Henüz daha ilkokula giderken tesadüfen kapağını görüp merak
ettiğim bir seri hayatıma yön veren bir kitap haline geliverdi..
Kimden mi bahsediyorum?
Tabiî ki çocukluk,gençlik ve şimdilerde çocuğuma
tanıştırdığım kahramanım HARRY POTTER’ dan..
Mutlaka okumasanız bile filmini izlemiş ya da en azından
fragmanını görmüşünüzdür.
Kitabını okumayanlar ya da sadece filmini izlemiş olanların
kitabını okuyanlara nazaran biraz daha uzak bir pencereden baktıklarını
düşünüyorum. Çünkü kitabı okurken hissedecekleriniz ve hayal gücünüz ile
yaptığınız beyin jimlastiğini ne yazık ki filmde yaşamak mümkün değil..
Neyse ; demek istediğim beni kitabın sayfaları arasında
kaybolanlar ve zaman durmuşçasına heyecanla ve sabırsızca okuyanla daha iyi
anlayacaktır..
Peki neden bu kadar
çok sevdim ve nasıl oldu da kitaplara olan ilgimin başlangıç noktası olabildi
bu ünlü Harry Potter …
Öncelikle kitabı elinize alıp arka kapağını okuduğunuzda
kitapı almanıza sebep kilit bir cümle bulmayabilirsiniz. Eğer sadece kapak
yazısına bakarak kitabın içeriği hakkında tahminde bulunup okumaya öyle karar
verseydim beklide bu büyülü dünyayı sadece yüzeysel olarak bilecek ve on binler
satmasına anlam veremeyecektim..
Neyse gelelim kitaba..
Bunları yazarken bile serinin tamamını tekrar okuma
isteğimin oluşmasını da paylaşmadan edemeyeceğim..
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı..Kitabın
kapağında yazan ‘Harry Potter’ın baş döndürücü “büyülü” dünyasına adım atmadan
önce kemerlerinizi bağlayın’ sözünün boşuna söylenmediğini belirtmeliyim
öncelikle..
Kitabın yaklaşık ilk 80 sayfasında normalin dışında
karşımıza çıkan bir olay vs olmamasına rağmen ( baykuşların taşıdığı postaların
sürekli eve gelmesi dışında.. ki; gelen postanın ne olduğu daha sonra
öğreniyorsunuz..) anlatım dili oldukça akıcı ve betimlemeler çok çok iyi..
Tanıtılan karakterlerin bir süre sonra aileden biriymiş gibi
hissettirilmesinin de sebebi her mimik ve davranışın çok iyi ifade edilmiş
olması.Mesela Harry’nin eniştesi Vernon, teyzesi Petunia’ dan daha ilk
sayfalardan hoşlanmayacağınızı garanti edebilrim.
Neyse zaten konuyu biliyorsunuz , Harry teyze ve eniştesi
ile birlikte berbat ve dışlanmış bir hayat sürerken bir anda eve gelen postalar
dikkatini çeker..Dikkatini çeken tabiî ki eve posta gelmesi değil , her
postanın üzerinde ismi yazmasına rağmen birini bile okuyamaması ve eniştesin elinden alıp hepsini birer birer hepsini yakması..
Tüm bunlar Harry’ nin hayatını değiştirecek gerçeği
öğrenmesini engelleyemez tabiî ki ve o meşhur mektubu hiç beklemediği bir anda
iri cüsseli ve iyi yürekli bir dev olan Hagrid tarafından teslim alır ve okur..
“HOGWARTS CADILIK VE
BÜYÜCÜLÜK OKULU”
Sayın Mr Potter
,
Hogwarts
Caılık ve Büyücülük Okulu’nda yerinizin ayrılmış olduğunu size
bildirmekten mutluluk duymaktyız.Gerekli kitap ve gereçlerin listesi ilişikte
sunulmuştur.
