22 Ağustos 2016 Pazartesi

Nerede Kalmştık ?

Tam tamına 6 aylık hamile , bir zamanla hayalini kurduğu günlük hayatın içinde olan ama bunu farkedip boll bol şükretmek yerine şimdilerde bir garip hisseden Gri Lady ' den herkese selamlar .

Ne çok özledim yazmayı , paylaşmayı ...
Sizleri okumayı , yorumlarınızı yanıtlamayı ...

Bu aralar evde hayatı iyice benimsemiş biri olarak bol vaktimin olmasını filmler , belgeseller izleyerek ve çok keyif  aldığım tığ işi battaniye örme işlerimle geçiriyorum.


Ve gün sayıyorum tabi ki bir yandan , hamile kalmadan önce hamileliğin tadını çıkaracağımı ve doğum zamanını sabırsızlıkla beklemek konusunda kendimi daha ağırdan alacağıma söz vermiştim ama şimdi bir an önce zaman geçsin ve minik bebeğimizi kucağımıza alıp , dört kişilik aile hayatına bir an önce geçebilmek için sabırsızlanıyorum.

Daha sık görüşmek dileklerimle , şimdilik benden bu kadarrr :)

9 Temmuz 2016 Cumartesi

İsim Koyma Sorunu


Henüz cinsiyeti belli bile değil iken bebeğimize isim bakmış biri olarak hala bir isim bulamamış olmak gerçekten canımı sıkan bir konu olmaya başladı.
Karar verebilecek gibi olduğumuz tek isim Çağan 'dı ama eşimin bu ismi pek benimseyememesinden dolayı vazgeçmek zorunda kaldım...

Şimdiyse tekrar tekrar okuduğum isim listelerinde içimize sinebilecek bir isim arıyoruz...


1 Temmuz 2016 Cuma

Ve Artık Öğrenebildik :)

Kız mı erkek mi acaba derken 16. Haftanın bitmesiyle birlikte çok şükür net olarak bir oğlumuzun olacağını öğrenmiş bulunuyoruz :) 


Rüyalar, aşermeler, hissiyatlar derken anladığım tek şey gerçek de annenin bebeğinin cinsiyetini hissediyor olduğu. Çünkü hisleri kuvvetli sayılmayan biri olarak benim en başından beri içimden geçen erkek olacağı hissiydi...
Şimdi en önemli meseleye gönül rahatlığıyla edilebilir, bol bol kafa patlatabilirim:)

Evet isim...
En keyifli belkide en stresli aşama.  Her konuda yanımda olduğunuz için hepinize minnettarım ve beni isim konusunda da yanlız bırakmayacağınızı biliyorum.

Özellikle çevrenizde sakin, akıllı, ağır başlı olan çocukların isimlerinden önerebilecekleriniz varsa çokkk sevinirim.

İsmin kişilik üzerinde çok etkisi olduğunu düşünüyorum ve bu konuda hassas davranmak istiyorum.

Son olarak Çağan ismini çok beğeniyorum bu konudaki fikirlerinizi ve çevrenizde gördüğünüz Çağan isimli çocuklar var mıdır,  var ise nasıllardır benimle paylaşabilirseniz çokkkk minnettar olurum.

Hepinizin Kadir Gecesi Mübarek Olsun, yanıtlarınızı heyecanla bekliyorum ve inşallah bu gece bebeğimizin ismine karar vermiş olmayı istiyorum :) 

2 Haziran 2016 Perşembe

Bebeğimizin Cinsiyeti?


Herkese merhaba :)
Günler geçecek mi,  nasıl olacak,  riskli durumlar Vs derken çok şükür 13.haftaya ulaşabildim bebeğimle... 
Tabiki en heyecan verici olaylardan biri olan cinsiyet öğrenebilme haftalarına da ulaşmış oldum. 
Geçen hafta olan doktor kontrolümüzde doktor bebeğimizin Cinsiyeti konusunda bir tahminde bulundu ve içime doğanın aksine bir kız bebeğimiz olabileceğini öğrendik.
Hatta ihtimal bazında net konuştuğu için ben bir haftadır kız isimleri arşivlerini talan ettim:) 


Amaaaaaaaa, 
Bugün tekrar emin olmak için aynı doktora gittiğimizde,  kızımız olacağı fikrine iyiden iyiye alışmışken,  bu kez de doktorun 'bebeğimiz büyük ihtimalle erkek' demesiyle şaştık kaldık:) 
Aslında başından beri içime doğan,  rüyalarımda gördüğüm bebek hep erkekti ama bu tahmin değişikliğinin garip hissettirdiğini de inkar edemeyeceğim... 
İşin can sıkıcı kısmı bu defa da aynı şekilde kesin konuşmaması,  birkaç hafta daha beklememizi önermesi. 

