olmamızdan mütevellit çok çok eğlendik binlerce kez şükür ...

Çocukluğumun yazlarının sadece burada birer haftasını geçirmiş olmama rağmen bana yıllarca gülümseyerek hatırlayacağım , içimi ısıtan anılar biriktirdi bu köy bana  ...
Bu kez gittiğimde tabi herşey çok farklıydı , ben evli ve çocuk sahibi biri olmuşken , tanıdığım ufacık çocuklar artık sevgilileriyle evlilik planları yapar olmuş ...
Eski arkadaşlarımı gördüm , ilk sevgilimi , çocukluk hayallerimi ...
Hala yaşıyor ve tekrar karşılaşabiliyor olmanın sevincini hissettim içimde , ve zamanın nasılda hızla tükendiğinin farkındalığını ...

Bir an 15-16 yaşlarıma dönebilmeyi istedim. O zamanki yaşlar ; şimdiki bilinç ve özgürlük...
Şimdiki ben olsam ve tekrar ilk gençlik yıllarıma dönebilsem şunu farkettim ki , daha dolu yaşardım , daha korkusuz ...
Zaten deli doluydum ama bunu kimsenin dizginlemesine izin vermezdim bu kez...
Daha çok severdim , daha çok gezerdim ...
Arkadaşlarıma daha fazla sarılırdım dört elle ...
Aile olabilme nimetine erişmeden önce , köklü dostluklar kurabilmek ve arkadaş olmanın güzelliklerini yaşardım doyasıya ...

Ve tekrar tekrar giderdim yine , bana hayatımın en güzel anılarını kurdurtan bu köye ...
Elimde çocuğum , yanımda eşimle...

AİLE,FAMİLY TUMBLR


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...