Ders yılı 1
Eylül’de başlamaktadır.Baykuşunuzu 31
Temmuz’dan önce göndermenizi dileriz.
Sevgilerimizle
,
Minevra
McGonagall “
İşte benim için macera bundan sonra başladı ve o zamanlar
çocukluğun vermiş olduğu bir hayal gücü ile ( tabii yazarın başarısını da
unutmamak lazım ) kendimi bu dünyanın içinde hissettim..
Kitapta geçen dersler , Harry’in arkadaşları , geçmişinden
gelen ve anne babasının ölümüne , kendisinin ise büyücüler dünyasında çok çok
ünlü olmasına sebep olan geçmişi... Hepsi de birden sizin hayatınızmış gibi
oluyor.
İşte bana kitapların sonsuz dünyasını açan baş kahramanım bu
kitap..
Eminim sizlerin de çok etkilenip emsallerini okumaya devam
ettiğiniz yazarlar yada kitap türleri vardır ve kitap okuma alışkanlığınız bir
şekilde gelişmiştir..
Son olarak kitaptan zamanında bana ilham veren ve sevdiğim
birkaç alıntıyla veda ediyorum..
“ Sınıfın yolunu bulabilirsen , dersler
de vardı.Harry,büyünün sadece asa sallayıp birkaç gülünç sözcük söylemenin çok
ötesinde olduğunu kısa sürede anladı.
Her Çarşamba gece yarısı
teleskoplarıyla göğü incelemek , değişik
yıldızların adlarını,gezegenlerin hareketlerini öğrenmek
zorundaydılar.Haftada üç kere şatonun arkasındaki seraya gidip Profösör
Sprount adlı tıknaz,kısa boylu bir cadıyla Bitkibilim çalışıyor,garip
btkileri,mantarları,onların hangi alalarda kullanılacağını
öğreniyorlardı..”Syf.156
“ O akşam Gryffindor’ların ortak
salonu çok kalabalıktı.Hary,Ron,Hermione,bir pencerenin önünde birlikte
oturuyorlardı. Hermione, Harry’le Ron’un Muska ödevlerni gözden
geçiriyordu.Kopya çekmelerine hiçmi hiç izin vermezdi.(“”Kopya çekerseniz nasıl
öğrene ilirsiniz?), ama bir kere baştan
sona okuyup onlara yanlışlarını gösterirdi.” Syf.210
“Ama Hermione’nin Felsefe Taşı’ndan
başka şeyler de vardı. Tuttuğu
notları temize çekmeye, zaman cetvellerini düzene koymaya, çizimleri
renklendirmeye koyulmuştu.Harrry’le Ron pek aldırmayacaklardı
buna , ama Hermione onlarında aynı şeyi yapmasını söylüyordu
boyuna.
“Hermione , sınavlara daha yüzyıllar
var.”.
“On hafta diye kestirip attı Hermione.”
“yüzyıllar değil.Nicolas Flamel için birsaniye
sayılır.”
Ron, “”Hem zaten notları niye temize
çekiyorsun ?Herşeyi biliyorsun nasıl olsa.”
“Niye mi temize çekiyorum? Çıldırdın mı
sen? İkinci sınıfa geçebilmek için bu sınavarı vermek gerek. Çok
önemli bu, çalışmaya bir ay önce başlamalıydım
,bana ne oldu , bilmiyorum…”
,bana ne oldu , bilmiyorum…”
“Yazık ki , öğretmenler
de Hermione gibi düünüyorlardı. Öyle çok ödev verdiler ki, Paskalya tatili Noel
tatilinin yanında pek sönük kaldı. İnsan , yanında boyuna
ejderha kanının on iki ayrı kullanışını ezberleyen ya da
asasıyla çalışmalar yapan biri olunca, dinlenemiyordu.Harry’le
Ron boş zamanlarının çoğunu
kitapıkta geçirdiler. Hermione’yle , çalıştılar da çalıştılar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu konuda ne demek istersiniz ?