Ee şimdi kız mı erkek mi bebeğimiz?

Sağlıklı olsun, hayırlı evlat olsun inşallah gerisi tabiki boş ama yine de insan değil miyiz merak ta temel duygularımızdan biri işte... 

İçime doğan erkek... 
Eşimin içine doğan kız :) 
Doktorun kafası karışık... 

Siz içinizde oluşan ilk hissi yazabilirseniz çokk sevinirim,  belki de bu şekilde buluruz-hissederiz 💕💕💕

Heyecanlı bekleyişime ortak olan herkese çokkk çokk teşekkürler şimdiden 😙

9 Mayıs 2016 Pazartesi

İsim ve Kişilik Bağlantısı


Herkese Merhaba ;
İsimler ve kişiliklere etkilerine dair araştırmalarımdan daha önce de sizlere bahsetmiştim. İsimlerin karakterleri etkilediği aşikar ama bu istatistiği sadece çok kullanılan isimler arasında oluşturabiliyoruz.

Mesela kişilik özelliklerini bildiğimiz isimler ülkemizde çok yaygın olarak karşılaşabileceğimiz Ayşe , Fatma , Emine , Can ,Yusuf , Mehmet , Hüseyin , Hasan , Muhammet , Yasin vs vs ...

İsimler ve kişiliklere etkileri oldukça ilgimi çekiyorsa da bir anne adayı olarak isimlere göz gezdirdiğimde sadece kişiliğini istediğim yönde etkileyecebileceğini düşündüğüm için hoş bulamadığım bir ismi de koymayı düşünmüyorum.

Sadece isimlere bakmak, cinsiyet tahminlerinde bulunmak gibi eylemler bile bana bu aralar acayip keyif veriyor.

Şimdilik durumlar böyle :)💕

Farklı konularla tekrar buluşmak dileğimle.


13 Nisan 2016 Çarşamba

Misafirimiz Var



Geçen hafta öğrendiğim ve o dakikalardan beri hayatımızın hızla değiştiğini hissettiğim günler geçiyorum.

Sanırım bir kaç aydır içten içe bu haberi bekliyor , zamanın uzamasından korkmaya başlıyordum kiii o güzel haberi almak nasip oldu bin şükür .

Evet , size bir haberim var  ;


HAMİLEYİMMMMM :)

Aslında bunu paylaşmak ve sevinmek için belki çok çok erken ama her ne olursa olsun şu anki durumum bir bebek bekliyor olduğum ve ben bu haberi sizlerle de paylaşmak istedim.

İnsanlar farklı farklı sorunlar yaşayıp sağlıklı yada sorunlu hamilelikler geçirebiliyorlar. Özellikle ilk üç ay riskli bir dönem olduğundan bu güzel haberi vermek için biraz beklemeyi de tercih ettikleri doğrudur ama ben sonucu ne olursa olsun ki dualarım hayırlısıyla kucağımıza almak tabii ki herşeye rağmen paylaşmak , dualarınızı , iyi dileklerinizi almak istedim. :)

İşte böyle  :)
Güzel bir yol bizi bekliyor inşallah ...


23 Mart 2016 Çarşamba

Artık Zenginim / Aykut Oğut / Kitap Yorumu


Aykut Oğut , seminer tadında yazdığı kitapları ile yıllar önce kalbimi kazanmış yazarlardan biridir ...
Kişisel Gelişim alanında çalışıyor olup , acayip ilham verici bir hayat öyküsüne de sahiptir.
İlk kitabı Evrenden Torpilim Var ' dan sonraki yayımladığı kitaplarda bana biraz kendini tekrarladığı hissini vermiş olsa da her kitabını okumadan da edemedim .

Alıntılar,kitap alıntıları,bookove

Gelelim uzun bir aradan sonra okuduğum 5. Aykut Oğut Kitabına ; 

Artık Zenginim !


Bu hayata ZENgin olmak,
ZENgin yaşamak için geldiniz!
İşte hayatın sırrı bu cümlede saklı! 

2005 yılında ben bir garson, eşim Esra yoga hocasıydı. Los Angeles’ta 50 metrekare bir evde, ay sonunda kiramızı nasıl ödeyebileceğimizi düşünerek yaşıyorduk. Bu kitaba ilk başladığım günlerde ise, Hawaii’de DOKUZ AY SÜREN bir tatile çıkmıştık! Yani fakirlikten zenginliğe geçtik, hem de gayet
kısa bir süre içinde... 

Bizim yaptığımız her hatayı, bizi fakirlikte tutan her şeyi; bilinç olarak zenginliğe nasıl açıldığımızı;yolculuğumuzda yaptığımız uygulamaları;
ve en önemlisi;“zenginlik” dediğimiz şeyin sadece paradan ibaret olmadığını bütün detaylarıyla bu kitapta okuyacaksınız. 

YOKLUK bilincinden VARLIK BİLİNCİNE geçmek; ZENgin olmak sandığınızdan çok daha kolay!
Tek bir şartla: Bu kitaptaki uygulamaları yapacaksınız! 


Keyifli okumalar dilemiyorum…
Keyifle okursunuz zaten, sorun değil...
Keyifli uygulamalar diliyorum… 

ZENgin olunca bizi unutmayın da…

Kitabın arka kapağında yazdığı gibi , kitapta sizi zenginliğe götürebilecek yollardan , zengin olma halinin nasıl geleceğinden ve bunun için neler yapabileceğimizden bahsediyor .
Ben keyifle okudum ve Aykut ' un  tavsiyelerini yapılması mümkün şeyler olarak hafızama kazıdım. 
Kitabı okuduktan sonra mevcut durumumuz değişip para içinde yüzmeye başlamıyoruz belki ama para konusundaki görüşümüz ve sahip olduklarımıza bakışımız kesinlikle büyük oranda değişiyor.

Özet geçmek gerekirse ; 
İki günde okuduğum çok keyifli , akıcı ve sohpet havasında geçen saatlerdi Artık Zengin ' im kitabını okumak .
Kitap bittiğinde bana kalan ise mevcut durumumuza şükretmeden daha fazlasına sahip olamayacağımız ve zenginliğin sadece para durumu ile sınırlandırılmasının büyük bir yanılğı olduğu .
Kişisel Gelişim Kitapları , Gri Lady






22 Mart 2016 Salı

Neler Yapıyorum ?

Herkese merhabaaaa :)

Malum sebeplerden ötürü bir süredir evde takılıyorum biliyorsunuz . Benim için çokkkk sıkıcı olacağını tahmin ettiğim günler öyle keyifli geçiyor ki çok şükür artık çalışmadığım günleri kendime zehir etmek yerine keyif almayı öğrendim.

Kitaplarım var bir sürü okunmayı bekleyen , yapmak istediklerim var tonlarca  her biri için deli gibi sabırsızlandığım ...

Çok şükür ki her şey yolunda , mevcut durumdan keyif alabilmek büyük nimetmiş onu iliklerime kadar hissedebiliyorum bu kez .

Gelelim neler yaptığıma ;
Bir önceki postumda tığ işine duyduğum heyecandan bahsetmiştim . Nihayet bir senedir elimde sürüklenen ilk çalışmamı sonlandırabildim :)
Hemen aşağıda gördüğünüz , oğlumun odasındaki koltuğa örtü niyetine serdiğim motifli battaniyeden bahsediyorum.
Nihayet bitti ve yeni aşklara yelken açabildim :)

motif,tığ işi,tığ işi örgü,örgü yapımı,hobiler

Renklerini ve dokusunu çok sevdiğim yeni yumaklar aldım kendime ve yeni bir diz battaniyesi başladım . Bakalım bu ne zaman bitecek ...

motif,motif yapımı,motifli battaniye modelleri,örgü,örgüm

Örgüler dışında okuduğum , bolca altını çizdiğim kitaplar var ki onları da ayrı bir postta paylaşacağım ...


Şimdilik Gri Lady cephesinde durumlar böyle .
Siz neler yapıyorsunuz ?

16 Mart 2016 Çarşamba

Kendini Mutlu Et!

Her gün canımızı sıkan olaylarla karşılaşıyoruz. Artık öyle bir duruma geldik ki bir aksilik olmasını olağan bulur,  herşey yolunda gittiğinde bir sorun olmasını bekler olduk.
Bizi bizden başka mutlu edebilecek biri yoktur. Aynı zamanda mutsuzluklarımız da bizler izin verdiğimiz kadar etkileyebilir bizi...
İşte bu yüzden biz kendimizi mutlu edemiyorsak bunu bir başkasının yapmasını bekleyemeyiz. Bu büyük bir hata olur.
Kendinizi sevin, iyi hissedeceğiniz şeyleri bulun ve peşinden gidin...

Bu güzel bir yolculuk  inanın bana yol alma halinde daha başlayacak mutluluk kıvılcımlarınız.

Ben kendi  mutluluk sebebimi keşfettim bu aralar...
Kısaca crochet Love desem ???


Son günlerde kendimi renklerin terapisine bıraktım, o kadar iyi hissediyorum ki kendimi ilginizi çekerse mutlaka size de tavsiye ediyorum.


Şimdilik size bir kaç fikir ile veda ediyorum.  Belki siz de seversiniz tığ işini,  ben çok sevdim...










 

8 Mart 2016 Salı

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

Bugün hayalinizdeki beyaz ve sağlıklı dişlere en pratik şekilde kavuşma yollarını paylaşacağım. İşte dişlerimi korumamı sağlayan ve rahatça gülümseme nedenim 5 diş temizleme pratiğim :)

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

1. Rutinlerinize Uyun
Hayatta en önemli şey sanırım sizin için iyi olan ne varsa alışkanlık haline getirmek. Spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi aslında kişinin kendisine bakması ve temizliğine dikkat etmesi de önemli. İşte bu yüzden diş temizliği rutinlerinizi belirleyin ve ona uyun.
Her sabah ve gece yatmadan önce dişlerinizi mutlaka fırçalayın! Bu alışkanlığınızı halen kazanamadıysanız bugün zaman kaybetmeden kendiniz ve diş sağlığınız için büyük karar verebilirsiniz.

2. Size Uyanı bulun!
Nasıl ki giydiğiniz kıyafetler tarzınızı yansımadığında kendinizi o kıyafetin içinde yabancı gibi hissediyorsunuz, aslında kişisel bakımlarınız da öyle. Diş ve diş ati yapınıza en uygun fırçayı bularak diş temizliğinizi daha verimli yapabilirsiniz.

3. Kendinize Zaman ayrın!
Bir şeyi yapıyor olmak kadar onu doğru sürede ve doğru şekilde yapmak da çok önemli. Özensiz bir biçimde yaptığınız hiçbir şey tam olmayacaktır. O yüzden dişlerinize ve kendinize zaman ayırın. Bu zamanı doğru fırçalama teknikleriyle yaparsanız emin olun kısa sürede farkı siz de fark edeceksiniz.

4. Bazı Ayrılıklar Çok Güzel!
Vedalar ve ayrılıklar hep can yakar ama aslında bazı ayrılıklar size çok iyi gelebilir :) Nasıl mı? 3 ayda bir diş fırçanızla vedalaşın ve hijyen açısından önemli bu değişikliği bir alışkanlık haline getirin.



5. Yol Arkadaşınızı İyi Seçin!
Geldik en önemli maddeye. Diş fırçanızı seçtiniz, kendinize zaman ayırdınız, her şeyi tam yaptınız ama diş temizliğinde istediğiniz verimi halen alamıyor musunuz? O zaman doğru diş macununu kullanmıyor olabilirsiniz. Bu konudan mustarip olanlara önerim; Procter and Gamble’ın dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana olacak.
Yeni İpana 3D White PERFECTION diş macunu İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu. Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içerir. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekelerin %100’e kadarlık kısmını etkin biçimde çıkarıyor. Ben bu ürünü çok sevdim, satın almak isterim derseniz tıklayınız.

Tüm bu maddeleri eksiksiz yerine getirenler olarak bol bol gülümsemeyi hak ettik sanırım :)



P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım. 
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://www.e-gunlugum.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=RZ5ymuChrW0


Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Mart 2016 Çarşamba

Gri Lady ' nin Günlük Hayatı


Herkese Merhabaaa :)

Valla o kadar hızlı yaşıyorum ki son birkaç gündür , elim bir türlü gidemedi bilgisayarıma ...
Bir yandan günlük hayata adapte olma aşamam , bir yandan mini mini birlerden biri olan oğlumun okula gidip - gelmesi , bir yandan kitap satışları derken inanın işteyken o geçmek bilmeyen zaman nasıl geçiyor anlayamıyorum .


Geçen sabah 9:30 da yapmam gereken bütün işleri bitirmiş ve kitaplığımın önünde hangi kitaba başlasam diye düşünürken biraz aç gözlülük yaptım ve tam 3 kitabı birden okumaya başladım :/

Bir Artı Bir - Jojo Mayes
O Adam Buraya Gelecek - Pucca
Ve 
Artık Zenginim - Aykut Oğut

Aykut Oğut 'un kitabı çok güzel . İlk oturuşta yarısı bitti zaten . Pucca her zamanki gibi boş ama çok hoş ...
Jojo Mayes ise daha yeni başlamama rağmen hikaye hemen aldı beni içerisine , beğendim yani :)


İşte böyle dostlar , zannettiğim gibi kötü değilmiş evde olmak . Sadece biraz zamana ihtiyacım var ve zamanımı etkili kullanabilmeye ...
Zira gün o kadar çabuk geçiyor ki sonuç olarak yine akşamları odaklanabiliyorum yapmak istediklerime ...



Çok şükür , Bin Şükür ...
Hayat Çok Güzel Bir Deneyim ...

Sizleri Seviyorum 
Görüşmek Üzere


25 Şubat 2016 Perşembe

Yeni Başlangıçlar Mevsimi


Ne zaman bu başlığı yazsam ( ki daha önce bir kez yazmıştım ve şehir değişikliliği yapıyorduk ) yeni bir döneme giriyorum hayatımda .
Bu gün de o günlerden biriydi ...
Tamam tamam abartmayalım , çok ta önemli bir mevzu yok sadece işten atıldım !

Bunu gurur meselesi yapıp ' ağzıma geleni söyledim ve bastım istifayı ' şeklinde de yansıtabilirdim sizlere ve siz gerçeği asla bilemezdiniz ama buda gurur yapacak bir mesele yok.

Sebebine gelirsek ;
Merak ediyorsunuz değil mi  ?

Sanırım Patronluğu bünyesinde çalışan her şahsın kendisine kul-köle olması gerektiğini düşünen ve profosyonel bir iş yaşamından bi haber cahil bir patronumun olması ve benim bu saçma yaptırımlara boyun eğmediğimi söylemem yeterli ...

İşin özü ; adamın biri ( patron kişisi ) ona benim görevim olmadığı halde çay getirmemi , yalakalık yapmamı , çevresindekiler gibi haysiyetsiz ve ona muhtaçmışım ve her sölediğini hatta söylemeyip aklından geçirdiklerini bile anlayıp bir hizmetçi gibi davranmamı istedi ...


Ben ;

Bu zamana kadar kendi doğrularından vazgeçmeyen BEN ... !

Kimseye boyun eğmeyen , prensipleri olan ve görevi dışında çalıştığı ortamda asla birilerine yaranma ve kendini kabul gördürme gayesi olmayan ben ...

Sizce ne yapmış olabilirim ?

Evet sanırım sonuç ortada ...

Demek ki düzen böyle , demek ki herkes layık olduğu ortamlarda olmalı .
Ben bunu anlıyorum ki gerçekten bu tarz insanlarla muhatap olarak gerçekten kendime haksızlık etmişim .



Şimdi ne mi olacak dersiniz ?

Tıpkı başlıkta belirttiğim gibi , gelsin bakalım tüm yenilikleriyle Yeni Başlangıçlar Mevsimim .

Şüphesiz her zorlukla beraber bir kolaylık vardır ...

Bu yüzden hiçç sıkmıyorum canımı ve olumsuz kapıların ardına saklanan ve sadece sabırlı olanların alabileceği güzel hediyelerimi bekliyorum ...

Çok şükür , Bin Şükür ...

Bana daha hayırlı kapılar açabilmek için bu kapıyı kapatan Rabbime Şükürler olsun ...


Sizleri çok seviyorum , görüşmek üzere :)

24 Şubat 2016 Çarşamba

Soğuk Algınlığı Vs Grip

3-4 gündür sürünüyorum , sebebi ise hepinizin muzdarip olabileceği ve bildiğiniz hastalık , kör kütük grip olmam .
Çalışırken çok daha yavaş iyileşiyor insan farkındayım ama artık geçsin ne olur yaaa :(
Canım hiçbirşey yapmak istemiyor . Eve gider gitmez kendimi yatağa atacağım diyorum ama onu da yapamıyorum...


İlaçlarla dost olmama rağmen bir tek bitki çaylarının faydasını görüyor gibiyim ...
Akşam Pucca ' nın son kitabına başladım keyfim biraz yerine gelsin diye ve bir kaç sayfa sonra uyuya kalmışım. Okumayanlarınız varsa tavsiye ederim , hep aynı bildiğimiz Pucca işte , gülümsetiyor bol bol.
Bunun dışında neler yapıyorum ?
Valla inanın ancak insan hastayken anlayabiliyormuş ağrısız - sızısız günlerinin kıymetini. Şu anda birşey yapmaya ne mecalim var nede isteğim ...
Havalar diyorum son olarak ;
Bir sıcak bir soğuk . Aman dikkat edin , benim gibi üşütmeyin .
Öpüyorum , sevgiler :)


23 Şubat 2016 Salı

Elveda Haziran / Sarah Jio / Kitap Yorumu

Herkese Merhaba ,
Yeni bitirdiğim Sarah Jio kitabı hakkında sıcağı sıcağına fikirlerimi paylaşmak istiyorum sizlerle .


Okuduğum ikinci Sarah Jio kitabıydı Elveda Haziran .
Daha önce  Böğürtlen Kışı'nı okumuştum ve tek kelimeyle bayılmıştım yazarın anlatım diline.
Bu kitap ta aynı akıcılıkla yazılmış. Yazarın okuduğum ikinci kitabından sonra kitabın sürpriz sonunu tahmin etmek çok zorlamıyor sizi ama yine de okurken merak ediyorsunuz gelişmeleri.

Kitabın konusuna gelecek olursak ;
Kitap June adında genç bankacı kızımızın teyzesinin ona çocukluğunun geçtiği tarihi bir kitap evini miras bırakması üzerine gelişiyor. Hırslı ve iyi bir kariyeri olan June ' nin başlarda burayı elinden çıkartmak gibi planları varsa da Seattle adasında kitapçının hemen yanındaki yakışıklı restoran sahibi Gavin ile tanışması ve birbirlerinden etkilenmeleriyle planlar biraz değişir.
Aynı zamanda kitapçıda teyzesinin kitaplar arasına sakladığı mektupları bulmaya ve teyzesi hakkında hiç bilmediği şeyler öğrenmeye başlar ...


İşte kitabın genel kurgusu böyle . Benim için bir böğürtlen kışı değildi ama yine de başarılı ve okuması keyifli bir kitaptı ...
Okuma sürem yaklaşık 10 gün kadar sürdü. Diğer kitaplarından biraz daha yavaş bir okumaydı benim için ama bu asla okumamalısınız anlamına gelmiyor .
Çok çok sevgiler :)

17 Şubat 2016 Çarşamba

Gurbetçi Aile


Eğer ikinci kez anne olursam sebebi kesinlikle Tuğba Altınışık'tır buradan herkese duyuruyorum  :)
Bir aile bu kadar mı güzel olur . Tam da hayallerde canlandırılan tablolarda olduğu gibi ,  çoluklu çocuklu , neşe dolu , birbirine aşkla bakan karı-koca ve dünya tatlısı çocuklar .

Ben ki evde olmayı , tüm gününü evde geçirmeyi sıkıcı , bunaltıcı ve zaman kaybı olarak gören , çalışmaya aşık bir bayanım ...
Yine de Tuğba 'yı izledikten sonra tüm değer yargılarım değişti ,aile olmanın ötesinde başka mutlulukların peşinde koşmamaya meylettim.
Mutlu bir ailen varsa çok çok çok şanslısın onu anladım.
Hem o hep kabusum olan çalışmayıp , evde çocuk bakma olayına bakış açım da değişiyor sanırım Tuğba yüzünden :)


O anneliği öyle tadını çıkararak yapıyor ve hayatından öylesine memnun ki kendimi mutluluğun peşinde koşan ama elindekileri görse zaten mutlu olacak biriymiş gibi hissettim.
Hep ileriye bakıyorum ve önümde duran mutluluk sebeplerimi göremiyorum bu yüzden onu fark ettim.

Açıkçası bunu zaten kendisine de belittim , Youtube kanallarını gördüğümde ' günlük hayat vs ' yazınca ne alaka falan dedim ... Günlük hayatın nesi paylaşılır vs , epey ön yargılı yaklaştım. Aynı zamanda da ilgimi çekti ve bir bakayım bakalım neler varmış diye izlemeye başladığımda resmen o video senin , bu video benim dolanıp durdum Gurbetçi Aile kanalında.


Ben çok çok sevdim ...
Prenses Melis , Elma yanaklı dünya tatlısı Mert sanki çok yakın arkadaşımın çocuklarıymış gibi hissediyorum artık. Tuğba'nın hamileliği , ikici bebek haberi ve bu süreci de izleyicileriyle paylaşması gerçekten emek isteyen bir uğraş ...
Doğum için evde çıktıklarında bile kısacık ta olsa video çekecek kadar önemsiyor onu sevenleri ve işte bu yüzden de izlenmeyi hak ediyor ...


Ben ilgiyle ve keyifle izliyorum .
Sizlere de tavsiyemdir , sevgiler :)


16 Şubat 2016 Salı

Kişisel Blog Yazmanın ...

... Dayanılmaz hafifliği gibi klişe bir tanımlamayla devam etmek isterdim ama kişisel blog yazmanın can sıkıcı taraflarına değinmek istiyorum aslında .


Kişisel blog yazmak bir çeşit terapi .
Hele ki benim gibi yazarak rahatlayan biriyseniz harika bir yöntem ama ;

Bloğunuzun hem okunup hem de okunmamasını istemek gibi bir tezatlık bu işe biraz limon suyu sıkıyor .
Ee haliyle de insanın yüzünde bir buruşma ifadesi veriyor çoğu zaman .
İşte bu yüzden anlatmak istediklerimi anlatamadığım çokkk olmuştur.

Tüm bunlar bloğunuzun yakın çevrenizden okunma ihtimali yüzünden oluyor . Ben yaptım siz yapmayın !
Çok profosyonel paylaşımlar yapmakla ilgilenmiyorsanız bloğunuzu bir kale , iç dökme , dostluklar kurabilme ortamı olarak görüyorsanız bunu yakın çevrenizin bilmemesinde fayda var . Sonuçta onlara anlatamayacağımız - anlatmak istemediğimiz şeyler olabilir ...


Paylaşmak isterken sizi tanıyan insanların tepkileri sizi endişelendirebilir vs vs .
Ben daha çok özel hayatım hakkında konuşmak isteyip de kendini susmak zorunda hissedenlerden oluyorum bu noktada ...
İnsanlar sizi siz izin verdiğiniz kadar tanıyabilirler ve ben bu konuda oldukça cimriyim .
Beni yeterince tanımak yakın akadaşlarımın ve ailemin tekelinde diye düşündüm hep . O yüzden bloğumdan haberdar olan beni seven - sevmeyen , ne düşündüklerini bilemediğim , eski iş arkadaşlarım vs olduğu için bu durumda elim kolum bağlı ...



İşte böyle ...
Acılarımı paylaşamıyorum ki düşmanlarım sevinmesin ...
Planlarımı açık seçik anlatamıyorum kiii şimdiden reklam olup , dillenmesin ...

Ama tanımadan sevdiğim Ailem yani sizler, her şeye rağmen iyi ki varsınız ...
Yazmak , fikirlerinizi alıyor olmak çok çok güzel.
En önemlisi de tanımadan sevmek - seviliyor olmak .
İşte sevginin en kıymetli hali bu .

10 Şubat 2016 Çarşamba

Burcumdan Dolayıymış Ya Hu !

Maymun iştahlılık bir kişilik özelliği midir ?
Evet , sanırım öyle ve ben de bu guruba dahil bir kişiliğe sahibim .
Duygularımı çok yoğun olarak yaşıyorum.
Burçlarla ilgilenmem ama bahsedilen genel karakter özellikleriyle neredeyse birebir örtüşüyor ruh halim.
Bir Akrep burcu kadınıyım ...



Bu karmaşıklık , kontrolcü ve kararsız tutumlarım yoruyor beni ...
Aslında tamamiyle başka bir yazı yazmaktı amacım ama bu kez profösyonel bir makale yazarı havamdan çıkıp içimi dökmeyi tercih edeceğim galiba ...

Şimdi yazım için resim bakarken fark ettim de anlatmak istediğim tüm duygular daha önce taşıdığıma inandığım özelliklerden ibaretmiş ...


Daha önce yazılmış , tekrarlamaya gerek yok ...
İşte böyle dostlar bugünkü ruh halim ...


Fikirlerimin netleşmesine ve dilediğim şeylere daha fazla tutkuyla bağlanmaya ihtiyacım var sadece ...




9 Şubat 2016 Salı

Ruhum Sıkılıyor Ne Yapmam Lazım ?

Sebepli ya da sebepsiz içinizin sıkıldığı anlar oluyor değil mi ?
Benim oluyor ...
En can sıkıcı olanlarsa bir sebep yokken gelen bunalım hissi özellikle ...
Peki böyle bir durumda neler mi yapabiliriz ?

Öncelikle kafamızdaki o sessiz can sıkıcı boşluğu atabilmek için bir müzik açabiliriz ...

Justin nasıl fikir mesela ? 



Ya da Drake ?
Hatta onun gibi usulca dans etmek ...



Böyle anlarda çok zor biliyorum ...
Şükredebilmek , güzele odaklanmak ... Ama bunu yapabilirsek o kara bulutlar anında yerini pembe bulutlara bırakabilir .


Düşünün ...
Sahip olduklarınıza odaklanın. Minnet ve şükran kıvılcımlarını hissedene kadar sahip olduklarınızı düşünün.

Mesela ben ,
Aklıma ilk bir aileye sahip olduğum için ne kadar da şanslı olduğum geliyor. Onlar olmasaydı  , özellikle de anne ve babam hayatım ne kadar anlamsız olurdu .
Ama burada bir sorun var . En son onlar hayatta ve yanımda oldukları için ne zaman şükrettiğimi hatırlamıyorum bile ...

Belki de hiç şükretmedim .
İşte o kara delik ! Mutsuzlukların baş mimarı şükürsüzlük ve güzellikleri görememe ...


Gelelim başka neler yapabileceğimize ...

Düşünce şeklimizi değiştirebilsek , hayatımızı değiştirebiliriz. Ama bunlar bizim bilmediğimiz sular olduğu için biz ' güvenli ' olduğunu düşündüğümüz kısımdan çıkmaya korkuyoruz ...
Ruh halimiz için de durum böyle .


Sorun çokk büyük , altından kalkamayacağınız sorunlar da olsa , basit bir iç sıkıntısı da olsa aslında herşey değişiyor.
Biz o kadar kendimizle meşgulüz ki etrafımızda yaşananlarla , şu dakikalarda dünyanın farklı farklı yerlerinde insanların neler yaşayabildikleriyle ilgilenmiyoruz bile.

Belki biri şu an borç batağı yüzünden intihar ediyor ülkenin birinde ...
Belki biri yoğun bakımda ve ailesi tüm gücüyle dua ediyor onun yaşayabilmesi için ...

Belki biri açlıktan uyuyamıyor , çaresizce yatağının içinde oturmuş ağlıyordur.
Belki birinin yatacak bir yatağı bile yoktur !


Düşünebiliyor musunuz ?

Biz insanız ...
Ve bizim gibi insanlar bizim umrumuzda bile olmayan , ilgilenmediğimiz hatta duymak bile istemediğimiz ne sorunlar yaşıyorlar .
Ama bilmek , haberdar olmak bile rahatsız ediyor değil mi bizi ?

Çünkü biz kendimizle öyle meşgulüz ki ...
Sahip olduklarımızın farkında varıp şükredebilmek gibi bir seçeneğimiz varken biz hep o küçük , mutsuz, daha fazlasını isteyen , sevgisiz şımarık çocuk gibi davranıyoruz .

Her neyse !
Biraz müzik , biraz empati ve sahip olduklarımızın farkına varıp şükredebilme ...

Ve en önemlisi de herşeyin gelip geçici olduğunu hatırlayıp yüzünüzü güzele çevirmek kötü ruh halinin ilacıdır .
Unutmadan ;
Yalnız değilsiniz ve Dünya yaşadıklarınızın çok daha fazlasını yaşayan ve tek seçeneği güçlü olmak zorunda olan yüzlerce kişiyle dolu ...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...